Birgülce

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçinin can vermesinin üzerinden yıllar geçti... O günden bu güne ne değişti peki? Ben sormuştum ama Sizler bana mı soruyorsunuz? Peki ben cevaplayayım o zaman. O gün 129 a yakın kadın işçi katladilmişti,bu güne kadar bu rakamın üzerine BİNLERCESİ eklendi... Yani sadece rakamlar değişti. Adaletsizlik EŞİTSİZLİK haksızlık ve hukuksuzluk,kadınlara şiddet,taciz tecavüz,çocuk gelinler,hala ve hala kadınları ikinci hatta üçüncü sınıf insan yerine koyma alışkanlıkları devam ediyor... Bedenler parçalanıyor yetmiyor,ruhlar parçalanıyor yetmiyor,yürekler parçalanıyor yetmiyor... Kadınlara olan kin ve nefret tohumları ekilmeye devam ediyor... Yani bu kin ve bu nefret bitmiyor... Hani anaydık,eş'tik,sevgiliydik,bacıydık? Hani "cennet ayaklarımızın altındaydı" Hani nerede? Cennete göndermek için illa katledilmemiz mi gerekiyor? Bu dünyanın cennetinin nimetlerinden faydalanmak biz kadınlara haram mı yani? Kutlamayın o göstermelik bir günü. Dünya emekçi kadınlar günüymüş ! Hadi oradan hadi oradan... Eline bir elma şekeri verip çocuk mu kandırıyorsunuz? Sadece ülkemizde geçtiğimiz yılda suçsuz günahsız 300 kadın öyle yada böyle katledilmiş,bir o kadar kadınlar ve çocuklar cinsel tacize maruz kalmış,biz hala kendimizin çıkardığı ve imzaladığı İSTANBUL sözleşmesinden çıkmayı dillendiriyoruz... Dünya da yaklaşık iki yüz ülke var şimdi çarpın 300 le kaç etti? Bulursunuz bulursunuz. Bulursunuz tabi sonuç belli !! Çünkü katledilen kadınlara sadece RAKAM olarak bakıyor dünya... Ne acı ve ne utanılacak bir durum değil mi? O yüzden ortada kutlanacak bir durum yok Utanılacak bir durum var ortada... Kadınlar adına,İNSAN yerine koyulmayan insanlık adına... Ve son cümle diyorum ki; Bırakın, onu,şunu,bunu,anayı,bacıyı,eşi,sevgiliyi... Bizi yalnızca İNSAN yerine koyun yeter... Hiç kusura bakmayın alınmayın gücenmeyin... İşte bu KADINLARIN GERÇEK HİKAYESİ... Ama eminim bir gün ama bir gün Bu maküs talihimizi yeneceğiz... Yine özgürlük şarkıları söyleyeceğiz... ....... Umut etmek ne güzel... İşte öyle... (Birgülce)