GÜN OLA HARMAN OLA

Konu en sonun da geldi İstiklal Marşı nın güftesine kadar dayandı!.  Memleket te her şey güllük gülistanlikmiş gibi,ekonomiden dış politikaya kadar bütün sorunlarımız çözülmüş gibi,hiç halledilecek uğraşılacak bir konu yokmuş gibi,Bir yandan sözüm ona ilahiyat titri taşıyan bir takım kişiler ve ülkeyi yöneten zihniyet sahipleri şimdi de doksan yedi yıllık istiklal marşımızın güftesine kafayı takmışlar... Bu ülke de kendi alanından çok çok uzak bilgi sahibi olmadığı konularda ne kadar çok insan varsa,bir araya gelmiş ve habire konuşuyorlar... "fetva" veriyorlar ve haliyle kendilerini bilim adamı siyasetçi,din uzmanı sanıyorlar!.. Malesef diyorum ki uzman olmayanların yerine asıl konuşması gereken gerçek ihtisas sahipleri ise işinden gücünden ekmeğinden olmamak için ses çıkaramıyorlar ve bir korku dünyasının içinde yaşamaya çalışıyorlar... Tabi adına yaşamak denirse! Rüzgara kapılmış yaprakların kaderi gibi oradan oraya sürüklenip duruyor ülkemiz malesef.. Herkes her konu da bir ötekinden bir hamle bekliyor ve hamle yapması beklenilen kurumların başında ki etkili ve yetkili kişiler ise tek bir insanın ağzının içine bakıyorlar ve ondan bir işaret bekliyorlar harekete geçmek için.. . Eee,bu kadar etkisiz elaman kadrolarının olduğu bürokrasi haliyle görev yapamaz hantal bir hale bürünmüş durumda.Cumhurbaskani da durumdan vazife çıkararak görev alanina girmeyen işlere girişiyor ve çözüm üretmeyen Devlet kademelerinin tümünün yerine kendini koyuyor onlarin yerine kendi konuşuyor.... Dolayısı ile çözüm ürettiğini sanıyor.. . Sıradan bir yurttaş olarak tüm samimi@niyetimle söylüyorum ki,siyasi görüşümüz uyuşmasada yaptığı hiç bir icraattan,eylem söylem ve uygulamadan memnun olmasamda,cumhurbaşkanının bu tür çıkışlarına tabi ki hak vermesemde, konuşması ve açıklama yapması kişilerin susması sebebi ile de nerede ise söylemlerini onaylıyasım geliyor. fakat gururuma yediremediğimden haklı diyemiyorum..., ilgili makamlarda ki kişilere talimat yerine geçen bu çıkışları benim tuhafıma gitse de kabullenemesem de zorunlu olarak doğru diyorum!.... Yani değerli okuyucular hani bir deyim vardır ya "eğriye eğri doğruya doğru"diye işte tam da söylemek istediğim bu... Kısacası hükümeti  en şiddetli bir şekilde her zaman eleştiren ben bile,şimdiler de bu manzara üzerine artik diyorum ki;körü körüne eleştirmek yerine gerçekleri de dillendirmek lazım ara sıra da olsa, akıl ve mantık bunu gerektiriyor... Tam da böyle yazıp hak verdigimi beyan edecekken,sayın cumhurbaşkanının bu son dakikada ki çıkışı,yine hiç bir Türk vatandaşının tasvip etmeyeceği onamayacagi bir durum meydana getirdi,yani ben o açıklamasını duyduğum anda yeniden fabrika ayarlarına döndüm bir anda... Neymiş efendim Doksan yedi yıllık istiklal marşının güftesinden rahatsız oluyorlarmış... Hadi buyrun!...ayıklayın pirincin taşını..  Yine Anadolu da bir deyim vardır,büyüklerimiz derdiki;"her işi işledik fıstığı yeşil kaldı"diye.. Yazımın başın da dediğim gibi Ülkenin herşeyi iyiye gidiyorda bir bu konu kalmıştı kötüye giden.. Ülkemizin evlatları Suriye de teröristlerle mücadele edip şehit olurken,Işsizlik almış başını gitmişken,Suriyeli ve diğer mültecilere kırk milyar dolar harcamışken,ülkenin asıl vatandaşlarının hala yüzde yetmişi fakirlik sınırının altında geçimini ve yaşamını sürdürürken,siz kalkin zerre kadar findik kabuğunu dahi doldurmayacak bir mevzuyu gündeme oturtun ve milletin değerleri ile uğraşmaya kalkın ne acı bir durum değil mi?. Yani neresinden bakarsanız bakın hiç bir tarafımız dikiş tutmayan yara bere halindeyken,hak kukuk demokrasi giderek can can çekişir bir hale sürüklenirken, Siz kalkın İstiklal marşının güftesinden rahatsız olduğunuzu söyleyin ve bunu düzeltecek bir güfteci besteci yokmu diye şikayet edin.... Sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yaparken İstiklal marşının güftecisine bestecisine haksızlık ettiğinin farkındamıdır acaba.Ki bu marş Türkiye büyük millet meclisince eksiksiz bir şekilde tüm vekillerce ve oy birligince kabul edilmiştir. Yani dolayısı ile rahatsızlık duymak aynı zamanda yüce meclise ve Türk halkına yapılmış bir eylem ve söylem degilmidir? Tam bu söylemlerin yazılı ve görsel basında yer almasının hemen akabinde insanlar bu konuyu tartışırken sayin iktidar ve koalisyon ortaklarının vekillerince bir gecede seçim kanunlarında yapılan haksız değişiklikler göz acıp kapayıncaya kadar meclisten jet hızıyla geçti.. .   Yani bir anlamda kırk yılın başında sayın Cumhurbaşkanına tam da ilk kez hak verecekken,din adına ahkam kesen,zavallı sözde  ilahıyatcilara yapmis olduğu o yerinde ve haklı  çıkışi bir anda uçup gitmiş ve havaya karışmıştır,tabi söyleme nedenide böylece anlaşılmıştır.. .. Çünkü iki bin on dokuz seçimleri yedi sekiz dönemde olduğu gibi "çantada keklik değil"ve bu yasalar onun için değiştiriliyor ve bir telâşın göstergesi tüm bunlar... Ne diyelim gün ola harman ola.. Sevgi ve samimi@niyetle (Birgülce)