PROPAGANDA VE MANİPÜLASYON
Dünya´da artık hiçbir bilginin gerçekliği ve yönlendirme olup, olmadığını anlamak neredeyse imkansız. Özellikle gazeteler, televizyonlar ve internet inanılmaz bir bilgi kirliliği ve çarpıtması altında. Artık isyanlar ve sokak hareketleri medya ve internet üzerinden harekete geçirilmekte. Aslında bugün yapılan tüm bu faaliyetlerin temeli Nazi Almanya´sına kadar uzanmaktadır. Joseph Goebbels adında Nazilerin hırslı ve bir o kadar da zeki Propaganda Bakan´ının oluşturduğu Propaganda ve Manipülasyon sistemi ile başlar. Bu sistem hala üniversitelerin iletişim ve işletme fakültelerinde ders olarak okutulmaktadır. Propagandanın babası kim derseniz, tüm akademik çevreler size Goebbels diyecektir.
Tabi günümüzde medya ve iletişim araçları gelişmiş olsa da teknikler çokta değişmemiştir. Size bu teknikler hakkında kısa bir bilgiler vereceğim. Yönlendirme ve manipülasyona maruz kaldığınızda bunun sistemli bir yapı olduğunu anlamak önemlidir.
Şimdi bunu maddeler halinde inceleyelim;
*Propagandacılar, dönemsel olarak odakları olan konulardaki fikirleri sistemli bir şekilde topluma tekrar tekrar anlatarak bir süre sonra bu fikrin kimden çıktığı unutularak genel kanaat haline gelmesini sağlarlar.
* Kötü ve aşağılayıcı isimler takmak: Propaganda yapan kişi, karalamak istediği kişiye ya da topluluğa algısı iğrenç ve kötü olan isimler takar. Düşmanı bir ?sürüngen? ya da ?dönek? gibi isimlerle anmak propagandacıların sık kullandığı bir tekniktir. Eğer bir kişiye ya da bir topluluğa çirkin isimler takılmışsa, size propaganda yapıldığını anlayabilirsiniz. Politikacılar ve reklamcılarda bu tekniği kullanırlar, rakiplerine küçük düşürücü ve aşağılayıcı sıfatlar takarak kitlelerin duygularını yönlendirirler.
* Propaganda yapanlar ve manipülatörler objektif ve net kanıtlar kullanmak yerine ?genellemeler? yaparlar. ?Millet?, ?din?, ?ahlak?, ?iyilik?, ?temizlik?, ?güzellik? gibi kimsenin kolayca itiraz edemeyeceği kavramları anlatarak belirgin bir kanı oluştururlar. Kendi düşüncelerini bu kavramların içine gizleyerek yaymaya çalışırlar. Eğer birisi bu kavramları kullanarak konuşuyorsa size propaganda yapıyor olma olasılığı yüksektir.
* Propaganda yapan kişiler simgeler kullanır. Eğer size mesaj vermek isteyenler bayrak, örgüt amblemleri, toplumsal olarak benimsenmiş simgeler ve dini kitap gibi birçok insanın ortak değerlerini kullanıyorlarsa propaganda yapıyorlar ve duyarlılıklarınızı kullanıyorlardır.
* Propagandanın temelinde kendi fikirlerini yayarken toplumun önemsediği ünlüleri ve kanaat önderlerini de yoğun bir şekilde kullanmak önemlidir. Toplumlar bu kişilerin söylediklerine daha duyarlı ve onların anlattıklarına inanma eğilimi içinde olurlar. Eğer böyle toplumsal önemi olan kişiler, bir ürünle ilgili ya da toplumsal, siyasi bir mesaj veriyorsa büyük ihtimalle propaganda yapıyor veya alet oluyor demektir.
* Propagandacılar ve toplum mühendisleri sıradan kişilerin yaşadığı olayları ?örnek olay? olarak anlatır. İstisna olabilecek kadar az rastlanan olayların tahmin edilenden daha yaygın olduğu algısını yaratmak isterler. Çevremizde görmediğimiz bu olayların, biz farkında olmadan çok yayılmış olduğunu söyleyerek bir korku atmosferi ve kanaati yaratırlar.
* Bazı rakamsal ve sosyal verileri abartır ya da çarpıtır, insanların bilgisi olmayan bu konularda endişe duyacağı şekle sokar. Eğer birisi size bilginiz olmayan konularda çok abartılı rakamlar veriyorsa büyük ihtimalle propagandaya maruz kalıyorsunuz. Özellikle reklamcılar bunu medyada yoğun bir şekilde kullanırlar. Ürün kullanımından ?şu kadar fayda sağlarsınız? yada ?şu kadar kar edersiniz? diyerek anlamsız fakat ilginizi yönlendirecek sayılar ve bilgilere maruz bırakırlar. Böylece rekabetle fiyat kıyaslamanıza engel olurlar. Ürünü veya hizmeti almanızı sağlamaya çalışırlar.
* Hiçbir kanıt ve dayanak olmadan kendi fikirlerinin ve isteklerinin büyük çoğunluk tarafından benimsendiğini iddia ederler. Genellikle hepimizin içindeki ?topluluk ile hareket hissine? hitap ederek bizim de herkes gibi düşünmemizi isterler. Eğer birisi size ?herkesin? benzer düşüncede olduğunu iddia ederse bilin ki sizi yönlendirmeye çalışıyordur.
*Toplum mühendisleri ve Siyasiler çok güçlü ve abartılı ifadeler kullanır. Bunlar hiçbir kanıtı olmayan klişe laflardır; ama çok sık söylendiğinde insanların belleklerine kazınır ve etkisi yüksek olur. Özellikle masum ve geneli ürkütmeyecek sloganlar kullanır. Örnek olarak ?Sizi ondan başka kim kurtarabilir ki?? ya da ?Daha iyi bir hayat için Özgürlük için en iyi seçim? tarzı sloganları yeterince çok kullanır iseler toplumda bir fikir oluşturulması olasıdır.
*Özellikle kendi fikrini anlatırken kutuplaşma ve çatışma ortamı yaratırlar. Olayları, insanları ve fikirleri karşıt uçlarda anlatırlar. Bu kişiler için kararsızlık yoktur. Sizi de bir kutbu seçmeye ve grup içerisinde olmaya zorlarlar. Eğer ?ya bizimlesin ya da bize karşı? şeklinde bir seçim yapmanız isteniyorsa bilin ki siz yönlendiriliyorsunuz ve kullanılıyorsunuz.
*Bu sistem dost ve düşman yaratır. Sizin de hızlıca seçiminizi dosttan yana kullanmanızı ister. Eğer kararsız iseniz düşmandan yana olduğunuz gibi bir sonuç çıkarmaya çalışırlar. Seçimleriniz böyle yargılanıyor ve mutlak seçimler yapmanız isteniyorsa burada propagandaya maruz kalıyorsunuz demektir.
*Asla hataları kabul etmezler ve suç üslenmezler, sürekli olarak hataları için günah keçileri yaratırlar. Böylece halkın gözündeki imajları zedelenmez, savunulan düşünce ve kişinin güç algısı toplum önünde perçinlenir. Örnek olarak şirkette veya bir kurumda toplumu ilgilendiren bir sorun yaşandığında birkaç yönetici ve çalışan işten çıkartılır. Böylece şirketin veya kurumun sorumluluğunun kalmadığı hissi yaratılır.
*Genellikle konuşmalarında savunmada olmazlar saldırgan ve rakiplerini kendini savunmak zorunda bırakan bir yapı seçerler. Böylece güçlü ve sindirilmez imajını güçlendirirler.
*Çoğu zaman salon toplantıları, sempozyum ve konusunda bilgili, uzman kişilerle fikir ve ürünlerini tartışmayı tercih etmezler. Bunun yerine medya ve kalabalıklara hitap etmek, monolog iletişim, işlerine gelir. Küçük gruplar yerine kalabalıkları ikna etmek daha kolaydır.
Şimdi bu bilgilerin ışığında Reklamlarda, toplumsal olaylarda, siyasilerin sözlerinde ve reklam kampanyalarında bir sistemin olduğunu göreceksiniz. İnsanları yönlendirme ve yönetmek için bu teknikler acımasızca kullanılmaktadır. Bize düşen ise bunların farkında olup bize dikte edilen fikirleri değil, Milli ve toplumsal olarak ihtiyaç ve ilkelerimize uygun sorgulayan fikirlere sahip olmaktır. Hiçbir bilgi ve fikir sorgulanmaz değildir. Size birisi mutlak olarak boyun eğmek zorunda olduğunuzu söylüyor ise tek cevap vardır. ?HAYIR? demektir. Gelişmiş toplumların ilk göstergesi sorgulayan ve haklarını arayan bireylerdir. Kendi hakkını savunamayan ve yönlendirilen toplumlar fiziken olmasa bile zihin olarak esaret altındadır. İnsanlığın geleceği adaletsizliğe ve güç odaklarına dik duran bireylerle olabilir.