Kalkınma ile bir otonun motoru arasında bir benzetme yaparsak yüzlerce civata, somun, vidası olan büyükçe bir motor düşünelim...

Somunlar, civatalar, vidalar yerli yerine oturtulmazsa motor toplanamaz ve çalıştırılamaz. Tıpkı bunun gibi bir memleket eğer milli ve dini yapısına, kültürüne, geleneklerine göre bir sistem oluşturmazsa taşlar yerli yerine oturmayacak ve kesinlikle kalkınamayacaktır.

Dünya topluluklarına bir bakın, sosyolojik anlamda her biri üçlü bir mekanizmaya sahiptir; bu mekanizma her toplum için mutlak, sabit ve değişmez bir olgudur; nedir bunlar? Fert, Millet ve Devlettir.  

Üçlü formasyona dayalı bir ekonomik model ortaya konduğu zaman o sistem üretecektir, işsizlik, enflasyon derdi ortadan kalkacaktır ve her sektör devasa bir hale gelecektir. 

Türkiye için düşündüğüm bir sistem var.

- Layıkıyla Özel kişilere bağlı bir ÖZEL SEKÖTÖR kurmalıyız var ama etkin ve de verimli değiliz. Layıkıyla demek 85 milyon nüfusu içine alıp harekete geçiren bir özel sektörden söz ediyorum.

- Ekonomik sahada terk ettiğimiz KAMU SEKTÖRÜ kaçınılmaz olarak sisteme dahil edilmelidir. Türkiye Serbest Piyasa Ekonomisi diyerek kamu gücünü 12 Eylül öncesinde sistemin dışına itti ve zararlarını her alanda çekmeye devam etmekteyiz. Ekonomik sistemin güçlü değilse, gelecek için bir umut vaat etmiyorsa siz dilediğiniz kadar paralardan sıfır atın sonuç değişmeyecektir. 

- MİLLET SEKTÖRÜ (Halk) Kesin olarak oluşturulmalı ve halkın hamleci, teşebbüs gücünden yararlanılmalıdır. Millet sektörünü hiç bir zaman kullanmadık, kullanmak da aklımıza gelmedi. Oysa büyük enerji bu sektörde var. Sistemin ana kuvveti bu alanda uykuda beklemektedir. Uyandırdığımız zaman dev uyanacaktır.

Ortaya bir itici slogan konmalı, yükselmenin, yücelmenin ruhu sloganlaştırılmalıdır. Mesela; her bir ferdi kapsayan: KALKINMACILIK... Vatandaşın kendini rahat ve güvende hissettiren: Hürriyetçi bir DEMOKRATLIK... Yine her bir vatandaşın gurur ve heyecan duyacağı bir MİLLİYETÇİLİK anlayışını her bir hücremize adapte etmek zorundayız.

Bir sıçrayışta 3 adımlık mesafe alamazsak kalkınan çağdaş ülkelere yetişmemiz mümkün olmayacaktır. Oysa biz rakiplerimize hem yetişmek, hem sol çekmek zorundayız. Çünkü aradaki mesafe bu 3 ana noktada iyice açıldı. 

Diyorum ki: Üç Ayaklı Bir Yeni Ekonomik Model için varımızı yoğumuzu ortaya koymadan kalkınamayacağız..