Ben oldu bitti hayvanları severim ama uzaktan. Onlara dokunduğum zaman ürperiyorum sebebini bilmiyorum. Özellikle köpeklerle ilgili çocukken bir sorun yaşadım mı yaşamadım mı hatırlamıyorum ama ne yalan söyleyeyim korkuyorum onlardan. Ama köydeki evimizde bir tane kurt köpeğimiz var ve onu seviyorum. Onun sebep olduğu bir kazayı yaşamama rağmen.

Kedilere dokunamıyorum bile ama evde kedi besleyen bir çok arkadaşım var ve ben onlara saygı duyuyorum. Evde besleyemememin sebebi şu olsa gerek,onlara alışıp bağlandıktan sonra başlarına bir şey geldiğinde çok çok üzülüyorum. Bir tane baktığım ve çok sevdiğim bir muhabbet kuşum vardı,öldüğünde uzun bir süre kendime gelememiştim.

Tam da Millet Meclisinde hayvan hakları konusu "ötanazi"tartışılırken, günlük rutin yürüyüşümü yaparken garip bir şekilde,aynı zamanda da internette çok yazılıp çizilen bir olaya denk geldim.

Bir hayli yaş almış ve bakımlı ve maddi durumu iyi olduğu her halinden belli olan bir kadın elinde kocaman mama paketi ile sokaklardaki belli yerlere ve mama kaplarının içine mama koyuyordu.Ve diğer elinde de beş litrelik pet su şişesi vardı. Uzunca bir süre onu takip edip seyrettikten ve ona imrenerek baktıktan sonra,yanına yaklaştım ve merhaba dedim. Bir köpeğe yemek ve su veriyordu. 

O da bana gülümseyerek merhaba dedikten sonra bende ona gülümseyerek "köpekleri seviyorsunuz, ne kadar güzel dedim". ..

Yok yok sevmem dedi ve mama vermeye devam etti. Şaşıp kalmıştım bir anda. "Sevmem ama bu onların  ihtiyaçlarını karşılamayacağım anlamına gelmez"... 

İyice şaşırmıstım ve o yüreği merhamet dolu kadın devam etti. "Benim durumum iyi.İhtiyaç fazlası var bende ve o fazlalıkları karnı aç olan sokak canlıları ile paylaşmaya gayret gösteriyorum"...

"Bunun sevmekle yahut sevmemekle hiç bir ilgisi yok"...

Şaşırdım kaldım; kadın düpedüz köpeğin Yaşama Hakkı’ndan söz ediyordu.Ve çok ilginç bir örnek verdi."Sokakta bir adama araba çarpsa ona yardım mı edersin,yoksa o kişiyi sevip sevmediğini mi düşünürsün?"

Hiç düşünmeden "elbette yardım ederim "dedim...

Ee dedi "o zaman niye benim sözlerime ve davranışıma şaşırdın ki" dedi...

Kadın haklıydı. Verdigi örnekte çok çok güzeldi.

Hani derler ya bir yaşıma daha girdim diye.Tam da öyle oldu işte...

Kadın bana eksik bildiğim bir konuyu tamamlamayı öğretti.

Hayvan Hakları’nı, kendi korkum ve sevgim gibi bireysel bir kavram üzerinden ele almamam gerektiğini ve ne olursa olsun onların da bir can taşıdığını ve yaşama haklarının olduğunu hatırlattı. .

Bende meclisteki vekillere tam da hayvanlara ötanazi konusu tartışılırken hatırlatıyorum ki;
Hayvanlar Allah'ın yarattığı bizim gibi canlılardır.Biz insanlar kadar Dünya'da yaşama hakkına sahiptirler. Ve bizim sahip olduğumuz olanaklar üzerinde de hak sahibidirler.

Yaşayan birer canlı olmaktan kaynaklanan hakları vardır.
İster sahiplenin isterse sahiplenmeyin.Evcilleştirip sonra egonuzu tatmin ettikten sonra onları sokağa salmak gibi bir lüksümüz de yok bunu bilip ve kulağımıza küpe yapalım.

Hayvanlara saygı duymanın, onları sevmekten ziyade önemli olduğunu öğrendiğimden beri,insanlara hep şunu yazarak söyleyerek hatırlatıyorum.

O canlıları sevseniz de sevmeseniz de onlarında yaşama hakkına saygı duyacaksın…

Bunun ikinci bir yolu yok.

Son bir yıl içinde köpekler tarafından öldürülen tek bir insan yok ama insancıklar tarafından KATLEDİLEN KADIN sayısı 385...

O insancıklara da "ötanazi" uygulamayı tartışıyor musunuz sayın vekiller?!

İşte öyle...
Birgülce