Kadın hakları ile ilgili bu kaçıncı yazım artık hatırlamıyorum bile.
İşin en ilginç yanı ise şu değerli okuyucularım.
Medeni toplumlar dediğimiz ve teknolojilerine özendigimiz batı devletlerinden bile çok çok önce kadınlarımıza verilen seçme seçilme ve İNSAN olma vasfını,Tükiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, kadınlarımıza vermiş ve insanlarımızı da padişaha "kul"olmaktan çıkartıp efendi olmasını sağlamış.
Yetmemiş birde bu hakları anayasal olarak sonsuza kadar da koruma altına almış.
Tüm bunlara rağmen gelin görün ki bu insan olma hakları kendilerine altın bir tepsi içinde sunulan kadınlarımız,ellerinin tersi ile geri itmek için var güçleri ile çırpınıyorlar.
Ve yine çok tuhaftır ki biz kadınlar bu haklarımızı erkeklere karşı savunalım derken, şimdiler de bir takım hem cinslerimize karşı çok daha fazla savunuyuruz ve mücadele veriyoruz.
Geçtiğimiz günlerde bir parkta otururken kapalı bir kadın geldi yanıma oturdu.Merhaba falan derken söz geldi açık saç kapalı saç' a...
Bana dedi ki " bak ne güzel saçlarınız var bunları neden "namahreme gösteriyorsunuz"...
Tuhafıma gitti ama iyi niyetli olduğuna inanmasam terslerdim.Ben öyle yapmadım ve medenice cevap verdim.Saçımın kıyafetimin kendi tercihim olduğunu söyleyerek,gayet rahat olduğumu ve ben sizin kapalılığınızı sorguluyor muyum ?dedim.
Burası Türkiye Cumhuriyeti kimse kimsenin inancına kılık kıyafetine karışamaz diyerek son noktayı koydum.
İşi "günah münah" boyutuna tasıyınca baktım tartışma büyüyecek iyi günler diyerek ordan uzaklaştım.
Yani ne yalan söyleyeyim çok zoruma gitti.
Ben yıllar yılı kadınlarımızı bilgilendirmek ve aydınlatmak için,haklarını korumaları ve aramaları için,kendilerini hiç kimseye ezdirmemeleri için katılmadığım seminerler toplantılar ve gezmedigim il ilçe kalmadı neredeyse.
Geldiğimiz noktaya ve karşılaştığımız duruma bakın.
Yine böyle bir etkinlik olan 5 Aralık Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 90. yıl dönümü dolayısıyla Bilecik’te buluştuk.
Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen Türk kadınlar birliği üyeleri olarak kadın arkadaşlarımızla birlikteydik ve bizler Gazi Mustafa Kemal Atatürk e minnettarız diyerek sunumlara bilgilendirmelere iyice aşina olmak için can kulağı ile dinledik.
Bu yaşadığım olay ile karşılaştırınca şunu dedim kendime.
Yoksa bir arpa boyu yol alamadık mı diye?
Sonra çevreme enine boyuna şöyle bir bakınca gördüğüm tablo az da olsa yüzümü güldürdü.
Ve Türk kadınının çağdaş ve çağa ayak uydurma noktasında çok daha kararlı ve çoğunlukta olduğumuzu görünce içim ferahladı ve bu azim gayret ve çabanın çok daha fazlası lazım diyerek,beynimdeki o kötü ve karamsar duygulardan uzaklaştım.
Ve bir kere daha o güzel insan Gazi Mustafa Kemal Ataturk'ü rahmetle minnetle saygıyla andım.
İşte öyle…
Birgülce