Bazen düşünüyorum da bilgili olmak donanımlı olmak çok görüp geçirmek ve yıllarca siyasetin içinde bulunmak çeşit çeşit insan katmanları ile tanışmak insana pek de çok şey kazandırmıyormuş...
Sonra bir daha durup düşünüyorum beni bu tür düşünceye iten sebep yahut sebepler neydi diye.
Sonra bir bakıyorum ki bir değil birçok sebebi varmış. Yani durup dururken bu düşünce bende bir anda oluşmamış...
Değerli okuyucular, artık beni yazılarımdan, sosyal medya üzerinden paylaşımlarımdan ve tabi ki sivil toplum örgütlerinde çok yakın çalışmalarımdan ve tabi ki son olarak da siyasi kimliğimden ve ortaya koyduğum ilkeli siyaset yapma anlayışımı sergileyiş biçimimden, ayrıca güncel bir deyimle "dik duruşumdan" biliyor ve tanıyorsunuz...
Kendimi övmeme ve sahip olduğum niteliklerimi yazıp belirtmeme gerek yok. Amma vermiş olduğum mücadelem hiç abartmadan yazıyorum takdir görmeli diye düşünüyorum...
Elbette ki birilerine ters gelebilir kabul etmeye de bilirler, eleştirebilirler buna saygı duyuyorum ve fakat hiç kimse Birgül Kemiksiz siyaseten şunu yanlış yaptı, eksik yaptı yahut hizmet etmedi, koşturmadı diyemez, diyen ve düşünen olur ise de cevabını alır bilgi ve belgelerle...
Çok insan tanımak kaliteli insan tanımak anlamına gelmiyormuş meğerse. Elbette ben çok kaliteli ve topluma, bulunduğu partiye derneğe çok faydalı ve üretken insanlar tanıdım ve tanımaktan da son derece mutluyum...
Bunun yanı sıra tam tersi insanları da tanımış oldum, çok nadir demeyeceğim, biraz fazla karakter yapısına sahip menfaatçi, çıkarcı ve ben merkezli kişilerde tanımışım meğerse.
Şimdi bunları tek tek sıralayacak değilim elbette...
Şunu ifade etmeye çalışıyorum dilimin döndüğünce. Hayatın bazı katmanlarında yaptığınız iş ve eylemlerle, topluma, bulunduğunuz ortama yani insanlığa hizmet etme anlamında ne kadar çabalarsanız çabalayın ne kadar mücadele ederseniz edin, bir yel esiyor ve birtakım kişilerin kendi çıkar ve emelleri uğruna sarf etmiş olduğunuz onca emekleriniz uçup gidiyor bir anda hoyratça...
Üzülmüyorum desem yalan söylemiş olurum ama üzülmenin yakınmanın bir anlamı yok maalesef...
Zaman zaman bazı dost ve arkadaşlarımdan yapıcı olduğuna yürekten inandığım şu eleştiriyi alıyorum "senden siyasetçi olmaz, sen hem duygusal ve ilkelerle hareket ediyorsun, oysa siyaset bunu kabul etmez" diye.
Bir gün bu eleştiriyi yapanlara hak veriyor olmamı hayal dahi edemezdim...
Oysa ki şimdi düşünüyorum da gerçek manada acaba ne uğruna ne için siyaset yapılmalı diye sorgulamaya başladım. Hiç bir zaman "körü körüne yada sorgulamadan hiç kimseye biat etmedim “bu şekilde siyaset yapmadım ve ilkesiz siyaset yaptığına inandığım kişinin yada kişilerin yanında durmadım ve destek olmadım.
Ve hala bu kanaatte ve düşüncedeyim...
Ve hala siyasette benim gibi ilkeli düşünüp ilkeli hareket ettiğine inandığım değerli insanların varlığına inanıyorum...
Bu ilkesizce, çıkar ve menfaat uğruna bir iş yapmaya veya siyaset yapan insanların yüzünden soğumadım dersem pek inandırıcı olmam ama umudumu da daha yitirmedim...
Velhasılı kelam; Hangi işi yaparsa yapsın hangi siyasi görüşten olursa olsun, siyaset yaparsa yapsın ilkeli insanları destekliyorum ve takdir ediyorum...
Ve ez cümle ben hala Cumhuriyet Halk Partisinin bir üyesiyim bir neferiyim ve hala en ilkeli siyasetin bu çatı altında yapıldığına inanıyorum kim ne derse desin...
İşte öyle... Birgülce