Benazus, 1937’de Atatürk’ü Nazilli Basma Fabrikası’nın açılışını yaptıktan sonra ziyaret ettiği Aydın’ın Ortaklar Köyü’nde görmüştü. Köyün İncir Kooperatifinde kâtiplik yapan babası da karşılama heyetindeydi. Beyaz trenle geldiği istasyonda köylülere hitap etmeye başlayan Atatürk, babasının elinden kaçıp yanına gelen henüz 7 yaşındaki bu küçük çocuğu kompartımanına götürüp karşısına oturtmuştu. Küçük Benazus bir yandan hayran hayran Atatürk’ü seyrederken bir yandan da tabaktaki leblebileri bitirmiş, o günden sonra da “Atatürk’ün Leblebilerini yürüten çocuk” diye anılmaya başlandı. (Hürriyet 16.1.2024).
- İzmir’in işgalinde Basmane Garı’nda Katiplik yaparken işgal kuvvetlerine dair bilgileri cepheye aktaran gizli Kuvayı Milliyeci İsak Benazus’un oğlu olan Hanri Benazus, (D.27.3.1930) Türkiye’nin en büyü Atatürk fotoğrafları koleksiyoneri olarak tanınıyor. Koleksiyonunu 2021’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağışladı.
Yazar, iş insanı, koleksiyoncu Hanri Benazus, İzmir’de hayatını kaybetti. Benazus, Altındağ Musevi Mezarlığına öğle vakti defnedildi. (16.1.1924, Sözcü!)
Ömrünü Atatürk’e adayan ünlü yazar Hanri Benazus’un ardından O’nu bazı düşünceleri ve anekdotu paylaşarak anımsatmak istiyoruz:
- 17 yaşından beri, yaklaşık 30.000 Atatürk fotoğraflarıyla açtığı sergileri neden yaptığı sorulan Hanri Benazus şu cevabı vermişti:
“Atatürk’e çok büyük borcum var. O borcu ödemeye uğraşıyorum. Ben çocukken büyük şans… Atatürk’le karşı karşıya oturdum masasında. Leblebilerini avuç avuç yedim bitirdim. Adımı sordu “Hanri” dedim soyadımı sordu “Benazus” dedim. Bana “Sen kimsin?” demedi, “Sen nesin?” demedi. O’nun büyüklüğünü görüyor musunuz? Türklüğün ne olduğunu anlatan, sormadığı o suallerini değerini anlıyor musunuz?... “İsteseydim belki 50 kamyon leblebi dağıtır borç öderdim ama, Türklüğün bedeli ödenmez ki!...”
- Hanri Benazus şu anekdotu paylaşmıştı:
Atatürk’le ilgili fotoğrafları toplarken, 1984 yılında ABD’den bir telefon geldi. Arayan, 1921 yılında Amerika’dan Türkiye’ye gelerek Atatürk’ün fotoğrafını çeken gazetecinin oğluymuş. Atatürk’ün hiçbir yerde bulamayacağım fotoğrafının olduğunu ve bunu satabileceğini söyledi. Günübirlik Amerika’ya uçtum. Sabah vardım, fotoğrafı aldıktan sonra aynı akşam uçakla geri döndüm. Benden başkasında yok o fotoğraf” (Uğur Dündar, Sözcü, 5.1.2024).
- Belçika’da yaşayan Türk Kültürünü ve Tarihini Yaşatma Derneği Başkanı Daniel Dumoulin’in “Atatürk’ten Düşünceler” kitabından aldığım bir sözünü dile getirmek istiyorum. Şöyle diyor:
“Unutma Türkiye; Atatürk’ü Allah’a borçlusun, Geriye kalan her şeyi de; Atatürk’e…”
Ve ben diyorum ki; İşte “Niçin Atatürk’e” verilecek en güzel cevap
- Atatürk’ümüze karşı borçlu olduğumuz minnet ve şükran hislerini ödeyebilmek, acılarımızı unutabilmek için;
“Kafamızı bilimle, yüreğimizi umutla ve yurt sevgisiyle, benliğimizi özgürlük ve bağımsızlık heyecanı ile doldurmak, iyiye, güzele, doğruya bağlanmak, çağı yıllar önce yakalayan Mustafa Kemal’in çağdaşlık anlayışına varabilmek!” olmalıdır. (Hanri Benazus, Niçin Atatürk, Bizim Kitaplar, İstanbul – 2012)