27 Şubat 2015 /TRT HABER'de "GÜLHAN'ın GALAKSİ REHBERİ" nde ÇİN-2 Bölümünde Şanghay'da, "Doğu Türkistanlı Yeni Uygur Türkleri" soydaşlarımız pazarda gösteriliyor. Gözlerim dolu dolu seyrediyorum.. Ayrıca indirip paylaşan olsa da bir daha görülse...Gülhan Hanım, delikanlıya Türkiye'den geldiğini söyleyince genç "Büyük Türkiye..” diyor, “Uygur ile Türk kardaştır” diyor, “yahşı olun” diyor, “selamünaleyküm,” diyor, yarım ağız yarım ihtiyatla, “burada huzur yok” diyor... Gülhan Şen Hanım, çehresinden ve güleryüzlü, seviyeli neşesinden, nüktelerinden de anlaşılacağı üzere, asil bir Balkan çocuğu, ailesiyle Türkiye'ye gelmişler bir zamanlar... Şanghay'da konuştuğu Uygur Türklerinden ayrılırken ;.. "Soydaşlarımıza veda ediyoruz, ikramlarına teşekkür ediyoruz." diyor.Yanlış anlaşılma kompleksine, “ne derler ?” çekingenliğine kapılmıyor. Cimri Çinliler, lokma bile veremiyor. Kültür farkı.. Oradaki Türkler resmen 8 milyonmuş, yalan.. Yani yüzde yarımmış. En az yüzde beş.. 40 milyonun üzerinde.. Büyük millet, yüzde 95'ken, yüzde beşten rahatsız olmaz, memnun olur hatta gurur duyar. “Tebaa-yı sadıka” bile der.. Osmanlı gibi. Şanghay'ın manyetik trenleri 430 km. hızla gidiyor... Bizimkilere ithaf olsun...Kahire'nin Esma'sına ağlayanlar, biraz da buraların Mihray'larına, Berna'larına, Sahibe'lerine, Aldülmecid'lerine kulak vereydiler ne iyi olurdu...
***
Mart 2017 / ÖLÜLERİ HAYIRLA YAD ETMEK BİZİM GELENEĞİMİZDE VAR.
Devlet adamlarımız hakkında belgeye dayalı olarak siyasi tarihçiler değerlendirme yapmalıdırlar. Burada benim tercihlerim bir başka arkadaşın sert üslubuyla mukabele görürse doğru bulmam. Benim onların alanlarında sert üslup kullanmayışıma karşılık onların da bu ölçüye dikkat ettiklerini düşünürüm.. Bir başkasını yönlendirmeye çalışmak, hele bizim nesilden birini, pek isabetli bir yaklaşım değil. Sorularınızın görüşme alanı burası değil, çay sohbetidir, o yüzden sert ve kırıcı ifadeleri, yorum yapmadan yok sayıyorum. Üslup prensiplerime uymayan yorumların alanı farklıdır. Yoksa ben bildiğim her konuda sabırla dinler ve konuşurum ama didişmem. Benim saygıdeğer bulduğum kimseler, muhatabımdır. Benim yarı misafir yarı ev sahibi olduğum burada, niçin sert ifade kullanılsın ki ? Sözlerim, nezaketine değer verdiğim eski öğrencilerimden (X) Bey'e değil.. Daha önce iki defa nezaketle uyardığım bir başka şahsadır. Kendisiyle hiçbir meselemiz yok. Öğretmeni de olmamışım. Benim bağlantıyı kapatacağımı bilerek gitti. Gelen oydu giden de oydu. İnşallah o da kitap, makale, yazar ve biz de okur istifade ederiz.. Sağlık ve afiyet dilekleri ve selamlarımla..
***
Şubat 2018 / İKİNCİ CEMRE; SUYA DÜŞMÜŞTÜR. HAYIRLI UĞURLU OLA.
Eskilerden alınan haberlere göre; "İkinci Cemre" bugün sulara düşüyormuş. Suların haberi var mı acaba ?...Duyunca bir hafta sonrası için toprağa haber vermeliymiş... Hayırlı ola...3.Cemre beklene, toprak buğulana, gönüller şad u hurrem ola, Nevruz gele, hoş gele , yeni gün ola, geceler kısala, gündüzler uzaya, yüzler güle, çaylar demlene, kahveler cezveye sürüle ve Hıdırellez'e bin can ile segirdile.. Allah yiğitlerimizi koruya...."Yüksek yüksek tepelerde.." buzlar çözülmüş, saydam satıhların arasından ışıl ışıl sular, ağaçların köklerinden gövde ve dallarına yürümektedir. Aceleci erik ağaçları beyaz beyaz çiçeklenmekte ve ne yazık ki aldanmaktadır. Bu bahara hazırlık telaşı, toprağın buğulanacağı gelecek Cumartesiyi beklemektedir. Nevruz hasreti, Ergenekon buzlarının kırılacağı YENİ GÜN' lere hazırlanmaktadır. Tabiatın şenliğini, Karacaoğlan'dan dinlemeli : "Çukurova bayramlığın giyerken, / Çıplaklığın üzerinden soyarken, / Şubat ayı, kış yelini kovarken, / Cennet demek, sana yakışır, dağlar/ Karacoğlan, size bakar sevinir, / Sevinirken kalbi yanar göyünür / Kımıldanır hep dertlerim, devinir / Yas ile sevincim, yıkışır, dağlar !..."
***
26 ŞUBAT 2013 / 100 SENE ÖNCE GAFLETLERLE VE HATTA HIYANETLERLE KAYBETTİĞİMİZ RUMELİ'DEKİ 500 yıl Türk-İslam diyarı yaptığımız vatan topraklarını aradan bin yıl geçse de unutamayız. Unutmak , dedelerimize ihanettir...Yahya Kemal'in dediği gibi , "eski vatan toprakları kıyamete kadar" hatıralarımızda ve hafızamızda yaşamaya devam edecek. Gaflete düşer ve milliyetimizden şüphe edenlerin zaaflarına inanır gibi olursak bugünkü vatan toprakları da altımızdan çekiliverir de biz anlayana kadar "Atı alan Üsküdar'ı geçer.. Üsküdar'a giden yolları iyi denetlemeli, kuş uçurtmamalı.. Devam etmiyorum....”Sözün tamamı aptala söylenir” derler. Ârif olan anlar...
***
26 Şubat 2022 · KÜÇÜK AĞA'nın BÜYÜK YAZARI...
Kendisini 1969-70 arasında, öğrenciliğimizde, Tercüman'ın Cağaloğlu'daki eski binasında rahmetli Kabaklı Hoca ile müştereken kullandıkları odada tanımıştım. Okuyucu mektuplarını bize inceleten ve tasnif ettiren Hoca bizi ona "öğrencilerim" diye tanıtmıştı. Ciddi, pek de gülümsemeyen karizmatik bir görünüşü vardı. Yıllar sonra 1992'de Muhsin Karabay arkadaşımla Maltepe-Zümrütevler'deki evine mülakat için gidip çekimler yapmıştık. Soğuk bir Şubat'tı yine. Saatlerce konuştuk, çaylar içtik. O zaman güler yüzlü ve biraz da yorgundu. Ruhu şad olsun...Eserleri mutlaka okunmalıdır.. Rahmetliyle son röportajı da galiba ben ve Muhsin Karabay birlikte yapmıştık. Vefatından bir yıl önce 93 Şubat'ı da olabilir. Kaloriferi arızalı gibiydi. Sohbetle ısınmış, Şubat soğuklarında Zümrütevler'deki evinde gün boyu çekim yapmıştık. Türk Edebiyatı Dergisinde yayınladık. Allah rahmet eylesin. Ruhu şad olsun...
***
25 Şubat 2022 · Sabah haberlerinde Zelenski'ye ait dramatik bir alt yazı geçti: " Yalnız bırakıldık. Kimse bizim için savaşmak istemiyor...Vatanımızı tek başımıza savunuyoruz..." Acaba, Gazi Mustafa Kemal Paşa, Karabekir Paşa ve Çakmak Paşa ile silah arkadaşlarının ve hemen hemen her bölgedeki Müdafa-yı Hukuk Cemiyetleri kadrolarının ve isimsiz kahraman Efelerin, millî çetelerin lider ekiplerinin, Kuva-yı Milliye ruhuna sahip ağzı dualı, çelik bilekli çatık kaşlıların buna benzer sözler sarf etme ihtimalleri olabilir miydi, diye düşündüm ve Ukraynalılar için hayıflandım. Masum ve mazlumların Allah yardımcıları ola...
***
23 ŞUBAT 2014 · RENKLERE DİKKATİNİZİ ÇEKERİM...TÜRK RENKLERİ...
Gerçi hiçbir renk kimsenin tapulu malı değil ama bahar renkleri semboldür kültürümüzde...Al renkden aklara gök rengine kadar rengârenktir hayatımız ...ama renklerle oyun oynayanlar Türk kültür tarihini bilmeden elin gâvurunun senaryolarına göre havalara girmeseler iyi olur..Bizim renklerimiz akrabalarımıza da yeter...İşte size
( SİBİRYA'NIN KAMÇATKA YARIMADASINDA İTELMEN TÜRKÜ KIZ ÇOCUKLARI.)
Bence bizim nesil yanılmadı, yanıltılmadı. Farklı iddialara asla inanmadım. Çizgimizde kırıklık yoktur. İnşallah olgunlaşarak devam ediyoruz. Tecrübemiz arttı o kadar. Biz gidersek, çocuklarımız, torunlarımız ve son kırk yıl içinde yetişen öğrencilerimiz ile mayası sağlam memleket evlatları var...Rahat olun, selamlar...
***
“DİN, NASİHATTİR…” Kâmil insanların İslâm üzere öğütleri söz konusudur. Söz de bana ait değil eskiden beri bilinen bir Hadis-i Şeriftir. Eskiler , ayet ve hadislerden sonra kelam-ı kibar denilen, büyüklerin hikmetli sözlerini severlerdi. Yeni yetme din üstadları değil eskiler bu konuları iyi bilirdi, asırların terbiyesinden geçmişlerdi. Açıklamama vesile olunması faydalı olmuştur..
***
23 Şubat 2022 · DURUM CİDDİYETİNİ KORUYOR...
145 milyon aşıya rağmen bu kayıplar düşündürücüdür. Ya bir de aşılar vurulmasaydı hâlimiz nice olurdu ? Yanılıp maskeler çıkmamalı, rehavete kapılmamalı. Herkes bence salgının başlangıcından itibaren 40. ayın bitimi olan 2023 Haziran'ına doğru kendini ciddiyetle korumaya devam etmelidir. Sonrası Allah kerim.
***
22 Şubat 2015 · "Bir bakan, henüz yaşı da kemale ermeden, sert bir üslûpla milleti azarlayamamalıdır. Malum operasyon hususunda " Dışarda bize karşı büyük hayranlık olduğunu, herkesin bu işin nasıl yapıldığını merak edip sorduğunu.." söyleyememeli, kelimeleri ölçerek, biçerek konuşmalıdır," diye alışmıştık yıllarca...Yanılmışız...
"Bir yazar, aydın, akademisyen; televizyona çıkınca, konuşmasıyla saygı uyandırır, kendisini dinletir, genellikle " idealist olduğu için muhaliftir.." diye alışmıştık. Halbuki aynı adamlar ve hatunlar kanalları doldurmuş, bilgiç edasıyla bilmedikleri halde her konuda ahkâm kesmektedirler. Birkaç istisna hariç bunlardan nasıl kaçalım derken karşımıza diğer kanallarda ya aile ve şahsiyet facialarının veya uzman olmayanların kol gezdiği , magazin proğramlarının illallah dedirttiği manzaraların ortalığı sardığını görüp melûl, mahzun ve kedernâk bir çaresizlikle kitaplarımızın başına koşmaktayız. Bunda da bir hayır vardır. Zaten çok okurdum, bu sebeple okumalarım ikiye, üçe katlanacağa benzer. Allah milletimize bugünkünden daha çok hayırlı siyaset , ilim ve fikir adamları da nasip edecektir ... Size de kitapları tavsiye ederim hoca olarak.. Ben, şu son kırk gün içinde, 2000 sayfayı bulan, Rahmetli O.Şaik Gökyay'ın külliyatını bitirdim. Şimdi Kâtip Çelebi'nin eserlerine başladım. Çok zevk alıyorum. Belki ilerde düşüncelerimizi soracak bulunur
***
Rumeli muhacirlerine laf eden "echel-i cühela"yı ciddiye almayın. İstanbul'da Yahudiler var diye İstanbul Yahudi mi oluyor cahilin önde gidenleri !? Tarihe bakmayı bilmeyenlerle, soy ve ruh meselesini anlamayanlarla ne konuşulur ? Herkes kökünün farkında ve şuurundadır. İnce işler zekâ, bilgi ve şuur gerektirir. Verdiğin değerli malumat için teşekkürlerimle ve selamlarımla "Dededen hemşehrim"X ?... Onu okudum birlikte paylaştığımı düşünmüştüm. Teşekkür ederim. İyi yazmışsınız. Bilmeyenlere, anlamayanlara ders olsun..
***.
21 Şubat 2015 · Kanal 7 kadrosu ve sorumluları, akşam haberlerinde, 1980 öncesi çok rahatsız olduğumuz, kendilerini yetiştiren millî-İslamî hassasiyetleri olan bir zamanların" rücû / ric'at üstadı" ağabeylerinin bile rahatsız olacakları bir üslüpla ; " İzmir'de karşıt görüşlü Üniversite öğrencileri arasında çıkan çatışmada bir gencin öldürüldüğünü" sıradan bir haber gibi verdi. Acaba böyle mi olmalıydı ? Bölücüler artık karşıt görüşlü mü oluyor ? "Devletin güvenlik görevlilerinden sınav emniyeti için tedbir alınmasını söyleyen" rahmetli de "karşıt görüş"ü temsil ediyor öyle mi ? Yazıklar olsun..Yarın daha acı günler yaşanmamalıdır. TGRT de öyle yapmış deniliyor.. Ötekileri sormak bile istemem. İşte Necip Fazıl, neden son yıllarda yerini doğru tayin etmiş, anlayın artık: " Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya !..."Yazıklar olsun aymaz, gafil, arsız tavırlılara..Ama şaheser uyanmıştır. Köprülerin altından çok sular geçti. Allah büyüktür...Bu da geçer yâ hû....
****
X Bey, siyaset ve edebiyat farklı şeylerdir. Siyasette kimin kiminle nerede ne zaman hangi para pul ilişkisinde olduğu bilinemez, belgelenmedikçe de dedikodu olarak kalır. Ben bugüne kadar Nazım Hikmet'in şahsını kastederek aleyhinde bulunmadım, bulunmam. Beni şairlerin edebi yönü ilgilendirir. Dedikodu benim üslubum değil, kültürümüzde de bize pek yakıştırılmaz. Ben Necip Fazıl'ı tanıdım, dinledim, en az kırk kitabını okudum. Severim. Hakkında yazılarım var, bilerek konuşurum. Sosyal demokrat olsaydım, mevcutlardan daha daha kültürlü seviyeli olurdum. Cahil ve yarı aydın yarı karanlık soldan illallah... Sen onlardan olmadığını göstermelisin.. Bilgili ve seviyeli olmak sana yakışacaktır. Selamlar...
***
M. Mehdi ERGÜZEL