Türk halkının, eski sisteme dönebilmesi için taşıyıcı kolonlar üzerinde mutabık kalmamız gerekir.
Taşıyıcı kolonlar:
Mesela...
Atatürk, çok sağlam bir TBMM kurmuştu. Meclisin karakteri değiştirildi.
Atatürk, çok sağlam bir TSK kurmuştu. Ordunun karakteri değiştirildi.
Kuvvetler Ayrılığı prensibine dayalı bir Yargı sistemi vardı. Sistem değiştirildi.
Tartışan, seçimle gelen giden bir üniversite yapımız vardı. Yapı tamamen değiştirildi.
Üniter milli devlet yapımız vardı; özerklikti, ferderasyondu gibi tartışılır hale getirildi.
Milli toplum anlayışımız vardı. Çok uluslu toplum noktasına getirildi.
Daha dün Mecliste Kürtçe konuşan milletvekiline hiç bir müdahale yapılmadı. Alıştırılıyoruz!
Atatürk aleyhinde TV' lerde yoğun bir kampanya yürütülüyor. Kampanya giderek genişliyor.
Atatürk tarafından, Ehli sünnet üzerine kurulmuş diyanetin sessizliği altında ehli sünnet düşmanlığı pik yapmış durumda. Diyanetin karakteri bozuldu.
Çok geniş kitleler İslamiyet aleyhinde konuşuyor yazıyor ama sesini çıkaran yok. Türklükten sonra İslamiyet de tartışılır duruma geldi.
Düşman ne kadar unsur varsa, bu unsurların tek tek Meclise girmelerine zemin hazırlandı.
Ekonomik durum zaten berbat.
Ancak bu berbatlık istenildiği dakikalar içinde "süper iyiyiz" gibi lanse edilebiliyor.
Dünya 5' den büyüktür gibi bir büyük kandırmacaya hepimiz kandık.
ABD+İngiltere+Rusya+Fransa+Çin > Dünya' dan. İnanmayanla tartışmaya varım.
Milli devletin, Milli toplumun taşıyıcı kolanları (eski-yeni adıyla) yer değiştirmeye devam ediyor.
Benim ilk anda aklıma gelen taşıyıcı kolonlar bunlar, varsa ilaveleriniz hay, hay!
Bu yapıyla daha ne kadar gideriz diye düşünmeden edemiyorum.