Prof.Dr. M. Mehdi ERGÜZEL, Millî kültürümüzün temel kavramlar etrafında yeniden yorumlanması önem taşımaktadır.
İnsan düşüncesi, soyut ve somut kavramları dilde işlemek suretiyle gelişir. Yüzyıllar içinde hangi nesneler hangi özellikleri kazanmışsa dile yansıması da ona göredir. Nüanslarıyla birlikte dilde yer alan her kelimenin bir anlam dünyası vardır. Biz kısa bir anlam dünyası vardır. Biz bu kısa çalışmamızda "hediye" kavramının mani ve bilmecelerdeki kullanım tarzlarını inceledik. Yakın manaları da dikkate alarak örneklendirdik. Kavram inceleme ve tasniflerinin milli kültürümüzü ve kendimizi anlamada ip uçları vereceğini düşünüyoruz.
Mevcut bilgi birikiminin değerlendirilmesi yolundaki çalışmalar ile dilimizin imkanlarının, ifade kabiliyetinin geçmişten günümüze araştırılması yönündeki gayretler, yetişmekte olan nesiller için zengin kaynaklar oluşturmakta, yeni ufuklar açmaktadır.Yazımızın konusu "hediye" dir. Biz bu kavramı esasta mani ve bilmecelerimizde geçiş tarzları, kullanımları bakımından ele alıyoruz. Ancak giriş bilgisi olarak kelimenin temel tarihi metinlerden günümüz şivelerine doğru nasıl bir seyir takip ettiğini, muadil kelimelerin neler olduğunu da dikkate alarak inceleme cihetine gittik.
"Hediye" kelimesi Türkçe Sözlük 'te Arapça asıllı olarak iki manada geçer:
1. Armağan 2. (Kutsal kitaplar için) fiyat"; Armağan" kelimesi de: 1. Birini sevindirmek mutlu etmek için verilen şey, hediye 2. Ödül 3. Bir bilim adamının emek verdiği dalda onu anmak için hazırlanan bilimsel eser 4. mec. Bağış, ihsan, hibe."Bağışlamak" ise; "Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek" tarzında ilk manasıyla bizi ilgilendirmektedir. Hediye kelimesine bu noktadan hareket edilerek eş veya yakın manalarıyla bakıldığında;
"Armağan, bağış, hibe, teberru, adak, yadigar, hatıra, kurban, sunu, ödül, mükafat, nezir,lütuf, tuhfe, ithaf, cemile, ihsan,bahşiş, ." gibi kelimeler de çağrışımlı olarak birbiri ardına hafızaya davet olunmaktadır. Çünkü kelime ve kavramlar bir mana ailesi içinde yer almakta, edebi eserlerde, gündelik dilde o manalar dünyasının renkleriyle kullanılmaktadır.Mesela "yadigar"; "bir kimseyi veya bir olayı hatırlatan nesne veya kişi" anlamıyla hediye kavramına ne kadar yakındır. "Ödül" ise; "bir başarı karşılığında verilen armağan, mükafat" yahut "bir iyiliğekarşılık olarak verilen" dir."Adak"; "bir dileğin gerçekleşmesi amacıyla kesilen kurban veya onun yoksullara dağıtılması" dır. Ve nihayet "kurban" kelimesi sözlüğümüzde dördü mecazi, altı manada geçmektedir. Asıl mana malumdur ve dinidir; "Dinin bir buyruğunu ve bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan" a, kurban denilir. Asıl dikkate değer olan mecazi manalardır. Mesela, "Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden" ile "Bir kazada veya felakette ölen" de kurbandır. Ayrıca kelime deyimleşerek "aşırı sevgi ve hayranlık" anlatır; "kurban olduğum ." gibi.. Ayrıca "yalvarmak için" söylenir: "Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal" Kelimeler birbirini davet ediyor. Bize göre "hediye" kavramının mücerret yönü üzerinde durulmalıdır. Hediye; sevgiyle, bir niyetle yahut bir maksada matuf olarak sunulur.
Temelinde "Hediyeleşiniz!" öğüdünün güzelliği vardır. İnsan gibi kendine düşkün bir varlığın "fedakarlık", "feragatkarlık" tavrıyla kendine ait olanı sevdiğine veya ihtiyaç sahibine sunması, onu yücelten bir tutumdur ve insani hasletlerinin önemli bir tarafını ortaya çıkarmaktadır. "Canını adamak, hediye etmek" noktasında zirveleşen "şehadet mertebesi" ise milli-islami kültürümüzde sonsuzluk idealinin bir sembolü sayılmalıdır.
Tarihi metinlerimizde bu kavramlarla ilgili acaba hangi kelimeler var?
Divanü Lugati't-Türk'te; "armagan; hısımlara doyumluktan verilen belek, yarmakan, amuç" şeklinde geçiyor. "amuç" kelimesi de armağan, yarmakan olarak karşılanıyor. "belek" ise; konuğun hısımlarına getirdiği armagan, bir yerden başka bir yere gönderilen armağan" dır.Kutadgu Bilig'de "boşug" kelimesi ihsan, hediye anlamında 2616. beyitte "boşug bir-" şeklinde geçmektedir. Dede Korkut'ta dört yerde "armagan" kelimesi, hediye anlamındadır. Aynı eserde "kurban ol-" 26 yerde kullanılmaktadır. Ayrıca "armagan, hediye, ihsan" anlamında bir yerde "savgat" olarak geçiyor.Yeni Tarama Sözlüğü'nde; hediye, armagan, ihsan anlamlarında "belek", "tartuk", "kişilik", "savgat" kelimeleri geçmektedir.
Çağdaş Türk şivelerinde armagan için; Azerbaycan Türkçesinde, "armagan, yadigar"; Özbekler'de "savga, hedye, armugan"; Tatarlar'da "bülek, yadker, küçteneç"; Türkmenler'de "sovgat, peşgeç"; Uygurlar'da "armugan, sogat, hediye" denilmektedir. Ayrıca hediye için farklı olarak Kazaklar'da "selemdeme, tartuv" Özbek ve Uygurlar'da da "tartık/tartuk" kullanımları vardır.
Mani ve bilmecelerimiz ise halk kültürünün ve milli hayatın aynası mesabesinde sözlü edebiyat hazinelerimizdir. Her biri incelendiğinde nice anlam incelikleri sunan örneklerle yüklüdür. Biz Anadolu ve onun tabii uzantısı Kerkük manileri üzerinde yaptığımız taramada 50 kadar maninin "armagan, hediye, hatıra, yadigar, adak, kurban ." kelimelerindeki manalara uygun örnekler tespit ettik. Bazılarını dikkatlerinize sunuyoruz.
1. "Armagan" kelimesinin, "hediye, hatıra" anlamında kullanımı:
Dağlar darı harmanı /Yok dizimin dermanı
Parmağımdaki yüzük /Yarimin armaganı
Yagış yagar daş üstü / Kalem oynar kaş üste
Irak yoldan gelipsen / Armaganıv baş üste
Yukarıdaki örneklerde "armagan", manevi değeri de olan maddi hediye anlamındadır.
2. Aşağıdaki örneklerde "armagan" maddi olmaktan çıkarak hayatın, canın feda edilmesi , adanması, kurban edilmesi manasına yükselir. Bu noktadan itibaren armagan yerine "kurban" kelimelerine geçme bağlantısı kurulabilir:
Dağlarda gül bitmez mi? / Dalda bülbül ötmez mi?
Sağ gidip esenle gel / Can armagan yetmez mi?
İncir serdim hesire / Asker gider Misir'e
Malım yok canım kurban / Yolda kalan esire
Bu ikinci Kerkük manisindeki "kurban" bir evvelki manide geçen "armagan" sözüyle aynı anlamda birleşmiştir.
3. "Hatırlatıcı, anı, yadigar, manevi iz, hediye" anlamında kullanımla
Cümle yazdım satıra / Ölüm gelmez hatıra
Eğer ki ben ölürsem / Yazım kalsın satıra
Yarim bana fes yolla / Ham yollama has yolla
Yadigarın yok ise / Zülüfünden kes yolla
4. "Hediye" veya "armağan" kavramı, ilahi emirle birleşerek Türkçenin gündelik kullanımlarında güzelleşen yeni manalarla; sevilen insana iltifat, yalvarış ve yakınlık ifade eder. Zaten kurban, kurbiyettir, Allah'a yakınlığı ifade eder. Şu Kerkük manileri düşüncemizi doğruluyor:
Açın yaramın bağın / Görin sinemin dağın
Men yara kurban gettim / İstisiz sözin sağın.
Kerkükliyem men özim / Kulag ver dine sözim
Aşretim sene kurban / Evvel baştan men özim
5. Bilmecelerde "hediye" ve benzeri kelimeleri "soran" örnekler bulunamadı. Ancak hediye, armagan, kurban kelimeleri başka nesneleri sorarken kullanılmıştır.
Sofra üstünde gerek / Armağanı dildedir
İçi oyulmuş kürek / İki öğün eldedir / Kaşık
Bir kuşum var al renkli / Çardakta kurar cengi
Ben o kuşun yoluna / Kurban oldum efendim / Üzüm
6. Ayrıca bir bilmecede "büyük sevap yapmakla eşdeğer" görülen bir dini hediye manasında düşünülen "kurbanlık" şu mısralarla soruluyor:
Üstünü çorap yaptım / İçini kebap yaptım
Kestim senede bir gün / Büyük bir sevap yaptım / Kurbanlık
7. Yine farklı ninnilerde "hediye" anlamını düşündürecek tarzda "adamak" fiili kullanılmaktadır:
Ak kundağa doladım / Allah'ıma adadım
Bir Mevla'dan diledim / Ninni yavrum ninni ninni
Evlerinin önü yeşil çardak / Elinde billur bardak
Senin için adadım çifte adak / Ninni yavrum ninni ninni
8. Yukarıdaki örneklere ilaveten mani kalıbında ninni örnekleri arasında 57 yerde "kurban" kavramının kullanıldığı, bunlardan 8-9 kadarının "hediye", "armağan" manasını düşündürecek özellikler taşıdığı kanaatindeyiz:
Bayram divanın olsun / Bahçem seyranın olsun
Bayram kurbansız olmaz / Canım kurbanın olsun
Lay lay dedim ben sana / Gör ne dedim ben sana
Elde kurban bir olur / Her gün kurban ben sana
Kerkük yolı düz geder / Bir hızmalı kız géder
Hızmav kaldır bir öpim / Adaklıva söz géder
9. "Hediye, hatıra, armagan, adak" anlamına gelen "kurban" kelimesinin geçtiği muhtelif manilerden son bir örnek:
Azizim dağlar seni / Kar yagar bağlar seni
Yarin yadigarısın / Göz görür ağlar seni
Sözün özü; edebiyatımızın ve milli kültürümüzün sözlü ve yazılı kaynaklarının kavram tasniflerine tabi tutularak incelenmesini, hem dilimizin anlatım imkanlarını tanımak, değerlendirmek hem de günümüz hayatına fikri ve felsefi mesajlar taşımak bakımlarından önemli buluyoruz. Kendimizi tanımadıkça anlayamayız. Aşık Veysel "Türk'ü anlamak için türkü /Türk'ü dinlemek gerek" diyor. Atatürk de "Biz bize benzeriz." hükmünü veriyor. Nerelerden geldiğimizi bilmiyorsak, başka yerlere gidenleri yadırgayamayız. Anlatılmayan, öğretilmeyen, değerlendirilmeyen milli kaynaklar, zamanla unutulur gider. Kelime ve kavramlar asırların hediyesidir. Adeta arkeolojik kalıntıların yaşlarını tespit eder gibi kendi yaşama üslubumuzun anahtarı olan milli değerlerimizin taşıyıcısı durumundaki Türkçenin anlam zenginliklerinin sembolleri olan kelimeleri, temsil ettikleri kavram alanları içinde araştırmalı ve anlamalıyız. Aksi halde yabancı anlatım kalıplarına alıştırılır, zamanla kendimizi bile anlamaz, anlatamaz hale geliriz.Biz yukarda yaptığımız çalışma ile "hediye" kavramı etrafında bir kavram incelemesine girdik. Bir kavramın sadece mani ve ninnilerle sınırlı kalarak, anlam tasniflerine tabi tutularak örneklendirilmesinin bile çeşitli seviyedeki sözlük çalışmalarına destek olacağını düşünüyoruz.
Bu mütevazı yazıdan çıkan sonuç şudur: Sözlü ve yazılı bütün kaynaklarımız gibi mani, ninni ve bilmeceler de dizinlerinden yola çıkılarak temel kavramlar etrafında incelenmeli, düşünülmeli, yorumlanmalı, günümüz hayatını tazeleyici değerler olarak "asrın idrakine" sunulmalıdır.