.
CHP’li ve DEVA’lı Vekiller Davayı Takip Etti
Duruşmaya, CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Deva Partisi Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar ve Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, CHP İl Başkanı Özgür Taşmerdivenli, Deva Partisi İl Bakanı Ozan Varan da katıldı. Daha sonra katılımcılar Adliye önünde basın açıklaması yaparak adliyeden ayrıldı.
Toplam 17 Sanık Yargılanıyor
Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü KOM Şube ekiplerince düzenlenen operasyonun ardından hazırlanan iddianamede, yasa dışı yollarla ülkeye sokulan ürünler ve resmi belgelerde sahtecilik suçlamalarıyla ilgili 17 kişinin yargılanmasına başlandı. Duruşmaya 14 sanık avulatıyla bizzat atılırken 2 sanık ise Ankara ve Gaziantep’ten Segbis aracılığı ile katıldı, bir kişi ise mahkeme öncesi talimatı ifade verdi.
Soruşturmanın Detayları
Dava dosyasına göre, sanıklar arasında Abdurrahman Tuğa, Ahmet Eviz, Aras Demir, Cem Kaar, Cengizhan Erbaş, Ekrem Tuğa, Eren Arğaç, Fatih Cihan, Güler Öğünç, Hüseyin Eviz, Hüseyin Keser, İbrahim Toksoylu, İbrahim Şeref Çanak, Kaan Çelik, Osman İsmailoğlu, Özgür Çınar ve Şaban Öğünç yer alıyor. Bu kişiler, gümrük vergilerinden muafiyet sağlayarak ithal edilen ürünlerin amacı dışında kullanımı, yasaklı ürünlerin ithalatı ve biyogüvenlik yasalarına aykırılık gibi suçlarla suçlanıyor.
İlk duruşmada kimlik tespitinin ardından sanıklardan Kaan Çelik’in ifadesi alındı.
Kaan Çelik Kendini Savundu
Sanıklardan Kaan Çelik, duruşmada yaptığı savunmada suçlamaları reddederek, iddia edilen eylemlere karışmadığını öne sürdü. Çelik, savunmasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz ürünleri alırken GDO’lu olup olmadığını bilemiyoruz, bunu aracı firmalar kontrol ediyor. Ürünlerin GDO’lu olup olmadığını gemiye yükleme sırasında öğreniyoruz. Zaten ürünleri alırken bize verilen belgeleri Tarım Müdürlüğü’ne iletiyoruz, işlemleri gözetmen firmalar takip ediyor. Biz bu süreçte sadece belgeleri sağlıyoruz. 2024 yılı içerisinde 1.156 firmaya satış yaptık, bu firmalardan sadece biri gıda firmasıydı, diğerleri yem firmalarıdır.”
Mahkeme Başkanı, Tekirdağ Ticaret Borsası’nın GDO’lu ürünler ile ilgili hazırladığı ve ton başına elde edilen gelirin 20 dolar olduğunu belirten raporu sordu. Çelik, daha önceki ifadesinde GDO’lu mısırdan yaklaşık %3’lük bir gelir elde ettiğini ve bunun da 8-9 dolara denk geldiğini söyledi. Ayrıca, ithal edilen bazı ürünlerin Dahilde İşleme Rejimi kapsamında işlem görmesi gerekirken, iç piyasaya satıldığı ve bu nedenle devletin %35’lik bir vergi kaybı yaşadığı iddiaları karşısında, “Her şeyim kayıtlı ve faturalı” diyerek kendini savundu.
Davanın ilk duruşmasına kimlik tespiti ve Kaan Çelik’in ifadesinin ardından ara verildi. Aradan sonra dava devam etti.
Taban Gıda’nın Sahibi Kaan Çelik’i Yalanladı
Kaan Çelik ifadesinde bir gemide getirilen mısırların kendi firması tarafından ithal edildiğini millileştirme kapsamında mısırların gemide Taban Gıda’ya satıldığını daha sonra piyasa şartları kapsamında geri aldıklarını ifade etmişti. Bunun üzerine ikinci şüpheli Taban Gıda Firması Yönetim Kurulu Başkanı Aras Demir, savunmasında Candarlar Firmasının milileştirme kapsamında Taban Gıda’nın bir defalığına evraklarını kullandığını bunun karşısında evrak kullanma ücreti aldıklarını, tekrar mısırın Candan firmasına satıldığını söyledi. Demir, Kaan Çelik’i yalanlayarak fiili bir satışın olmadığını sadece evraklarının kullanıldığını söyledi. Hesaplarına herhangi bir satış ücretinin yatmadığını işlem ücretlerinin ise Candarlar firması tarafından öncesinden kendilerine ödendiğini söyledi. Kaan Çelik’in satış yapıldı ifadesini kabul etmediklerini belirten Aras Demir, banka hesapları incelendiğinde bunun görüşeceğini söyledi.
AK Nişasta’nın Sahibi Savunma Yaptı
Şüpheli AK Nişasta Yöneticileri Ahmet Eriz ve Hüseyin Eris savunma yaptı. Hüseyin Eris “Firmalarında GDO tespit edilmesi ile ilgili bizlerin bu işlemlerden haberi yok. Bizim profesyonel ekiplerimiz inceliyor. Bizim GDO’lu ürünü alma ihtimalimiz yok. Suçlamaları kabul etmiyoruz. İthalat işlemlerinin hızlı yapılması işlemlerini bilemiyoruz. Duyduğumda şaşırdık. Biz firma olarak alacağımız ürünleri GDO’suz olarak alma şartı ile kontrat yapıyoruz. Biz yurt dışında yapılan analiz sertifkalarında GDO’suz çıkarsa mısırları alıyoruz. Diğer türlü almıyoruz. Biz tarım il müdürlüğü analizi olumlu olursa alıyoruz. Yoksa almıyoruz. Tarım müdürlüğü aldığı örnekler usulüne uygun değildir. Biz mahkeme kararı ile proföserlerin içinde olduğu bir heyete mühürlü olan silolalarda rapor aldıkdık, TÜBİTAK’a gönderdik, ürün sağlam çıktı. 8 adet rapor var elimizde eşyaların GDO’suz olduğu yönünde. Bizim eşyalarımız GDO’suzdur. Önceki savunmalarımı kabul ediyorum. Yurt dışına işlerim gereği çıkıyorum. Yurt dışı yasağımın kaldırılmasını talep ediyorum. ” dedi.
Şüpheli Bereket Agro Tarım Firması Yetkilisi Saban Öğünç yaptığı savunmada,”Biz Ukrayna’dan getirdiğimiz kanolayı tohum olarak Soylu tarıma verdik. Onlar yağ ve küspe yaptı. Sadece Soylu Tarım’ın verdiği Manisa’da küspede GDO bulundu. Burada da numune alınan yerde soya varmış oradan bulaşabileceği yönünde de raporumuz var. Ayrıca Soylu Tarımın kanola yağında GDO’ya rastlanmadı.” dedi.
Şüpheli Bereket Agro Firması Sahibi Güler Övünç,”Ben bu firmanın sahibiyim ama iş ve işlemlerin tamamını eşim Şaban Övünç yürütüyor” dedi.
Şüpheli Soylu Tarım Firması Sahibi İbrahim Toksoylu, “Bizim aldığımız kanolanın borsası sabittir. Buradan biz Türk makamlarımdan uygun çıkacak bir ürün alıyoruz. Gümrük vergileri fiyatı bellidir, biz niye böyle bir macera içine girelim. Alınan numunülerde şahit numune yok. Olayın kaynağından alınan numune olmadığı için üzerimize atılı suçlamayı kabul etmiyoruz. Burada bir bulaşı söz konusu. Bizim mallarımız GDO’suzdur. Bizim hergün her limanda bir gemimiz var. Tekirdağ’da bu arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Tekirdağ’da kontrole tabi tutulmayan durumu var. Biz tarımdaki bu durumu bilemeyiz. Edirne Tarım İl Müdürlüğü yüzde 100 analiz yapmış, Tekirdağ yapmamış. Biz bu duruma karışmıyoruz. Bize şu para ödenecek deniyor biz ödüyoruz. GDO’lu GDO’suz ürün gibi bir fiyat farkı yok. Bu konuda bilirkişi talep ediyoruz. Dolandırıcılıkla suçlanıyoruz. Burada bir dolandırıcılık yok. Biz bunu anlayamıyoruz. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
MAHKEME BAŞKANI TAPELERİ SORDU
Şüpheli Tarım İl Labaruvar Müdürü Cengizhan Erbaş, kendine yöneltilen GDO’lu Mısırları analizi raporu alınmadan analiz raporu alınmış gibi gösterecek kurumda çalışanların şifrelerini kullanarak sisteme giriş yaptığı analiz yapılmış gibi gösterdiği yönündeki suçlamalarla ilgili savunma yaptı. Erbaş, “Tarım müdürlüğü taraflı olarak tarafıma suçlama yapmıştır. Beyin tümörü rahatsızlığım var. Bu olayların olduğu zamanda şubede ve Tarım İl Müdürlüğünde değildim. Hem kanunda hem yönetmelikte yüzde 100 analiz yapılacak diye bir yönetmelik yoktur. Yurt dışından gelen analiz sonucunda GDO yoksa evrak bazında bakılır onay sekmesine basılır onay verilir. Hastalığım dolasıyla ben işe gidemedim. O sırada kendimde bile değildim. Müfettişlerinin hazırladığı raporda yönlendirme var. O yüzden buradayım. Bir tape var hakkımda. Atandığım zaman rahatsızdım. Başımda insanlar var. O sırada bana gelen konuşmanın çoğunu hatırlamıyorum. Orada ne GDO’dan bahsetmiyorum. Orada VPN kullandım dedim. O sırada onun ne söylediğini anlamıyorum. O sırada bana cihazı ve modemi yok et diyorlar. Cihazım ve modemim hala yerinde. 11 geminin 4 tanesinde benim email adresim kullanılmış. Bunların hepsinin yükü bana yüklendi. Bunlar yapılırken ben evdeyim. İpon telefonum güncelleme yaparken mail adresime giriş yapılmış. Diğer sekiz kişinin mail adresi nasıl kullanılmışsa 5 gemide de benim mail adresim kullanılmıştır. Benim telefonum sürekli güncelleme yapıyor. İl müdürlüğü gıda şubede şüpheli olan kişilerle bu yazışmayı yapan kişiler aynı. Tape kaydında yok et denilen şey ne anlamadım ve birşey yok etmedim. Bu konuşmalar olaylar çıktıktan bir ay sonra yaptık. Kendimde değildim. Tapelerde konuştuğum gibi bir cihaz yok etme yok. Bir senedir evdeyim. Beyin kanseriyim. Ne için alındığımı bilinmeden alındım. Ne olduğunu bilmiyorum. Birçoğunda raporluyum. Son bir tanesinde bizzat hastanedeydim bunu emniyette beyan ettim. Savcı bana telefondan yapmışsın dedi. Bu işlemlerin telefondan yapılması zor. Velevki bunları ben yaptım maddi çıkarım olması lazım. Maddi çıkarım yok. Hesaplarımda para yok. HTS kayıtlarında bir araya gelmişliğim yok. Hastanelerde uğraşıyorumB. urada mağdur sıfatına olması gerekirken şüpheli durumdayım. Arayanlar beni hastalığım dolayısıyla aradı. Ben gıda şubeden ayrıldıktan sonra şifreleri pasif hale getirdim. Onay verilen kişilerin sayfalarına girerek ben onay vermedim. Benim e posta adresim yazılarak yeni bir şifre oluşturma eylemim olmadı. 2023 yılında ayrılmadan önce gemi incelemesi yapıyordum. Özgür Çınar ve Hüseyin Keser ile firma yetkilisi olduğu için telefonda görüştüm. Gemiye çıkış için sözleşiyorduk. Cahit Kaçar’dan borç para aldım. Bu yüzden görüştüm para aldım. Gözde Özyol ile Altınova mahallesindeki evimin satışı için görüştüm. Evimin satışını yaptı para ona geçti sonra bana. Bu şekilde bir alışverişim oldu. Pasife alınan şifreleri şifre yetkilisi kişilerdedir. Bende bu yetki yoktur. Tekirdağ’da şifre yenileme yetkili kişi sadece müdürlükte soy ismini hatırlamadığım Osman adlı kişidir.” dedi.
Bakanlık Görevlisi Tapelere Cevap Veremedi, Hakimin Sorularını Geçiştirdi
Şüpheli Fatih Cihan isimli bakanlık görevlisi yaptığı savunmada,” Daha önce Tekirdağ’a görevim gereği bir defa 3 günşşüne gittim. Burada İl Müdürü Oktay Öcal ile görüştüm. Bana il müdürü Cengizhan Erbaş ve Cahit Kaçar’ ın iyi biri olduğunu Çalışkan biri olduğunu söyledi. Bunun üzerine ben Cahit ve Cengizhan ile iyi çalışan bir kişi dendiği için odasında görüştüm. Bakanlıkta online gıda güvenliği bilgi sistemi bana bakanlık tarafından yetkilendirilmiştir. Ben genel müdür tarafından verilen onayla bu gıda güvenliği sisteminde yaşanan aksaklık nedeniyle il Müdürlüğündeki yetkili kişilerle görüşürüm. Bu sistemdeki aksakşığı ve işleyişi düzenlerim. 7/24 bu sistemin aksamaması için il Müdürlüğündeki arkadaşlarla sisteme erişemediğinde sürekli görüşmeler yapmaktayım. İthalat işlemleri ile ilgili sistem sorumlusu olarak ithalat işlerinin aksamaması için çalışırım. İl Müdürlüğünde Cahit Kaçar beni arayarak sistemdeki aksaklık için destek istedi. Şube müdürü Pasin Akbulut aramıştır. Bende ithalat işlemlerinin engellenmemesi için sistemdeki aksaklıkları ve posta adreslerini güncelledim. Bu işlemleri çok kez yaptım. Cahit Kaçar beyin söylediği adresleri güncelledim. Mynet Gmail gibi adresleri güncellememi istedi. Bende tarım uzantılı maillerin ulaştırılması gerektiğini söyledim. Ben bir süre sonra sistem görevlisi Osman ile bundan sonra iletişim kurulmasını istedim. Cahit kaçar’ın bana Cengizhan Erbaş’ın mailini güncellemek için aradı. Ben kendi kendime güncelleme yapamam. Beni aramadan ben işlem yapmadım. Bir kişi telefondan sisteme girip işlem yapamaz. Bu sistem telefonda kullanılamaz. Teknik olarak cep telefonundan giriş yapılması mümkün değildir. VPN ile yapılıp yapılmayacağını bilmiyorum. Cen telefonundan ben hiç işlem yapmadım. Halil İbrahim Aktaş (çaycı) benim servis arkadaşım. Telefonumun şarjı sık bitiyor. GDO haberleri çıktığında ürperdim. Kamil Yaman ve Cahit Kaçar’a ulaşmaya çalıştım. Servis arkadaşım olan Halil İbrahim Aktaş’ın telinden Cengizhan’ı aradım. Endişe duyduğum için Cengizhan’ı aradım. Kamil ve Cahit beye ulaşamadım. Cengizhan’ı aradım bu konuları sordum. Kimin nasıl yaptığını sordum”dedi. Hakimin ‘Telefonu hattı imha et evden mi şey yapmıştın’ diye sorması üzerine “Telefonu imha mı ettiniz diye yuvarlak cümleler kurarak benimle ilgili durumu anlamaya çalıştım. Hakimin telefon konuşmasını sorması üzerine “Ben olayları anlamak için sorumlu olduğum için Kamil Yaman Beyi olayları anlamak için aradım. Çok acı duyarak aradım. İddianamede bahsedilen 11 işlemin tamamında benim tarım il müdürlüğü haricinde bir bağım yok. İrtibatım tarım çalışanları harici kimseyle yoktur. Kolluktaki ifademde nezarette kaldığım için şifre güncellemeden bahsedilmiş benim şifre güncelleme ve ithalat onay yetkim yok. Benim mail güncelleme yetkim var sadece. Cengizhan ile birlikte çalışan bazı kişilerin e posta güncelleme işlemi için Cahit Kaçar beni aradı güncelleme istedi. ” dedi.
Savcının niçin Cahit Kaçar’ın hesabına Cengizhan Erbaş’ın e postamasımı tanımlaması üzerine Fatih Cihan,”Ben bana verilen e postayı güncelledim. Cahit bey Cengizhan beyle birlikte olduğunu söyledi. Ben ithalat işleri durmasın diye ben verdikleri adresleri güncelledim. Cengizhan’ ın adresini gğncellerken ben onunla görüşmedim. Beni güncelleme için Cahit aradı. Onun dediğini yaptım. Benim amacım işlerin hızlı yapılmasıydı. Ben Cahit’in verdiği hesapları güncelledim. Ben bu işlemleri yaparken Cengizhan beyin bu birimden ayrıldığını bilmiyordum. Bana Cahit Cengizha’ın postasını düzenle dedi. Beni watsaptan aradı. Ben Cengizha’ın ayrıldığını şubeden bilmiyorum. Ben Cahit’in benden sonra ne evrağını onayladığını bilmiyorum” dedi.