“YENİ DÜNYA – YENİ KURALLAR”
75. yaşımıza girdiğimiz 2025 yılının ilk yazısında; İktisatçı, sosyolog, yazar, televizyon programcısı, gastronomi uzmanı, Dünya Bankasında çalışmış Koç Üniversitesi ve ABD’de üniversitelerinde dersler vermiş Vedat Milor’un “Yaşam zevkinin bugünkü yollarına, çağımızda var olmak için gereken yetenekler” konusunda yazdığı “Yeni Dünya Yeni Kurallar” kitabından seçtiğimiz bazı görüş ve düşünceleri sunmak istiyoruz:
- Nasıl bir dünyada yaşadığımızı anlatabilmek için, Dünya Bankası raporlarından birkaç veri paylaşalım: 1971 senesinin ardından dünya genelinde ücretler ile verimlilik ilişkisi kopmuş, verimlilik artmış, ama ücretler artmamıştır. 1985’e dek, Orta sınıfın bir gelir artışı vardır. Bu artış 1985’ten itibaren duraklamış, gelirlerini artıran kesim en tepedeki yüzde 1 olmuştur.
- Türkiye’de 1940’a dek en zengin yüzde 10, Milli Gelirin yüzde 45’ine sahipken, bu oran 1980’lere dek giderek düşüyor, yüzde35’e geriliyor. En zengin yüzde 10’un payı 2010’da yüzde 60’lara ulaşıyor. Sonra yaşanan “kızgınlık, öfke, kutuplaşma, popülizm…” Ülkemizde sol bastırıldığından, sağ popülizme ve radikal İslamcılığa kayış görülmektedir.
- Devlet demek aslında hukuk sistemi demektir. Ama bizde ne hukuk sistemi, ne okullar, ne de din sokak kadar güçlüdür. Türkiye’de güçlü olan sokağın kendi gerçekleridir. Sebebi de Cumhuriyet’in başından beri devletin bir türlü kurumsallaşamamışıdır. Bizde kurumsallaşmaya en yakın kurumlar Harbiye, Mülkiye ve Dışişleri idi; onlar bile sallanıyor. Bu durumda sokağın kendi gerçekleri atmosferi belirledi. Kurumsallık güçsüzse alaturka kurnazlıklar kurumlara hâkim oluyor.
- Bir düşünce tembelliği içindeyiz. Toplum olarak sorumluluk almaktan, hayattan korkuyoruz. Kendimiz için düşünmek yerine başkasının bizim için düşünmesine izin veriyoruz.
- Önemli olan insanın korkularını yenmesidir. Bu korkuların biri aç kalmak, tatile çıkamamak, evinin taksitini ödeyememek, diğer korku da başkalarından eleştiri almak, hatta toplum tarafından dışlanmak korkusudur. Bunları yendiğin müddetçe, kendi kaderine kendin yön verebilirsin.
- Kimseye itaat etmeden, eğilip bükülmeden, kendi doğrularına, ama her şeyden öte dürüstlüğe bağlı kalarak yaşamanın hazzı her şeyin üzerindedir.
- Dinlemek bir yetenektir. İyi dinlemek insanı çevresine hâkim kılar. Kimse kimseyi dinlemiyor. İnsanlar birbirlerini dinleme zahmetine katlanmadan konuşuyor ve neticede birbirlerini anlamıyorlar.
- Sosyal medyanın güçlenmesiyle işler değişti. İnsanlara doğruyu söylemek, Kamu yararını gözetmek en iyi siyaset değil; sosyal medyayı en iyi kullanan, insanların duygularına en iyi hitap eden, bu uğurda gerçeği en uygun şekilde eğip büken siyasetler, siyasetçiler inanıyor, ama alt tabaka daha kolay inanıyor.
- Günümüzün en büyük meydan okuması, çocuklarımız da öğretebileceğimiz en büyük hüner; mevcut bilgiyi eleme, seçme ve kullanma yeteneği… Bilgiyi saman yığınında iğne arar gibi, doğruyla yanlışı nasıl bulup çıkarabileceksin; bu çok önemli bir hüner. Çok kişi bunu yapamadığı için komplo teorileri yaygın… Günümüzün meydan okuması işte bu!.
- İnsanlar hayatlarını güçlü özellikleri üzerine inşa ederse başarılı olurlar. (Vedat Milor, Yeni Dünya, Yeni Kurallar, Kronik Kitap, Eylül 2024)