Tarikatlar cemaat olmadığı gibi cemaatler de tarikat değildir.
Kavramları iyi bilmek lazım. Kavram kargaşası adamı kavga ettirir. Mesela Nurculuk bir cemaattir ama tarikat değildir hatta tarikatçılığı da hiç benimsemez. Metot olarak tarikatçılığı reddeden şu sözleri meşhurdur: "Zamanımız Tarikat Zamanı Değil Hakikat Zamanıdır"
Akıllı dostlarım var benim, sosyal medyada alabildiğince fikir jimnastiği yapmaktayız. Anlaştığımız, anlaşamadığımız noktalar var. Mesela, onlara göre din, tarikat, tasavvuf aynı şey. Allah bir, Peygamber bir, Kitap bir, bu tarikatlar da nereden çıktı derler. Süleymancılığı, Menzilcileri, Nakşiliği, Kadiriliği bir tarikat görüyor ama yetinmeyip onları İslam' dan ayrı bir din olarak da telakki ediyorlar. Oysa Sanayi siteleri de bir ama içinde yüzlerce farklı usta var. Mukayese edilemiyor nedense!
Aşırı narkos alan laikçiler İslam dendi mi tüyleri diken diken olmakta... Buna karşılık en az onlar kadar narkoz alan muhazakarlar da laikliği tam bir dinsizlik sayarak laik olanları dinsizlikle suçlarlar. Oysa bu terazinin iki kefesindeki dirhemleri ayarlayacak olan devlet iki kutup arasında güzel bir rol oynayabilir.
Konumuza dönelim:
Sosyal medyada bir fragman, "Bizim Süleymancılık, Nurculuk, Menzilcilik Gibi Bir Dinimiz Yoktur" şeklinde sürekli döndürülmektedir. Buradan da anlaşılıyor ki bu akıllı(!) dostlarımız sapla samanı, sütle sütçüyü, saçla başı birbirinden ne hikmetse ayıramıyorlar. Artık canları mı istemiyor veya en kötüsü din hakkında bilgileri mi bu kadar? Hangisi olsa vahim.
Düşünsenize; bir TIP Fak. var. Fakültede de onlarca branş! Köyden gelen Agamız bu farklı branşları akledemiyor ve hepsi hastane değil mi, nedir bunlar, bizi oradan oraya gezdirip duruyorlar diye isyanı patlatıyor. Şimdi bu agaya sağlıktaki bu branşları nasıl anlatırsınız?
Askere giden bir delikanlı askeriyedeki branşlardan dilediği bir yere kendiliğinden gidip kayıt olabilir mi? Olamaz. Olmadı diye genç, "Yahu her biri askerlik değil mi, bırakın da dilediğim gibi askerlik yapayım" deme lüksü var mı? Yok.
İslam da bir dindir ama çok çeşitli branşaları var.
Sosyal medyadaki akıllı (!) dostlarıma bu yazıyla bir şeyler anlatmak gereğini duydum. İslam, çok yönlü bi dindir. Süleymancılar Kur'an'a çok önem verirler, göstergesi nedir? Kur'an Kursu açarlar, güzel okumayı öğretirler, sigara içmeyi yasak ederler, temiz takım elbiseli giyinirler, öğrenci işlerine ağırlık verirler. Yurtlarına gidin de temizliği, titizliği, ferahlığı görün.
Menzil grubu içki, uyuşturucu gibi muzırlardan bağlılarını kurtarmak için uğraşırlar. Sıkı arkadaşlıklar kurarak birbirlerini oto kontrol ederler. Kısa süre sonra 100 doktorun başaramayacağı kötü alışkanlıklardan kişiyi kurtarıp namazlı niyazlı topluma faydalı insan haline getirirler. Örnekleri binlerce... Kötü mü?
Nurcular, zamanı "İman kurtarma zamanı" diye yola çıkmışlardır. Akla hitap ederek mantık bölümünü harekete geçirirler. Ve Kur'an' da yüzlerce ayette dile getirilen "Hiç mi akıl edemediniz?" rüknünü baz almışlardır. Mesela, bir karpuzu ikiye bölerek sorar: Kabuğu yeşil, meyvesi kırmızı, çekirdeği siyah olan bu karpuzu kim boyadı? Yani akıl yönüyler Allah' ı bulmayı harekete geçirir.
Bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.
Değerli okuyucularım, tıpta, askerlikte, sporda var olan çok sayıdaki branşlar gibi İslam' da 6 bin 666 ayetiyle hem bu, hem öteki dünyayı kıyamete kadar anlatan bir kitap olarak çok farklı yönleriyle hareket eder. Ortaya çıkan tarikatlar, cemaatlar veya tasavvuftan her biri Kur'an' ın bir rüknünü ele alarak faaliyet yaparlar. Geçmişin dergahlarında binlerce insan bulunurdu.
Bugün bu kurumlar tarikat cemaat şeklinde faaliyet yapmayıp (çünkü yasaktır), bir STK adıyla vücut bulmuşlardır. Devletin organları tarafından sürekli denetlenir ve takip edilirler.
Yanılgımız nerede?
Her bir cemaati, her bir tarikatı ayrı bir din olarak ifade etmemiz en büyük yanılgımızdır.
Nedir bunları imani noktası? Tüm cemaatler Kur' an'a, peygambere çok bağlıdır ve istisnasız bir tamamı ehli sünnet yolunda olmalarıdır.
NOT: Cemaat ve tarikatların cumhuriyetle, Atatürk ve laiklikle ilgili bir problemi varsa bunu çözmek devletin işidir. Devletin cezai yasaları olduğu gibi eğitim yasaları var, tarih ve kültürle ilgili arşivleri var. Lüzumuna göre hepsini kullanabilir.