16-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında (Kütahya – Eskişehir muharebelerinden sonra, Sakarya savaşı öncesi) Ankara’da Maarif Kongresi toplandı.

Bu kongre, eğitim - öğretim alanındaki savaşın kazanılmasının, askeri cephedeki savaşı kazanmak kadar, hatta ondan daha önemli olduğunu göstermektedir. Öğretmen ve öğrencilerin hangi koşulda olursa olsun okulda olmaları gerektiğinin de kanıtıdır. (Erol Mütercimler, Fikrimizin Rehberi, Gazi Mustafa Kemal, 2008, Alfa) Ankara'da toplanan Maarif Kongresi Türkiye Eğitim tarihinin ilk eğitim kurultayı olarak anılmaktadır. (Zeki Sarıhan, Milli Mücadelede Maarif Ordusu, Tarihçi Kitabevi, Ekim 2013). Şair Hamdullah Suphi Tanrıöver'in başında olduğu (Milli) Eğitim Bakanlığı Ankara'da eğitim ordusunun yiğit neferlerini topladı. (Bütün Dünya 1 Temmuz 1921). Mustafa Kemal, 15 Temmuz 1921'de Maarif Kongresi açılış konuşmasında özetle şunları söylemiştir: "Muhterem Hanımlar, Efendiler; Bugün, Ankara, milli Türkiya'nın milli maarifini kuracak olan Türkiya Muallimler ve Muallimeler Kongresi'nin toplantısına sahne olmakla iftihar etmektedir. Asırların yüklü olduğu idare ihmalinin devlette vücuda getirdiği yaraları tedaviye harcanacak gayretlerin en büyüğünü irfan yolunda hazırlamalıdır. Bugün maddi manevi menfaatlarımızı düşmana karşı kullanmaya mecbur bulunuyoruz. Bugün irfan için sarf edeceğimiz kudret müstakbel maarifimize emel kurmaya kafi değildir. Kafi vasıtalara sahip oluncaya kadar geçecek mücadelede büyük bir itina ile çizilmiş bir terbiye programı hazırlamaya, mevcut maarif teşkilatımızı verimli bir surette çalıştıran esasları kurmaya mesai sarf etmelidir. Şimdiye kadar takip edilmiş tahsil ve terbiye usullerinin gerileme tarihimizde en mühim bir etken olduğu kanaatindeyim. Milli bir terbiye programından bahsederken, eski devrin bütün hurafelerden sıyrılmış doğudan ve batıdan gelen yabancı tesirlerden uzak ve milli karakterimizle orantılı bir kültür kastediyorum. Milli dehamızın geliştirmesi ancak böyle bir kültür ile mümkündür. Yabancı kültür, eski usullerin yıkıcı tesirlerini anlatır. Yaratacağımız kültür, milli kültür zeminiyle; o zemin ise milletin karakteriyle orantılı olmalıdır. Çocuklarımızı yetiştirirken, birliğimize ve varlığımıza taarruz eden her kuvvete karşı müdafaa kabiliyetiyle donanmış bir nesil yetiştirmeye muhtaç olduğumuzu unutmayalım. Yeni neslin ruhuna bu vasıfları ve kabiliyeti aşılamak lazımdır. Muallimlerin hiçbir müşküle boyun eğmeyerek büyük bir sabır ve metanetle çalışmalarını, çocukların velilerine de yavrularının tahsilini tamamlamak için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim. Büyük tehlikelerin karşısında uyanan milletlerin ne kadar sabır ve sebat derecesi pek yüksektir. Silahla olduğu gibi beyniyle de mücadele eden milletimizin, birincide olduğu gibi ikinci sahada da zafer kazanacağına şüphem yoktur. Milletimizin karakterleri kabiliyetlerle doludur. Bu tabii kabiliyeti geliştirecek usullerle donanmış vatandaşlar lazımdır. Milletimizi yetiştirmek vazifesini üstlenen yüce heyetinizin bugünün vaziyetini nazarı itibara alarak, her müşküle göğüs germekle bu mukaddes yolda gayet metinane yürüyeceğinize şüphem yoktur. Vazifeniz pek mühim ve hayatidir. Muzaffer ve muvaffak olmanızı Cenabı Hak'tan temenni ederim. (Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt: 11, 1921, Kaynak Yayınları, Birinci Basım, Eylül 2003). Ankara'da öğretmenlerle görüştüğü sırada duyulan top seslerini susturmaya koştu Mustafa Kemal. Kimseyi incitmeden, saygısızlık, haksızlık etmeden, 17 Temmuz 1921 günü Eskişehir'e vardı. (Yaşar Öztürk, Bütün Dünya, 1 Temmuz 1921). Maarif Kongresi'nin tarihe geçmesini sağlayan bir başka olay da, Mustafa Kemal'in kongreye katılan kadınları hedefe alan bazı milletvekillerine karşı takındığı tutumdur. Kongre'ye aralarında kadınların da bulunduğu 250 civarında öğretmen katılmıştı. Kadınlar ön sıraya oturtulmuş birkaç sıra boş bırakıldıktan sonra erkek öğretmenler arkaya doğru dizilmişlerdi. Meclis'teki sarıklı milletvekilleri, kadınlarla erkeklerin bu şekilde bir arada bulunmasını dinsizlik ve ahlaksızlık sayarak durumu Atatürk'e şikayet ettiler. Atatürk onları dikkatle dinledikten sonra kızgın bir şekilde Öğretmenler Birliği Reisi Mazhar Müfit Bey'i çağırttı. Gelince de çıkıştı: "Siz Öğretmenler Toplantısında ne yapmışsınız? Bu ne ayıp şey! Toplantıya Kadın öğretmenleri de çağırmışsınız! Fakat onları niçin ayrı ayrı sıralara oturttunuz? Siz kendinize mi güvenmiyorsunuz? Yoksa Türk Kadının faziletine mi?" O an'a kadar zafer kazandıklarını düşünen hocalar, bu sözler üzerine süklüm püklüm odadan çıktılar (365 Gün Atatürk 2021 Takvimi).