"Cevapları bilmek okulda size yardımcı olacaktır, ancak nasıl soru soracağınızı bilmek hayatta size yardımcı olacaktır."

6 Eylül'de okullar açılıyor. Öğrenci ve kısmen part-time öğretmen olarak, ömrümün yaklaşık 41 yılı okullarda geçti. Bu yılların bazı kaçınılmaz etkileri olmuş herhalde. Örneğin "To Sir with Love"," Goodbye Mr. Chips", "Dead Poets Society" gibi öğretmen filmlerinde çok duygulanıyorum. Her Eylül içimi bir heyecan kaplıyor. Evde atamadığım, kullanmaya da kıyamadığım, bir sürü defter, kalem, kırtasiye malzemesi ve bir konuyu anlatırken lazım olur diye sakladığım bir yığın "prop", ıvır zıvır var. Ama hala dükkanlarda satılan kırtasiye ürünlere bakmadan geçemiyorum. Hastanedeki çalışma odamda bir beyaz tahta ve renkli markerlerim bulunuyor. Bu yazı da, haftanın anlamına uygun olarak, eğitim konusunda. Jessica Lahey bir İngilizce öğretmeni, "The Atlantic " dergisinde eğitimle ilgili yazılar yazıyor. Lahey'in psikoloji profesörü Adam Grant'la yaptığı "Özgün Bir Düşünür Yetiştirmek" başlıklı söyleşisini ilginç buldum. Kısaltarak vereceğim söyleşinin linki: https://www.theatlantic.com/education/archive/2016/02/educating-an-original-thinker/462468/ Adam Grant ünlü işletme okulu Wharton'da öğretim üyesi. "Orijinaller", "Vermek Almak", "Yeniden Düşün" gibi kitapları Türkçe'ye çevrilmiş. Grant, "Orijinaller" kitabında, dünyayı olumlu yönde değiştirebilmek için, yerleşik olanla mücadele edecek, geleneksel bakış açılarına karşı duracak ve sorunları çözmeye çalışacak "uyumsuzlar"dan bahsediyor. Okuyucuya kendi fikirlerini dile getirmek ve harekete geçmek için cesaret veriyor. Soru cevap şeklinde giden söyleşi de bu kitaptaki fikirlerin eğitime uygulanması üzerine. *** Lahey: Kitabınızda gerçekten özgün düşünürler için düzenin ve disiplinin öğrenmeye karşıt olabileceğini belirtiyorsunuz. Öğretmenler, bir taraftan özgün düşünürlerin gelişmesine izin verirken, diğer taraftan disiplinli bir öğrenme ortamı ihtiyacını nasıl dengeleyebilir? Grant: Çok fazla düzen ve disiplin yaratıcılığı kısıtlayabilir, ancak çok azı da yaratıcılığa zarar verebilir. Kapsamlı kısıtlamaları olan bir sınıfta çocuklar kendileri için düşünmeyi öğrenemezler. Öte yandan çocuklara dünyadaki tüm özgürlüğü verin, seçim felcine kapılabilirler, bir soruna nasıl yaklaşacaklarını bulmak için bir çerçeveden yoksun olabilirler veya birçok yeni fikir geliştirebilir, ancak bunları uygulayamayabilirler. Bence denge, değişen farklı pedagojik yaklaşımlardan gelir. Örneğin 10 dakika ders anlatın, ardından çocukların öğrendikleri dersi öğretmek için kendi yaklaşımlarını geliştirmelerine ve küçük gruplar halinde sunmalarına izin verin. Yapboz Sınıfı denen, küçük grupların bir sorunun parçalarını ayrı ayrı çalışıp sonra birleştirdikleri yöntem üzerine yapılan araştırmalar, bunun önyargıları azaltabileceğini ve aynı zamanda yaratıcı düşünceyi beslemek için de harika bir yol olduğunu gösteriyor. Ayrıca, ilk doğanların sonraki kardeşlere göre zeka avantajına sahip olmasının nedenlerinden biri de öğretmen etkisidir: Büyükler kardeşlerine bir şeyler öğretmek için daha fazla zaman harcarlar, bu da kendi öğrenmelerini kristalize etmelerine yardımcı olur. Neden öğrencilerin birbirlerine ders vermelerini sınıfta bir norm haline getirmiyorsunuz? Lahey: Kitabınızda, dünyayı gerçekten değiştirmeye devam edecek çocukları eğitmek söz konusu olduğunda isyankarlığın olumlu bir özellik olduğunu iddia ediyorsunuz. Öğretmenler özgün, yaratıcı düşünmeye yol açan isyanı teşvik etmek için ne yapabilir? Grant: Öğrencilere öğrendikleri bir şeyi yeniden yorumlama şansı verin. Bunu yapmak özellikle zıt teorilerin olduğu tarih ve edebiyat gibi bazı alanlarda diğerlerinden daha kolay olabilir. Örneğin Benjamin Franklin'in bir mucit, sosyal yenilikçi ve politikacı olarak bazı büyük başarılarını sunduktan sonra, çocuklara başarısızlıklarını araştırma fırsatı verin. Lahey: Bir sınıfta isyancılar bir öğretmenin en kötü kabusudur ve yeterince güç verildiğinde hemen her ders planını raydan çıkarabilirler. Sınıftaki isyancılara olumlu bir çıkış yolu vermenin en iyi şekli nedir? Grant: Onlara sadece karşı oldukları değil, savunacakları bir şey verin. Onlara sınıfta neyin yanlış olduğunu düşündüklerini sorun ve ardından daha iyi hale getirmek için çalışmalarını isteyin. Lahey: Özgün bir çocuk için ideal öğretmen nasıl olmalı? Grant: Çocuklara çok fazla sorumluluk veren bir öğretmen. Bu, yüksek beklentilere sahip olmak, ancak beklentileri karşılama konusunda çocuklara takdir yetkisi vermek anlamına gelir. Lahey: Öğretmenler eğitimi özgün ve yenilikçi düşünürler yaratacak bir yöne nasıl itebilir? Grant: George Lucas'ın üniversite başvurularının yaratıcı bir portföy içermesi gerektiği önerisini seviyorum. Her öğrenci özgün bir şey yapar: bir film, bir şarkı, bir hikaye, bir sanat eseri. Oradan başlarsak, yaratıcı düşünme becerilerinin eğitim sisteminde öğretilmesi için yaygara koparan ebeveynleri, müdürleri ve öğretmenleri görmeye başlayacağımızı düşünüyorum. Ayrıca öğrencilere soru sormayı öğretmek gerekiyor. Warren Berger'in dediği gibi, "Cevapları bilmek okulda size yardımcı olacaktır, ancak nasıl soru soracağınızı bilmek hayatta size yardımcı olacaktır." Lahey: Tanıdığım orijinal düşünürlerden çokça duyduğum bir hikaye, öğretmenin talimatlarını reddettikleri için çok fazla sorun yaşadıklarıdır. Orijinal düşünürlerin öğrenme, keşfetme ve yenilik yapma heveslerini nasıl destekleyebiliriz? Grant: Seçeneklerden biri, öğrencilere mevcut çözümleri anladıklarını gösterdikten sonra yeni çözümleri keşfetme özgürlüğü vermektir. Lahey: Sık sık susmalarını, oturmalarını ve statükoya uymalarını isteyen bir dünyada ilerlemeye çalışan orijinal çocukların akıl sağlığı konusunda endişeleniyorum. Bu konuda yorum yapabilir misiniz? Grant: Ben de bunun için endişeleniyorum. Okul, çocukların talim çavuşları tarafından boğuldukları yer değil, öğrenmeyi sevmeyi öğrendikleri bir yer olmalıdır. Öğretmenler yaratıcı çocuklarla çalışmaktan hoşlandıklarını iddia ediyorlar, ancak en uysal çocukları yanlarına alıyorlar. Orijinal çocukların nasıl tepki vereceği konusunda iki olasılık var. Birincisi, "öğretmenlerin ters tutumları çocukları örgün eğitimden uzaklaştırabilir". Diğeri ise "öğretmenlerin yaratıcılıkla ilişkilendirilen davranışlardan hoşlanmamaları, bu davranışların yok olmasına yol açar". Her iki sonuç da son derece istenmeyen bir durumdur. Lahey: Orijinal çocukların ebeveynleri, çocuklarına her gün okulda sınırların içinde kalmalarını, istenen şekilde davranmalarını ve soru sormayı bırakmalarını söylemek zorunda kalırken, çocukları hakkında özel ve farklı olan şeyleri nasıl koruyabilirler? Grant: Onlara tarihteki bazı büyük orijinal düşünürlerin onlara çok benzediğini göstersinler. Einstein'a bakın: Sürekli olarak otoriteye isyan etti ve kalabalığı takip etmeye zorlandığı sınıflarda mücadele etti. Romanlar, hikayeler burada da işe yarar: Onlara Harry Potter'in kötülere karşı savaşmak için kuralları nasıl esnetmeleri gerektiğini hatırlatın. Lahey: Peki, ilk adım nedir? Bugün ebeveynlik ve öğretme şeklimizi değiştirmek ve çocuklarımızı özgün olmaya teşvik etmek istiyorsak, nereden başlamalıyız? Grant: Kurallar yerine değerlere odaklanın. Örneğin, son derece yaratıcı mimarların ebeveynleri, temel değerleri modelleyip vurguladı ve çocuklarına bu değerleri ifade etmek özgürlüğü verdi. Ebeveynler, "Bu ailede başkalarına saygı önemlidir. Başkaları üzerinde ne tür bir etki bırakmak istiyorsunuz?" veya, "İşimizden keyif alıyoruz. Ne tür işler size eğlenceli geliyor?" diye sordu. Çocuklar büyüdüğünde, gösterdikleri uyumsuzluk daha çatışmasız oldu , çünkü onlara rehberlik eden kendi değerler sistemine sahiptiler. Daha fazla öğretmenin benzer bir yaklaşımı benimsediğini görmek harika olurdu.