Türkiye’nin yarısı, 28 Mayıs 2023 akşamı, büyük bir hayal kırıklığına uğradı.
Araştırmalara göre, böyle durumlarda gösterilen kişisel tepkiler, bazı aşamalardan geçiyor.
Önce “Olamaz !” diyorsunuz.
Sonra depresyon, ilgisizlik, kabul, anlamaya çalışma ve yeniden harekete geçme gibi süreçler yaşanıyor.
Bu arada itiraf edeyim, seçimden sonra birkaç gün Orhan Gencebay dinledim.
Oldukça iyi hissettirdi.
Neyse, şimdi önümüze bakalım.
2024’te yerel seçimler ve tüzüğe göre, 2023 yılı içinde yapılması gereken Kurultay var.
ÜYELER, SEMPATİZANLAR VE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ
Amacımız, eğer Kurultay kararı alınırsa, demokratik bir kongre süreciyle Kurultayı gerçekleştirmek ve yerel seçimlerde, büyük bir başarı yakalamak.
Son seçimde Cumhuriyet Halk Partisi, Süleymanpaşa’da, yuvarlak sayılarla, 150 bin oyun 60 binini aldı.
Örgütümüz ve hemşerilerimiz, güzel bir alkışı hak ediyorlar.
İlçede, altı bin üyemiz var.
Anlaşılan, her üyeye karşılık, dokuz sempatizan bulunuyor.
Partinin ilk hedefi, üye ve sempatizan sayısını arttırmak olmalı.
Bu iş, ancak, teke tek kişisel ilişkilerle yapılabilir.
Üyeler, partinin kılcal damarları gibi, seçmene en yakın, belki, Genel Başkandan daha etkili olabilecek konumda olan kişiler.
Ama üyelerimizin, sempatizan yaratmakta pek başarılı oldukları söylenemez.
Gözlemlerime göre, üyelerin çoğu, partinin tanıtımı konusunda yetersiz.
Hem yetersizler, hem de isteksizler.
Üyeler arasında kuvvetli ortak bir amaç bilinci, aidiyet duygusu ve dayanışma yok.
Onları suçlamıyorum.
Problem belli: parti içi demokrasi yok !
Tepedeki birkaç kişi, nasılsa partiyi yönetiyor.
Üyeleri takan, onların fikirlerini soran, çalışmalarını değerlendiren, ön seçim yapalım diyen yok.
Çözüm için, parti içi demokrasi konusu, ilçe delegeleri seçiminden başlayarak, her kademede ciddiyetle ele alınmalıdır.
ÖBEK SORUMLUSU MU, FABRİKADA İŞ ARKADAŞI MI?
Herşeye rağmen, üyelerimizle nasıl çalışmalar yapabiliriz?
Üyelere yönelik, etkili eğitim programları düzenleyebiliriz.
Öyle ki, her üye, işyerinde, kahvehanede, köyünde, apartmanında, üniversitede; çevresindekileri ikna edebilen, bilgili, partiyi tanıtma işini misyon edinmiş, saygıdeğer örnek vatandaş olsun.
İşyeri hekimi olarak gezdiğim fabrikalarda, işçilerin çalışırken, molalarda, yemekhanede nasıl davrandıklarını görüyordum.
İyi yetişmiş bir üye, bir fabrikada, her gün adım adım, dostça ilişkiler içinde, partinin politikalarını anlatabilir, yalan iddiaları çürütebilir, arkadaşlarını ikna edebilir.
Konuşmalar, günlük dedikoduların, futbol gevezeliklerinin dışına çıkabilir.
Pinpon topu gibi, “siz şöylesiniz”, “biz böyleyiz” şeklinde verimsiz tartışmalar olmayabilir.
Bilimsel ikna yöntemleri, bilgiye dayalı konuşma ve duygulara hitap etmenin yolları öğretilebilir.
Fabrikalardaki arkadaşların, sempatizan yaratmakta, öbek sorumlularından daha etkili olacaklarını düşünüyorum.
Öbek sorumlularının görevi, 400 seçmenlik bir bölgede, tanımadığı insanların kapısını çalarak, yardımsever bir CHP imajı oluşturmak diye tanımlanıyordu.
İlçemizde öbek çalışmaları verimsiz oldu.
Görünüşe göre, öbek çalışmaları, ülke çapında da bir oy artışı sağlayamadı.
Öbek sorumluları sahaya çıktıklarında, üyelerden beklenen desteği bulamadılar.
Bu nedenle, bir öbekteki seçmenlerden önce, kendi üyelerimize ulaşmaya çalışmalıyız.
Üyelere ulaşmak için, İlçe Yönetimine bir örgütlenme modeli önermek istiyorum.
DUNBAR SAYISI VE İLÇE ÖRGÜTLENMESİ
Robin Dunbar, Oxford Üniversitesinden emekli, “Evrimsel Psikoloji” profesörü.
Prof. Dunbar yaptığı çalışmalarda, bir insanın anlamlı olarak sosyal ilişki kurabileceği, en uygun kişi sayısının, ortalama 150 olduğunu göstermiş.
Bu sayı “Dunbar Sayısı” olarak biliniyor.
Dunbar sayısı, Facebook arkadaşlıkları için olduğu kadar, bir amaçla bir araya gelmiş gruplar için de geçerli.
150 kişiden büyük gruplarda, üyeler arasında bağlılık duygusu azalıyor.
150 kişiden küçük gruplar ise, pek başarılı olamıyor.
CHP Süleymanpaşa İlçe örgütünün, her mahallede bir “mahalle sorumlusu” var.
Bazı mahalleler küçük, bazıları büyük.
Örneğin, 100.Yıl Mahallesinde, 1000 civarında üyemiz görünüyor.
Prof. Dunbar’a göre, 100.Yıl Mahallesinde bu üyeler ve mahalle sorumlusunun, anlamlı ilişkiler kurabilmesi, birbirlerini tanıması, ortak çalışmalar yapması zor.
Geçmiş ilçe başkanlarından Murat Kervancılar zamanında, her Cumartesi sabahı, bir mahallede “çay, simit” toplantıları yapılıyordu.
Bu toplantılar, daha organize ve belli temaların konuşulduğu, daha verimli toplantılar şeklinde olabilirdi, ama yine de iyi girişimlerdi.
Başka iyi bir örnek de, Altınova Mahallesinde, sevgili arkadaşım Hüseyin Tamer Erkan’ın gerçekleştirdiği, üyeler topluluğu.
Altınova topluluğu herkesin birbirini tanıdığı, birlikte çalışabilen, canlı bir ekip.
Bu örnekler çerçevesinde, mahalle sorumluları yerine, yeniden organize olup, 150 kişilik gruplar oluşturarak, grup sorumluları belirleyebiliriz.
Bu 150 kişilik gruplar ve sorumluları, toplantılar, forumlar, konferanslar düzenleyebilir, eğitim çalışmaları yapabilir, piknik, konser gibi aktiviteler organize edebilir, kendi Facebook sayfalarını, WhatsApp gruplarını oluşturabilir, kendilerine ilginç grup isimleri takabilir.
Bu amaçla, İl başkanlığının, herkesin hayran olduğu ancak çoğu zaman boş duran, 150 kişilik salonu kullanılabilir
Eğer önerim kabul edilirse, önce grup sorumlusu veya önderi olacak arkadaşları tespit etmemiz ve eğitmemiz gerekir.
SONUÇ
Süleymanpaşa’daki CHP üyelerini 150 kişilik gruplar şeklinde örgütleyebiliriz.
Araştırmalar, 1000 kişi gibi kalabalık mahalle örgütlenmeleri yerine, bu küçük grupların daha aktif ve verimli çalışacağını söylüyor.
Grup önderi olacak 40-45 kadar arkadaşın iyi seçilmesi ve eğitilmesi gerekir.
Bu çalışmanın başarılı olması durumunda, bütün ilçe örgütleri için iyi bir örnek oluşturacağını düşünüyorum.
Süleymanpaşa İlçe Örgütünün konuya ilgi duyması ve desteklemesi dileğiyle…