Din kültürü ile dini birbirine kasten karıştırıp insanları dinden koparmak istiyorlar

Din tamamen ilahi kurallar manzumesidir. Din kültürü de halkın dini yaşama biçimidir. Dinin öznesi Allah, Kültürün öznesi insandır. Allah, insanların huzuru, mutluluğu için Peygamberleri eliyle din gönderir. Ancak insanları dinden koparmak istiyorlar. Şaşırtmak isteyenler yıkım mühendisliği yapıyor. Şaşırtmak isteyenler, yabancı başka merkezlerin planlarını uyguluyor. Tek bir maksat var: Müslüman insanı dinden koparmak! Mesela; bu mühendislerin bir kısmının iddialarına bakalım: - Dinde teravih namazı yok(muş) hedef, Müslümanın kafasından teravih olayını silmek! -Dinde kandiller yok(muş) hedef, Müslümann camiyle bağlantısını kesmek! -Oruç tutan oruç tutmayana saygılı ve hoşgörülü olacak(mış) hedef, oruçlu olana gösterilmesi gereken saygıyı tersine çevirmek! -Dinde salavat yok(muş) hedef, Müslümanın peygamber ile rabıtasını kesmek! -Dinin Peygamberinin şefaat yetkisi yok(muş) hedef, Müslümanın Peygamberi ile olan manevi bağlarını yok etmek! -Dinde sünnet olayı yok(muş) hedef, Müslümanların dine dayalı örf ve adetlerini birer birer yıkmak! -Dinde mezhep yok(muş) hedef, Müslümanları ibadetlerinde disiplin dışına atmak! -Dinde kabir ziyareti yok(muş) hedef, Müslümanın ölmüşleriyle olan manevi bağlarını yok etmek! -Dinde ölüye okunan Kur'an' ın hiç bir faydası yok(muş) hedef, Müslümanın ölmüş olan annesiyle babasıyla evladıyla veya yakınlarıyla manevi bağlarını kesmek! Velhasıl bu ve benzeri daha birçok hususta "dinde yeri yok" diyerek Müslümanları manen soyup soğana çevirmek ve ölüsüne dirisine arkasını döndürmektir. Bu aleyhte propagandalar Devletimizin televizyonlarında kendine din adamı denen zatlar tarafından yapılmaktadır ve işin hazin tarafı da Diyanet İşleri Başkanlığının bu pervasızlıklara sessiz kalması. Maalesef, başarılı olamadılar diyemeyiz... Öyle ki... Binlerce gencimizi camilerden uzaklaştırdılar. İslam dışı bazı yollara sevk ettiler. Vebal ve sorumluluk elbette Diyanet İşlerindedir. Hele itikadi konularda bu denli pervasızlıklara yol verilemez, verilmemeliydi. Tehlike çanları 15-20 seneden beri yoğun biçimde çalmasına rağmen ilgisizlik hız kesmeden devam ediyor. Ramazan ayında camileri yarı yarıya boş halde görünce bu konulara değinmemek de vebaldir. Şayet; oruç tutan mı fazla, tutmayan mı diye aklınıza gelirse... El cevap: Birkaç yıla kalmaz tutanların sayısı parmakla gösterilecektir. Yani, yıkım mühendisleri başarılı oldular.