Ramazan geldiği zaman mazeretlerimiz de başlar.
Maalesef, sevap ayı Ramazan bizler için aynı zamanda yalanlarımızın da ortaya saçıldığı aydır.
Efendim şekerim, tansiyonum var, ilaç kullanıyorum; o sebeple oruç tutamıyorum.
Mazeret sahibi olmak açıktan apır küpür yemek anlamına gelmez. Saygı şart.
Oruç 2 şekilde tutulmaz. İnanmayanlar bunun dışındadır.
1) Hasta olur tutamazsın ama şahitlendirmek yasak.
Herkese göstere göstere açıktan oruç yemek Allah'a kafa tutmak anlamına gelir. (Cehalet hariç, çünkü bunu cahiller yapar)
Şahitlendirmek insan hakkına girer ve Allah' ın af kapsamı dışındadır.
2) Kasten tutmamak! Farz olan bir ibadeti alenen terk etmek büyük günahlardan sayılır.
Oruç 2 türlü tutulur.
1) Allahın emri olduğu için,
2) Topluma örnek olmak için.
Her birimiz şahit olmaktayız ki bu ayda yalanlar çokça söylenir.
Ramazanda kişilikler karakterler ortaya bir bir dökülür.
Hasta olmasa, ilaç kullanmasa, doktoru tutmayacaksın demese, "Sanki tutacakmış gibi" bir hava estirmek çok çok yanlıştır.
Her ibadet gibi elbette orucun da şartları var; kimler tutar, kimler tutamaz, yazılmış, çizilmiş.
Dediğim gibi gerçekten dinen geçerli sıkıntılarımız olabilir ama şahitlendirmeyeceğiz.
Mesele budur.