Kongrelerin bir dili vardır

Güzel bir darb-ı mesel ile konuya giriş yapayım; Kiraz duta dermiş ki; "Benden sonra dut çıkmasaydı sizi bu sapım gibi yapardım." Anlı şanlı(!) odaları başkanları hep birlikte bir düşünün. Ali Rıza Eti olmasaydı bugün kirazın sapı gibiydiniz. Davul çaldıramayacaktınız, Yemeklerinizin, masalarınızın tadı olmayacaktı. Ali Rıza Eti olmasaydı. Rakipleriniz olmayacak, uykularınız kaçmayacaktı. Adınız sanınız bir varmış bir yokmuş masalında bir kaç kelimeden ibaret kalacaktı Ali Rıza Eti olmasaydı. Başkan olduğunuzun hazzında, tadında olmayacaktınız. Bir kongre ile beş değer kazandınız. Dostunuz, rakibiniz kim diye aklınıza nereden nasıl gelecekti? Ali Rıza Eti olmasaydı. Ne siz delege ayağına gidecek ne delege size gelip merhaba diyecekti. ETİ sayesinde millet 10 adet Oda olduğunu ezberledi. Basın size, "Seçim var haydi kıpırdayın!" der miydi? Bereket ki bir ETİ var oldu. Gömleğin ilk düğmesi: Onu koltuğundan etmeye çalıştınız. Bilerek, isteyerek, planlayarak atılmıştı ilk adım. İlk adım ilk kurşun demektir. Amaaa. İlk rauntta fena sendelediniz, fena mahcup oldunuz. İkinci raunt için süratle toparlanıp büyük tedbirlere baş vurdunuz. Yoksa iş açmazlara gidiyordu. Ali Rıza Eti size iyi gelmişti... Sayesinde "Ey koltuk değerini şimdi anladık!" diyebildiniz. Yerinizde olsam: O zat-ı muhtereme şöyle Selçuklu kıratından 8 köşeli bir berat hazırlardım. Sayesinde okkanız boyunuz ortaya çıktı. Şimdi tek tek tekrar işinizin başına dönüyorsunuz. Bir musibet bin nasihatten evladır. Şair diyor ki: "Yoksa şu yaprakta Yavuz Yoksa şu sayfada Oğuz Biz de yoğuz, biz de yoğuz" Ali Rıza olmasaydı, statik konumuz devam edecekti. Hadi çaldırın davulları, çekin halayları ve. Şimdi önemli bir engeli aştınız. Sonra geriye bakıp epey şaştınız, Başınızı eğilmez koca baş sandınız. Bu dünya kimseye kalmaz baki. Bu sebeple; suluhet, sukunet, kemalat.