"Un Var, Yağ Var, Şeker Var, Su Var, Ama Helva Yapamıyoruz"
En büyük noksanımız sistemsizliktir. Bu çağda, teknoloji ve iletişimin zirvede olduğu bir zamanda nasıl bir ekonomik model uyguladığımızı hiçbir kimse tarif edemez. Tam bir karamboldeyiz. Halk arasında bir deyim var: "Un Var, Yağ Var, Şeker Var, Ama Helva Yapamıyoruz" Ekonomik durumumuz aynen budur.
100 dönüm tarlayı ekip biçeceğiz lakin zirai ekipmanlarımız yok veya zayıf; ilaçlama, gübreleme lazım, hazırlık yok. Sulama, tarlaya ulaşım gibi alt yapılardan mahrumuz. Böyle bir işletmecilik zihniyeti kesinlikle bizi iflasa götürecektir. Türkiyenin durumu bu örnekten farksız.
Oysa... Bizim 3 temel unsurumuz var ve bu 3 unsuru kendimize temel kabul etmek zorundayız. Dünyada her bir devlet için bu 3 temel güç geçerlidir. Ve ekonomiler bu gerçeğe göre şekillenmelidir. Nedir bunlar? Fert gücü, Halk gücü, Kamu gücü.
Daha bir dördüncüsü yok. Rasyonel tespit, rasyonel gerçekçilik budur.
O halde; ferdin, halkın ve kamunun ekonomide izdüşümleri olması gerekir. Halihazırda var mı? Yok. Olmalı mı? Evet olmalı... Ayaklardan birinin noksan olması halinde denge sağlanamayacaktır. Görünür görünmez her bir yerden patlaklar bizi bulacaktır. Topal ördek felfesi bitmelidir.
İzdüşümleri şöyle:
Ferdin ekonomideki izdüşümüne, Özel sektör,
Devletin ekonomideki izdüşümüne, Kamu sektörü.
Halkın ekonomideki izdüşümüne, Halk sektörü; diyeceğiz.
Tabi, özel sektörle kamu sektörü bize yabancı değil, ancak sadece ikisinin varlığı bir noksanlıktır.
3 sektör öncelikle bağımsız olacak ve bağlantılarla da birbirine dayanışma içinde hareket edecektir. Gerektiğinde tek bir proje içinde 3 sektör niye olmasın. Her şey sistemdir. Kainat bile dengeler sistemi içinde hareket ediyor.
Örnek: Trakya’ da (Yeşil enerji) büyük bir güneş enerjisi üretme projesi başlatılacak olsun. Projenin sahibi özel teşebbüstür; belediyeler ve kamu idareleri bu projenin bütçesine, personel yapılanmasına, denetimine, kar ve zarara iştirak nispetinde, %10, %20 gibi bir oranda katılma yolu açılmalıdır. Bu iştirakçilik şekli projenin sağlamlığına, güvenilirliğine dalalet eder.
Böyle bir yatırım duyulduğu zaman halk, “Kalkınıyoruz!” hissine kapılacaktır, kapılmalıdır. Güveni sağladınız mı, mahsullerini almaya başladınız mı arkası gelir de gelir.
NOT 2: Bu yazı hazırlamakta olduğum “sistem” konulu kitabımdan alıntıdır.