Türk'ü Cumhuriyetsizleştirme ve Cumhuriyeti Türk'süzleştirme stratejisi ve Atatürk'ten uzaklaştırma plan ve projesi son yıllarda hızla sürüp gidiyor.

Önceleri her resmi bayramda değerli yöneticilerimiz ya ağır hasta olurlardı ya da bir bahane uydururak törenlere katılmazlardı. Neyse ki bu sefer sayın Cumhurbaşkanı bunu yapmadı ve kendisine oy vermeyen yüzde kırk sekizlik kesiminde Cumhurbaşkanı olduğunu hatırladı.Kendisine teşekkür ederim.

Ulus,ortak tarih,ortak kültür,ortak dil ve ortak yaşayış biçimine sahip olan bireylerden oluşan topluluğa denir. 

Ulusları ayakta tutan, ulusların varlıklarının en büyük dayanakları; dil, ulusal bilinç ve tarih sevgisidir. Türk milleti de var olduğu günden bu güne gelebilmesini bu üç unsura borçludur.

Günümüzde dil ve tarih bilinci yozlaştırılıp, milli bir düşünce yapısı ise tahrip edilmektedir. 

Kasıtlı bir şekilde yürütülen Türk’ü Cumhuriyetsizleştirme politikası ince ayar çekilir bir şekilde devam ediyor.

Bu yozlaştırma projesinin ise en önemli ayağını medya organları çekmektedir.Yazılı ve görsel basında Türk insanına her gün ülkesine düşman, kültüründen uzak, ahlaki ve milli değerlere karşıt programlar izletilmektedir. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz milli bellekten uzak, küreselleşme ve globalleşme ve hümanizm masalları adı altında Türklük ten uzaklaştırılmakta; tarihinden güç alan değil tarihinden utanan ve unutan bir kuşak olarak yetiştirilmeye çalışılmaktadır bazı odaklar tarafından.

Oysa ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri eğitimin sınırı ne olursa olsun ilk önce ve her şeyden önce Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine,ulusal geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek gereği öğretilmelidir.” sözünü söyleyerek konunun önemini belirtiyordu.

Peki bugün büyük çoğunluğun oluşturduğu Türk çocukları ve gençleri ne yapıyor derseniz, kutlamaları yasaklamaya çalışılma gayretlerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılını nasıl kutladıklarına bakın görüp anlarsınız.

Tutturmuşlar bir "Türkiye yüz yılı" diye.

Bende diyorum ki o ibare yanlış.Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılı olmalı diye.

Bütün yurtta malum kesimin hiç beklemediği Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılını büyük bir coşkuyla kutlayan bir halk,gençlik ve çocuklar.

Diğer tarafta ise azınlıkta olsa bile, Türklüğe,Atatürk'e,Cumhuriyete,tarihine, geleneklerine duyarsız bir gençlik yetişiyor dostlar.

Sosyal medyada görüyoruz fotoğraf yakanları falan.Onlar böyle yaptıkça Atatürk ve Cumhuriyet sevdası çığ gibi büyümekte ve ülkenin her sathına yayılmaktadır.Bunu çok iyi bir şekilde nerede gördük en yakın zamanda? Tabi ki Anıtkabir'de İKİ MİLYON insan 29 Ekim'de Atasına koşarken, kimileri de Vahdettin köşküne...

Değerli okuyucular çok bilinçli olmak zorundayız yoksa bu insanlarla mücadele etmek zorlaşacaktır.Uyanık olmaz isek Atatürk’ ün ülkesinde devrimlerimize dil uzatanlarla nasıl baş edebiliriz haksız mıyım?

Zincir vurulamayan,köleleştirilemeyen bu ulus esir alınamamışsa yine Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının elbette ki şehitlerimizin gazilerimizin sayesindedir.Bu Cumhuriyeti onlar kurdu biz sahip çıktık,çocuklarımız gençlerimiz ve torunlarımız ise o genç Cumhuriyeti koruyacak olanlardır.

Önderimiz Atatürk ne demiştir hatırlayınız.

“Gidip Toros dağlarına bakınız , Eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir ocak tütüyorsa,şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet bizi asla yenemez.” sözüyle Türk’ ün tek başına bile büyük bir güç olduğunu dile getirmiştir. 

Tarihimizden ve Atatürk'ten ve Cumhuriyetten aldığımız güç bizlere; Türk ulusunun bugün içinden geçmekte olduğu karanlık günlerden er ya da geç çıkacağı umudunu ve bu kutlu hedef için mücadele azmini vermektedir.

Nice yüz yıllara Türkiye'm... İşte öyle. Birgülce