Ağustos 2024 / Hayırlı uğurlu olsun. Allah muvaffak etsin. Prof Dr. Türker Tekin Ergüzel’i tebrik ederiz.İlim yolunda gitmek, idarî vazifeler icra etmek hayırlı işlerdir.Vatana ve millete hizmet etmenin sayısız yolları vardır. Her şahsiyet sahibi kimse, bulunduğu görevi en iyi şekilde yaptıkça, hukuk ölçüleri içinde kaldıkça, müşfik, mütebessim, ciddi, sabırlı, mütevazı, çalışkan, demokrat, nefsine hakim, emanetlere sadık, merhametli ve disiplinli oldukça, adalet terazisini elinde tuttukça, güvenilir insan vasıflarına sahip bulundukça huzurludur ve sonraki zamanlara hoş sadalar bırakır, tanıyanlarca hayırla yad edilir. Allah yardımcınız olsun, Allah utandırmasın. Bütün vatan evlatlarına duacıyız.

***

Ağustos 2023 / Pazar Düşünceleri... Acaba yeni bir fakirlik dönemine mi girmekteyiz ? 60 yıl önceki çocukluk yıllarımı düşünüyorum : Asil bir orta hâllilik ve fakirlik vardı. Herkes haddini bilir, ayağını yorganına göre uzatırdı. Şimdiki gibi caddeler otomobillerle dolu değildi. Bir taksi parmakla gösterilir,çocuklar etrafına doluşurdu. Köylere, kısa bir pazarlıktan sonra jiplerle gidilirdi, çoğu defa köy traktörünün römorku, ihtiyacı olanı çoluk çocuk doldurur, ilçenin pazarına götürürdü. Yağışlı havalarda yollardaki çamurlardan geçilmezdi ama insanlar, temiz kıyafetleri yamalı da olsa, evine götürecek nevale bulur, kıt kanaat hayatını sürdürürdü. tek eğlenceleri, düğünler dışında, ara sıra gittikleri mevsimine göre yazlık veya kışlık sinemaydı. İnsanlar birbirlerini hor görmezler veya gözlerinde fazla büyütmezlerdi. okuyup tahsil gören gençlere değer verilir, hele üniversiteye girmeyi başaranlar, büyük itibar kazanırdı...Fakat neler olduysa bize son 30-35 yıl içinde oldu. dengeler bozuldu, yalan çoğaldı, siyaset seviyesini kaybetti, vasıfsız veya iyi yetişmemiş insanlar öne çıkmaya, liyakat, ehliyet önemsizleşmeye başladı, istismar ve safsata, mugalata ve seviyesiz kelime oyunları arttı. "Herkesi kör, âlemi sağır zannedenler", göz göre göre dün söylediğini bugün inkâr ederek pişkin pişkin yaptıklarını gizleyeceklerini sandılar. düşünmediler ki tarih affetmez. Unutulmamalıdır ki, bugünlerin bir de yarınları vardır...Dünün artık yerlerde sürünen bir lirası 10 kuruş muamelesi görürken, 5-10-20 liraların yüzüne bakılmaz oldu. 5 yıl önceki maaşlar 5 misli artarken serbest piyasada fiatlar 10 misli arttı, mütevazı tasarruf yapanların birikimleri çirkin yalanlarla eritildi adeta gizli vergi alındı. Kılıflar hep yalandı...Bu millet bin yıldır müslümandı, yalanı aslaa affetmezdi..Yeni müslümanlık yorumlarına Yunusça verilecek cevapları daima vardı. Hatipler minberlerde muhtevalı hutbeler okuyamaz oldu, ellerine tutuşturulan metinler bile aynı kalemden çıkmış gibiydi. Halbuki o kürsülerde Mehmet Âkifler neler neler söylemişlerdi...Daha geçen gün 26 Ağustos vesilesiyle diz kurarak ne söyleyeceğine kulak verdiğim genç ve toy hatip, lütfetti, Millî Mücadele’den ve Malazgirt’ten iki cümleyle söz edecek oldu. Ne Gazi Mustafa Kemal’in adını andı ve ne de Alpaslan’ın.. Birer Fatihayı esirgedi. Yazık sizi yetiştirenlere. O cemaatin içinde mütevazı benim gibi yarım asırlık hocanın, ilkokul çağındaki torunum Ramazan Kerim Mete’nin ve akranlarının olduğunu düşünecek iz’andan sizi yoksun bırakan eğitim anlayışına da yazıklar olsun…Daha söylenecek neler neler var da sonrasını başka pazarlara bırakalım. Allah sonumuzu hayreylesin, memleketimize ciddi, seviyeli, sert, keskin, uyandırıcı, kör kuruşun hesabını soracak muhalefetler ve iktidarı çekip çevirecek daha ehliyetli kadrolar ihsan eylesin inşallah...

***

Ağustos 2022 / "BENDE BİR RESMİ VAR, YARISI YIRTIK..."Bulabildiğim tek resimdir ki 1930'lara ait olmalı. 1900-1910 arası Selanik-Köseler'de doğduğunu tahmin ettiğim Akif Hoca'nın ilk oğlu bu gür ve dalgalı saçlı adam, rahmetli annemin babası, dedem Halil Yıldız'dır ki "Halil Hafız" olarak sesinin güzelligi ile de tanınmış ve ne yazık ki rahmetli babam Abdullah Ergüzel gibi o da 30'lu yaşlarında dünyaya veda etmiştir. 4 kardeşin büyüğüdür. Hilmi, Hamdi, Vehbi Yıldız kardeşlerin ağabeyidır. İki kızından büyüğü olan, teyze diyemediğim Seher Yıldız Hanımı 39 Depremi'nde kaybeden Halil Hafız'ın kendisi gibi sesi de güzel küçük kızı Rumeli-Kafkas kırması Safiye Hanım benim annemdi. Hepsinin ruhları şad mekanları cennet olsun. Fani dünya kime kalmış ?

Ağustos 2015 / Milliyetçilik ve dava adamlığı, babadan oğula intikal etmez..Bu bir ruh akrabalığıdır ki uykusuz gecelerin, derin ıstırapların, gözler kızarırcasına okunan binlerce sayfa makale ve kitabın, dinlenen sayısız sohbet ve konferansın, katılınan şehit cenazelerinin, Yusufiye hatıralarının mahsulüdür ki yarım asırlık tecrübe yaşamayanlar anlayamazlar.. Gündelik nefsani gelişmeler, idealleri ve fikri hareketleri gölgeleyemez..Kimseyi kınamıyoruz, kimsenin yanında veya karşısında değiliz. Cephemiz, milletin değerleridir..Âkif'in dediği gibi : "Değil mi ki cephemizin sinesinde birdir vuran yürek, yılmaz. / Cihan yıkılsa emin ol, bu cephe sarsılmaz. 

Bu geçen yarım asra yaklaşan zaman içinde biz neler gördük neler..Hayırlısı olsun...Millet yaşasın.. Fertler fanidir. Davalar fertlerle kaim değildir, ebedîdir....Şahıslarla ilgili yorum yapmayacak kadar hukuka ve ilm-i siyasete dikkat etmeye çalışıyorum. Diplomasi esastır. Ben inançlarımda tavizsiz, insani münasebetlerimde diplomatik ve esnek tavırlı olmak gerektiğini düşünürüm, köprüleri atmam, taviz de vermem...Ne diyeyim? "Şahıs" derken etrafımızdaki birçok insan akla gelir. Biz şahıslara takılmayız, "Kervan yürüyecektir" diyen de aziz milletimizdir...Şahısları aşmalı ve onların söz ve davranışlarına çok şaşırmamalı. "İnsan oğlu çiğ süt emmiştir.." derler ki doğrudur.

***

Ağustos 2024 / 53 YIL ÖNCESİNE AİT BİR HATIRA...Bugünlerde 953. yılını idrak ettiğimiz Malazgirt Zaferi için 53 yıl önce 900. yılında, Ağustos 1971'de İstanbul Üniversitesi ve Çapa Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 2. sınıf öğrencisi 19 yaşındaki M. Mehdi ERGÜZEL'in, "Türk Milli Talebe Federasyonu-TMTF'nin Türk Gençliği" isimli dergisinde yayınlanan "Malazgirt Rüyası" isimli (6+5 duraklı 11'li hece ile yazmaya çalıştığı) şiirinin, hatırlayabildiğim ilk iki dörtlüğünü tebessümle, duygulanarak arz ederim; hem de 53 yıl sonra :

MALAZGİRT RÜYASI

Cuma sabahıydı,Türk otağında,

Şehitlik rütbesin isterdi Hakan..

Gaziler duramaz olmuş atında, 

Korkusuz gözlerle semaya bakan.

Hey gidi yiğidim,atıl bir daha vur,

Yaradan bunu ister sizlerden,

Anadolu yaylasına olmalısın sur,

Taşıyor Allah sadası sinelerden...

***

Ağustos 2019 / Nasıl bir ülkede yaşıyoruz ? Onar yahut yirmişer yıllık / nesillik dilimlerle yakın siyasi tarih, bir asır iki asır üç asır geriye dogru belgelerle yorumlanmadan ileriye doğru sağlıklı adımlar nasıl atılacaktır?Viyana'dan günümüze doğru olup bitenler üzerine ekonomi,tarih,sanayi,tarım,eğitim,hukuk,ilahiyat..v.b. sahalarda 33 x10 x10=3300 yahut 1000,1500 doktora yahut yüksek lisans tezi yapılmamışsa yakın tarihten nasıl ders alınacaktır ?

***

Ağustos 2019 / Dr.Erol MÜTERCİMLER, Haber Türk kanalında Veyis ATEŞ'in sorularını cevaplandırdığı programda önemli yorumlar yaptı, "Tek derdim, ülkem..Tarih ve coğrafya kaderdir .Akıl oyunu akıl oyununu bozar.Akıllı oyunu da akıl oyununu bozar .Strateji, benim ne düşündüğümü karşımdakinin de düşündüğünü bilmektir." dedi. "Türkiye'nin geleceğine kurulan komplolara karşı" hazırlıklı olunması gerektiğini hatırlattı.

***

Ağustos 2022 / Prof Dr. Abdülkadir DONUK'u kaybetmiş olmanın üzüntüsü içindeyiz. 74 yaşında, kemal çağında rahmet-i Rahman'a kavuşan Abdülkadir beyi 53 yıl önce fakülteye başladığım 1969'da tanımıştım. Çok sevdiğimiz hocalardan rahmetli İbrahim Kafesoğlu'nun asistanıydı. Sık sık bizim Türkoloji koridorundan geçer, Tarih bölümüne doğru yürürdü. Kravatsız, sportmen ve rahat tavırlı böyle bir gence bilim adamı adayı demek kolay değildi ama aradan geçen yıllar bu çekik gözlü, Asya çehreli ağabeyimizin zaman içinde bizi dahi yakından takip ederek akademisyen olmamız yönünde teşvik ettiğini, sahiplendiğini memnuniyetle ve şükranla fark ettik. Mütevazı, efendi, sakin mizaçlı, mütebessim ciddiyeti içinde tavizsiz milliyetçi Abdülkadir Bey'in vefatı ile "bu cihanın bir yanı daha yıkıldı". Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun. 

***

Ağustos 2023 / Okul arkadaşımız, ağabeyimiz Mehmet Özyazgan Beyin vefat ettiğini duydum, çok üzüldüm. Allah rahmet eylesin. Yaprak dökümü devam ediyor. Yetiştirilmesi zor bir nesil elden gidiyor. Türk Eğitimindeki seçme Anadolu çocuklarını bir daha arayın da bulun bakalım ey gafil siyasetçiler ! Bu çocuklar 50-60 yıl önce köylerden, kasabalardan üç büyük şehre yatılı gönderilerek yetiştiler. Çok çalışkandılar, alçak gönüllü idiler. Yegâne dertleri, vatanlarının selameti ve memleketin evlatlarının iyi yetişmesi idi. Son kalanların da kıymeti bilinmez ve onlarla görüş alış verişinde bulunulmazsa hâlimiz yamandır. Ümitsiz değiliz ama kaşlarımız çatıktır. Mehmet beyin ruhu şad , mekânı cennet ola inşallah...

***

Ağustos 2014 / BİR DAHA BÖYLE BİR NESİL GELİR Mİ ? 

Ağabeylerinin ve hocalarının ardından sadakatle giden, onların öncekilerden devraldığı emaneti şerefle taşıyan, Osmanlının son neslinin çocukları, Cumhuriyetin birinci ve ikinci nesli, okuyan, düşünen, dinleyen, yazan ve güzel konuşan, davası, derdi olan, çatal yürekli, gözü kara bir bir nesil: N.Atsız, Peyami Safa, Arif Nihat, Nurettin Topçu, N.S. Banarlı, Orhan Şaik, C.Meriç, A.Kabaklı, İ.Kafesoğlu, M.Ergin, N.F. Kısakürek, S.Ayverdi, T. Banguoğlu, F.Sümer, M.Kaplan, F.K. Timurtaş, N.Hacıeminoğlu, R, Doksat, M. Eröz, E.Güngör, S.A. Arvasi, O.Turan, A.Songar,Y.Öztuna, Karakoçlar, N.Y.Gençosmanoğlu, D.Cebeci ve Altan Deliorman....Bu nesil unutulmamalıdır. Kitapları okunmalı, hatıraları diri tutulmalıdır. Ruhları şad olsun. eylesin

***

Ağustos 2024 / Bugün 23 AĞUSTOS, ÇALDIRAN ZAFERİNİN TAM 510. YILI...

23 Ağustos 1514 - 23 Ağustos 2024......Farkında mısınız ? Sekiz yıllık padişahlığında devletin sınırlarını iki mislinden de öteye taşıyan, devlet hazinesini altınla dolduran, günümüzde ecnebinin oyuncağı olmuş İslam aleminin liderliğini kazanan; Fatih'in torunu,Bayezid'in oğlu, Kanuni Sultan Süleyman'ın babası, sultan oğlu sultan, ilk halifemiz Yavuz Sultan Selim Han'ı hatırlıyor musunuz ? Ruhuna fatihalar gönderiyor musunuz ? Her alanda Kahramanlara hasret kaldığımız dünyamızda "yavuz" şahsiyetinde "selim" hassasiyetinde her an "Allah'la beraber olmanın şuurunda" devletluları artık nasıl yetiştireceğimizin telaşına düşüyor musunuz ? Siz de Arif Nihat Asya gibi " Nerde o çağlar ki.." Diye başlayan "destan hamuruyla yoğrulmuş" yiğitlerin doğacağı günlerin mechul ana ve babalarını özleten yarınların mısralarını mırıldanıyor musunuz ?

***

Ağustos 2019 / Olacak şey midir ? Sigaraya bir yılda 60 milyar liramız gidiyormuş..

Hem de neredeyse hepsi yabancı marka...Son yirmi yılda bize neler oldu ?

Bindiğimiz dalı kesme uzmanı olduk. Sigara içenlere Allah akıl versin…

*** 

Ağustos 2019 / İDLİB'de neler oluyordu ? Ya şimdi neler var ? Bu sessizlik nedir ?

Adını bilmediğimiz yerler oğreniyoruz. Bir zamanlar Rusya destekli Suriye ordusu Han Şeyhun ilçesini de ele geçirmiş. Kendi halkına zulmetmiş. İlk muhalifler zamanında buradan çıkmışi 9.Gözlem noktamız da oradaymış. Hama ve Halep'e giden yolların yakınında stratejik bir bölgeymiş. Bu gelişmeler devam ederseymiş, yüzbinlerce sivil Türkiye'ye doğru gelirmiş, diyorlardı…Allah bütün mazlum ve masumları korusun. Kuvvetli devlet ve sağlam duruşlu millet olmak zorundayız. Büyük imtihanların arifesindeyiz... Kaşlarımız çatık, ellerimiz duadadır... Allah kâfirleri ve zalimleri kahretsin.

***

Ağustos 2019 / Prof.Dr.Mustafa ÖZTÜRK diyor ki :

* İnsanın ahlak öğretmeni vicdandır...

* Güven zor kazanılan kolay kaybedilen bir şeydir..

* Kelimelerin sicilleri, çağrışımları birbirinden farklıdır.

***

Rahmetli Prof.Dr. Süheyl ÜNVER’i, fakülte son sınıfta iken tanımış,1973'te yönetiminde bulunduğum Lokman Hekim Dergisi için yazı almıştım. Güler yüzlü, çalışkan, Yahya Kemal sohbetinde bulunmuş bu değerli âlim ve sanatkâr Hocayı sonraki yıllarda da dinlemiştim. Ruhu şad olsun...

***

16 Ağustos 2024 / Sakarya Arifiye İlköğretmen Okulu, Öğretmen Lisesi ve Eğitim Enstitüsü'nde 1975-78 arasında 3 yıl beraber görev yaptığımız Tarih Öğretmeni Kâzım OĞUZ kardeşimizin bu gün memleketi Isparta Yalvaç'ta rahmetli olduğunu üzülerek haber aldık. Kâzım Bey tam soyadı gibi has bir "OĞUZ EVLADI" idi. Sesiyle, heybetiyle, efendiliği, nezaketi, manalı gülümsemesi, nükteleri, millî konulardaki hassasiyetiyle, ciddiyetiyle, tavır ve edasıyla tam bir Anadolu çocuğu idi. Hasretler diyarı Anadolumuzda hoş sada bırakarak gitti, bize hatıralar kaldı. Arifiye camiasının ve dava arkadaşlarımızın başı sağ olsun. Böyle yiğitler yetiştirenlere helal olsun. Eşine ve aile efradına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Fatihalar olsun. Ruhu şad, mekânı cennet olsun inşallah...

***

Ağustos 2015/ Evlatlardan şikâyet edilmemelidir. Ne ekilirse o biçilir. 

Vefasızlık ve nankörlük, şaşılacak bir şey değildir ve ne yazık ki insanîdir. Sade yaşamalıdır, tedbirli olunmalıdır. Gençler kendini kurtarsın yeter. Herkesin derdi kendine. Selam versinler hal hatır sorsunlar kâfi. Aranılmamak kötü. İşte o zaman üzülmek normaldir.

Yardım, evlattan değil sosyal devletten beklemeli...

***

Ağustos 2013 / ÜÇ KEMAL'DEN DÜŞÜNCELER :

Namık Kemal der ki : "Hazır ol cenge, ister isen sulh u salah ." (Barış istersen savaşa hazır ol !"

Mustafa Kemal der ki : "Millet hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir...."

Yahya Kemal der ki :

“26 Ağustos 1922

Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya rabbi

Senin uğrunda ölen ordu budur ya rabbi

Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyet namın

Galib et çünkü bu son ordusudur, İslam' ın...” 

***

3 Ağustos 2014 / Torunum Ramazan Kerim Mete Bey'in 40. Günü münasebetiyle

okuttuğumuz Mevlid şöyle başlar : 

“Allah adın zikredelim evvela; / Vacip oldur cümle işte her kula; 

Allah adın her kim ol evvel ana ; / Her işi asan eder Allah ona.....

 “HOR BAKMA KİMESNEYE, HİÇ KİMESNE BOŞ DEĞIL...” YUNUS EMRE

Söyleyen Yunus olunca bir daha düşünmeli.. Biz en az 40 yıldır düşünmekteyiz. Eminim siz daha fazla...Bu anlatılan kanaatimce ferdi olgunlaşmada sükut merhalesidir, cihada engel değildir. Kılıç her an kınından çıkmaya hazırdır efendim. Bizim zaten şu günlerde kaşlarımız hep çatıktır.. Atımız da huzursuz kişnemektedir...

Yunus Emre der ki: Dövene elsiz gerek / Sövene dilsiz gerek / 

Derviş gönülsüz gerek / Sen derviş olamazsın...

***