İnsan görünmez bir kaza yüzünden evden çıkamayacak hale geldiğinde,sağlığın ne derece önemli olduğunu ve su gibi akıp giden zamanın neden bir türlü geçmediğini çok daha iyi anlıyor.

Ve tabi ki zaman geçmeyince insanın aklına eskilerden neler geliyor neler...

Çocukluğumuz da ve gençliğimiz de ne derece değerler içinde yetiştiğimizi ve günümüzde hala o değerleri korumaya nasıl özen gösterdiğimizi bu süreç içinde çok daha iyi anlıyor insan.

Neler derseniz o değerler özetle sıralamaya çalışayım.Aklıma gelen şeyler olmayabilir,siz değerli okuyucularım eklemeler yapabilirsiniz.

Bizler kesme şekeri ilk gördüğümüzde,buna nasıl bu şekli vermişler de böyle olmuş diye "heyecanlanan" çocuklardık.

Her gün yatmadan önce dualar ederdik,bir gün benim de bir uçan balonum olsa diye hayaller kurardık uykuya dalmadan önce "hüzünlenirdik"acaba olacak mı ?diye. 

Daha başka neler var neler.

Karnemize zayıf geldiğinde,ailemize bunu nasıl izah edeceğiz diye "yüzü kızaran" eve gittiğimizde başımızı yerden kaldıramayacak kadar da utangaç ama bir o kadar da onurlu çocuklardık.

Ahizeli ve numaraları çevirmeli,çevrildiğinde kapı zili gibi ses çıkaran telefonlara,kimin aradığını bilmeden, herkesten önce ilk alo’yu diyebilmek için koşan "telaşlı" çocuklardık.

Siyah beyaz televizyonlar yeni çıkmıştı, orada gördüğümüz renklerin aslını hayal eden,yayın bitince okunan İstiklal Marşımızı duyduğumuz anda yattığımız yerden ayağa kalkıp saygı duruşu yapan "onurlu" çocuklardık.

Doğum günlerimizde genelde kitap armağan edilen,gazetelerden günlerce kupon biriktirilerek sahip olduğumuz Temel Britannica,Meydan Larousse,Gelişim Hachette gibi merak ettiklerimizi öğrenmeye çalışan "ansiklopedi"çocuklarıydık.

Ve televizyonlar renkli olunca ve bir kaç TV kanalı yayına başlayınca,uzaktan kumandalı televizyonla ilk tanışmamızda oturduğumuz yerden sadece üç-beş kanalı değiştirebildiğimiz halde mutlu olan"mütevazı" çocuklardık.

Belediye otobüslerinde,hamile,yaşlı teyze ve amcaları gördüğümüzde yerimizi onlara vermek için ayağa kalkan "terbiyeli ve merhametli" çocuklardık.

Bayramlarda bizleri lavabo pompası gibi öpen teyzelerin verdiği mendilleri,harçlık veren amcaları,dedeleri özleyen,topladığımız harçlıkları,lunaparklarda ki "çarpışan otolara binerek harcayan" çocuklardık.

Kışlar çok sert ve çok soğuk olurdu,dut pekmezi ile tahini karıştırıp yiyen,üşümemek için içimize yünlü içlik giyen "garip"çocuklardık.

İçtiğimiz gazoz kapaklarını toplayıp halının üstünde yuvarlayan,mektup pullarından koleksiyon yapan,akşam ezanı okundu mu dayak yememek için evlere koşan karanlıktan değil ama anane"terliğinden" korkan çocuklardık.

Sütü bakkaldan alamayıp,mahallenin sütçüsünü elimizde tencerelerle bekleyen, sonra o sütü kaynatıp üzerindeki kaymağı afiyetle yiyen,komşudan aldığımız maya ile o sütün yoğurt olmasını bekleyen "sabırlı" çocuklardık.

Alınan bayramlıklarımızı yastığımızın altına koyan ve sabahı sabırsızlıkla bekleyen "neşeli" çocuklardık.

Kışlık kazaklarımızı güveler yemesin diye bolca naftalinleyip valizlerde eşyalarını saklayan "umutlu" çocuklardık.

Komşu bahçesinde ki meyve ağaçlarına gizlice çıkan,dalından meyve yemenin zevkini çıkartan ama yaptığıyla da "utanan,içinde Allah korkusu olan çocuklardık.

Bizden bir yaş dahi büyüklerimize abi,abla diyecek kadar ve büyüklerimizin yanında ayak ayak üstüne atmayan "saygılı" çocuklardık.

Mahallemizde kızlarla erkeklerle toplaşıp yakan top,uzun eşek,saklambaç oynayan küfür bilmeyen"centilmen" çocuklardık.

Evde çorba diye sadece tarhana ve mercimek çorbası içen,dışarıda oyun oynarken ekmeğin yanında mis gibi domatesi ısırıp yiyen"afacan"çocuklardık.

Çikolatanın tadını bayramdan bayrama bilen, pötibör bisküvi arasına sade lokumu bastırıp pasta niyetine afiyetle yiyen"mutlu"çocuklardık.

Mahallemizden geçen helvacı,simitçi,pamuk ve elma şeker satıcılarını gördüğümüzde heyecanlanan yokluğu bilen bilen"masum" çocuklardık.

Siyah önlükleri,beyaz yakalıkları olan,sabahları okulda Andımızı bağıra bağıra söyleyen "Yurtsever" çocuklardık.

Bugün düşünüyorum da biz aslında kendi küçük ama akılları kocaman kocaman olan çocuklarmışız da haberimiz yokmuş.

Aradan onlarca yıllar geçse de o masum heyecanlı onurlu saygılı vs vs olan o küçük ama akılları kocaman olan Yurtsever çocukları anmak ne güzelmiş...

Kalanlara selam olsun ölenlere rahmet diliyorum.

İşte öyle... Birgülce