Yalandan mite dönüşen, efsaneler ve uydurmalar la kendi içinde yeni hikâyeler üreten bir dönemdir son 13 yıl. Kimi için ekonomini dibe vurmuş sefalet içinde, kimi içinse Türkiye şaha kalkmış ey Amerika ey Batı diyecek duruma gelmiştir. Peki, bunları hangisi doğrudur? İyiye mi gidiyoruz yoksa kötüye mi? Ya da yerimizde mi sayıyoruz? Hangisi?   Sorunun cevabını almak için önce iktisadın ne olduğunu kavramak lazım. Yıllar önce, Türkiye´nin güzide okulu, Bilkent Üniversitesi İktisat fakültesinde okumakta iken, bize bir fıkra anlatmışlardı hocalarımız;   Gezginin birisi balon ile seyahate çıkmış. Bir süre sonra balondaki hava azalmaya başlamış. Yavaş yavaş inişe geçmiş. Fakat gezgin nerede olduğunu bilmiyormuş. Gezgin balondan aşağıya bakmış, bisikleti ile giden bir adam görmüş. Yukarıdan seslenmiş. Arkadaş ben neredeyim? Bisiklette giden adam bağırmış, gökyüzündesin. Balondaki adam bir kere daha seslenmiş. Sana nerede bulunduğumu soruyorum. Bisiklette giden adam yanıt vermiş. Balondasın. Balondaki gezgin aşağıdaki adama sinirli bir şekilde seslenmiş. Sen iktisatçı mısın arkadaşım? Bisikletteki adam nasıl bildiniz diye sormuş. Balondaki adam yanıt vermiş: Söylediklerin doğru, ama bir hiçbir işe yaramıyor! Bisikletteki adam acı bir gülümsemeyle yanıt vermiş sende politikacısın galiba? Evet demiş balonda ki adam. Nerden bildin? Balonun patlamış sağa sola savrulup düşmek üzeresin hala suçu başkasına atma uğraşındasın.   İşte iktisat ile politikayı birbirinden ayıran ince çizgi budur. İktisat veri sunar bununla ne iş yapılacağını politikacı belirler. Şimdi bizde gerçek verilere bakalım. Palavrayı ise politikacılar sıksın. Tablo: 1990 ? 2002 ve 2003 ? 2015 Dönemleri Karşılaştırması   1990 - 2002 Dönemi 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Büyüme 9,3 0,9 6 8 -5,5 7,2 7 7,5 3,1 -3,4 6,8 -5,7 6,2 Enflasyon 60,4 71,1 66 71,1 115,7 76,3 80,1 99 69,6 68,8 39 68,5 29,7 İşsizlik 8 8,2 8,5 8,9 8,6 7,6 6,6 6,8 5,9 6,6 5,6 7,2 9 Bütçe Açığı -3,3 -5,3 -4,3 -6,7 -3,9 -4 -8,3 -7,6 -5,3 -8,7 -8 -12,6 -14,4 Cari Açık -1,3 0,5 -0,5 -2,7 1,5 -1 -1 -1 0,7 -0,4 -3,7 1,9 -0,3 Kamu Kesimi Borç Yükü 33,6 37,2 39,6 40,7 53,6 43,7 44,3 43,4 31,1 39,8 38,2 74,1 69,2 Özel Kesim Dış Borç Yükü 6,2 7,1 7,3 9,6 13 13,1 12,7 14,5 17,5 15,5 19,4 20,5 21,4 GSYH / Küresel GSYH 1,4 1,4 1,3 1,4 1,3 1,3 1,3 1,4 1,4 1,3 1,3 1,2 1,3                             2003 - 2015 Dönemi 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Büyüme 5,3 9,4 8,4 6,9 4,7 0,7 -4,3 9,2 8,8 2,1 4,2 2,9 4 Enflasyon 18,4 9,4 7,7 9,7 8,4 10,1 6,5 6,4 10,4 6,2 7,4 8,2 8,8 İşsizlik 9,1 8,9 9,5 9 9,2 10 13,1 11,1 9,1 8,4 9 9,9 10,2 Bütçe Açığı -10,4 -4,3 -0,8 -0,7 -2 -2,7 -6 -3,4 -0,6 -1,7 -1,3 -1,2 -1 Cari Açık -2,5 -3,6 -4,3 -5,9 -5,7 -5,4 -1,8 -6,1 -9,6 -6,1 -7,7 -5,5 -4,4 Kamu Kesimi Borç Yükü 62,2 56,6 51,1 45,5 39,6 40 46,3 42,3 39,1 36,2 36,2 32,5 32,5 Özel Kesim Dış Borç Yükü 16,1 16,4 17,6 23 24,8 25,4 27,9 26,1 25,9 29 32,6 34,4 35 GSYH / Küresel GSYH 1,3 1,3 1,4 1,4 1,4 1,3 1,3 1,3 1,3 1,3 1,4 1,4 1,4       Yukarıda ki tabloyu Mahfi Eğilmez´in geçen hafta ki yazısından kopyaladım. ?´Tablodaki veriler; TÜİK, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve TCMB sitelerinden alınmış resmi verilerdir.´´ Diye not düşülmüş yazıya. İsteyen kontrol edebilir.   Bu iki dönemin karşılaştırılması bize AKP döneminde enflasyonun ve bütçe açığının düşürülmesinde başarılı işsizlik, özel kesim borç yükü ve cari açık konularında önceki döneme göre başarısız olunduğunu gösteriyor.   Bende bir iktisat mezunu olarak bisikletteki adam gibi olmak istemediğimden size anlayacağınız türden açıklayayım. Eskiden Devlet borçluydu. IMF den, Dünya bankasından kredi falan alırdı. Şimdi ne yalan söyleyelim IMF ye borcumuz yok ama vatandaş boğazına kadar bankalara borçlu. Kredi kartı borçluları, bankaya geri ödenmeyen krediler rekor kırıyor. Eskiden enflasyon vardı, paranın değeri sürekli düştüğünden, malı olan para kazanırdı. Elinde nakdi olan insanlar banka banka dolaşıp faiz sorardı. Şimdi ise abicim malın, sanatın, mesleğin değeri kalmadı. Artık sadece parası olan para kazanıyor. İşsizlik biraz daha artmış eskisine göre ama hükümeti suçlamanın lüzumu yok bence. Hayırsız, kalpazan nesilleri yetiştiren aileleri de suçlamak lazım biraz. Ekonomik büyüme ise hemen hemen aynı.   Bakmamız gereken en önemli gösterge ise Dünya ekonomik pastasından aldığımız pay. Elimizde ki tablo Türkiye ekonomisinde son 13 yılda, önceki 13 yıla göre başarılmış herhangi bir atılıma işaret etmiyor. Diğer ülkelere bakarsak durumu daha da iyi anlayabiliriz. Çin 1990´da yüzde 4,1 olan payını 2015´de yüzde 17,1´e, Hindistan 3,6´dan 7,1´e, Güney Kore yüzde 1,2´den yüzde 1,6´ya yükseltmiş. Dolayısıyla bu üç ekonominin küresel pastadan aldıkları pay artmış, refahları yükselmiş bulunuyor. Türkiye´nin payı karşılaştırmaya esas aldığımız 26 yıllık süre boyunca hiç değişmemiş görünüyor. 1990´da yüzde 1,4 olan bu pay, zaman içinde bazen 1,3´e düşmüş sonra tekrar 1,4´e gelmiş, sonunda 2015´de yine yüzde 1,4´de kalmış. Yani saygıdeğer okurum; ne batıyoruz, ne çıkıyoruz, otuz senedir yuvarlanıyoruz. Umarım anlatabilmişimdir.