Değerli dostlarım arkadaşlarım
Öyle özledim ki o günleri,hatırladıkça inanın burnumun direği sızlıyor,yüreğimin sızlamasını acımasını ise tarif etmeme imkan yok...
Güya çağdaşlaşma sürecimiz artıkkça insanlığımız,hayata bakış açımız,sosyal ilişkilerimiz,yanı sıra merhametimiz ve insafımız çok daha iyiye gidecekti.
Oysa ki şöyle yakın geçmişimize bir göz atacak olursak,teknolojik olarak ne kadar ileriye gidersek gidelim,bir o kadar geriye gittiğimizi görüyoruz ve haliyle kafamızdaki soru işeretleri birbirini kovalayıp duruyor.
Aslında neleri kaybettiğimiz şeyler o kadar belli ve net ki ,cevabı herkes biliyor aslında ama kimse dillendiremiyor,karşı tepki olarak "sen çok mu iyi kaldın"suçlaması ile karşı karşıya kalmamak için.
Bakın ne idik ne olduk,ne haldeydik ne haldeyiz...
Hani zevkle izlediğimiz ve yıllar yıllar geçmesine rağmen hala da izliyor olduğumuz.İnek Şaban mesela…
Sahi inek Şaban'ın dini ve mezhebi neydi acaba? Belgin Doruk,Köksal Ersoy Alevi miydi,Sünni miydi. O taçsız kral Ayhan Işık'ın dini neydi?
Türk'mü yoksa Kürt kökenli miydi Sadri Alışık?
Onun meşhur sözü ile,"Şakayla karışık sormuyorum bunları…"
Filmlerini izlerken zaman zaman rolleri ile ağlatan,zaman zaman güldüren Sami Hazinses'in Ermeni olduğunu kaçımız biliyorduk ve merak ediyorduk?...
Hala gözümüzün önünde küçük sevimli yaramaz çocuk Ömercik'i ve bugün çoluk çocuk torun sahibi olan Ayşeciği sevmeyen var mıdır aramızda...
Mesala o pos bıyıklı Hulusi Kentmen gibi bir dedesi olmasını kim istemezdi ki bugün dahi olsa…
Peki,mesela bugün bile hiç kimse düşünür mü Hulusi Kentmen'in Hacca yahut Umreye gidip gitmediğini?
Kime ne??!! Hepsine Allah rahmet eylesin,kalanlara sağlık diliyorum.
Daha daha,
Kara Murat filmlerinde Bizans'ı haşat eden Cüneyt Arkın yabancı düşmanımıydı.Kaptan Ediz Hun,siyah takımı ve beyaz çizgili subay elbisesi giyen İzzet Günay,savcı Fikret Hakan,polis Ekrem Bora,şafak bekçisi pilot Göksel Arsoy,Jön Türkler'imiz,Osmanlı aleyhtarı mıydı?
Mesela;Mirasını komple Mehmetçik Vakfı'na bırakan Zeki Müren,darbeci miydi?Milli duygularımızı doruğa çıkaran efsane film “Bir Millet Uyanıyor”un görüntü yönetmeni Kriton İlyadis, hangi milletin uyanışını anlattı o filmde, Japon milletinin mi?
Bıraktık mezhebi kökeni filan,"benim turşum daha iyi diye birbirleri tatlı tatlı didişen,Adile Naşit'i Münir Özkul'u sevmeyen insan,insan mıdır sizce?
Siyah beyaz ama,aslın da rengarenk'tik biz o zamanlar...
Neden gelip sormuyorlar o zamanın küçükleri,bu günün büyüklerine?
Sizin zamanınızda şu veya bu ayrımı var mıydı oturduğunuz mahallede diye?
Emin olsunlar cevabımız şu olurdu.
Elbette farklı farklıydık ama,birlikte üzülür birlikte sevinir,birlikte güler birlikte ağlardık.
Ve günümüzün en popüler sporu olan futbol diliyle şu örneği verirdik.
Lefter'e milli takım kaptanlığını,Niko'ya ay yıldızlı formayı Lozan Antlaşması gereğince mi vermiştik?
Gelin görün ki dış işlerinde görevli bir bürokrat,farklı bir inanç sahibi din adamını ziyarete gidiyor ve birlikte fotoğraf çektirirken yan yana durmayıp,bir adım öne çıkıyor ve işaret parmağını gösteriyor fotoğraf çekilirken yetmiyor o fotoğrafı gururla da servis ediyor sosyal medyaya....
Ee anlayan anlıyor tabi.
Nereden nereeeeeye... İşte öyle. Birgülce