ŞİZOFREN

Sevgi hanım, yüz on iki numaralı oda kapısının önünde durdu etrafına bakındı. Birden koridorun en başındaki üzeri ilaçlarla dolu bankonun önünde  duran hemşirenin  sesiyle  irkildi. Hemşire:            ?İsmini söylediklerim, bir bardak suyunu  alıp gelsin.?dedi. Hemen yanı başında, mavi iş önlüğüyle duran hastabakıcı, kalın ve gür sesiyle:           ? İlaç saati!?diye bağırdı. Erkeklerin bulunduğu bölümün koridorunda elinde tuttuğu bir bardak suyu döke döke ve diğer eliyle göğsüne vura vura gelen delikanlı:           ? Metiiiin dedi, Metiin beniiim beniiimm,beni çağırdııı. İlacımı içicem , yarın buradan gidicem,? diyerek  ayağındaki önü açık naylon terliklerinin ucundan görünen, kirden kalıp tutmuş çorapları yırtık; Üzerine giydiği pamuklu pantolonun dizleri çıkık, paçaları kirli; gömleğinin üzerinden aşağıya terliklerine kadar inen yemek lekeleri. Tırıs tıras ilerledi.Hemşirenin verdiği ilacı bir yudum suyla ağzına götürdü. Tavana monte kameraya karşı, ağzını açtı dilimi dışarı çıkardı. Sonra da hemşireye döndü, ağzının içini gösterdi.           ? ilacımı içtim bakın dilimin altına saklamadım. İyileştim ben iyileştim.?Dedi. Sevgi hanımın önünden geçerek televizyon odasına yürüdü. Sevgi hanım,Metin´in üzerine birikmiş yemek artıklarını gördü, anlam veremedi. Temiz olmaya önem vermemesinin sebebi neydi? ?Yetişkin bir insan nasıl olur da bu denli üzerini kirletirdi,? diye düşündü. Metin, pencere kenarında durdu bekledi. Yanına Hasan geldi. Elini Metin´in omzuna attı. Eğilip Metin?in yüzüne baktı.             ?Adaş, ´ben çıkacağım´ diyorsun ya! Çıkma!? Beni yalnız bırakma!...? dedi. Metin:             ? Adaş gitmem lazım, uzaylı organ mafyasıyla anlaştı annemle babam, burada kalırsam alacaklar organlarımı. Annemi babamı onlarla pazarlık yaparken duydum. Anneme kürekle o sebeple vurdum!.. ?dedi.             Sevgi hanımın kanı dondu. Yan odanın kapısı açıktı, orada kalan sevimli yaşlı kadın Güler hanım, sabah taburcu olacaktı. Onun yanına gitti amacı merakını gidermekti.             ?Sen uzun zamandır buradasın, Metin´in kimi kimsesi yok mu bilirsin?? dedi. Güler hanım:             ? Ailesi var, kardeşleri de on gün de bir gelirler, üst baş getirirler.?dedi ve devam etti. Metin şizofren hayaller görüyor, dış güçler tarafından tehdit edildiğini söylüyor. Uzaylılardan bahsediyor, deli o deli hatta biraz tehlikeli, dikkat et ona, çok yakın durma.?dedi.              Yirmili yaşlarında bu genç adamı akşam yemeğinde de  izledi. Yemek salonuna en son gelen Metin, kaşığını doldurup doldurup boğazından boca etti. Masanın üzerine eğilerek, boynunu uzattı masmavi gözlerini patlattı, ağzındakileri çiğnemeden yuttu. Boşalan yemek tepsisini aldı, yürüdü tezgaha bıraktı. Sevgi hanım salonun açık olan kapısının karşısında, koridorun loş olan köşesinde durdu izlemeye devam etti. Metin gözle görülmeyen ama hissedilen bir telaşla dört tarafı hastane koğuşlarının duvarlarıyla çevrili avluya çıktı. Avlunun ortasında peyzajı araba lastiklerinden dizayn edilmiş kocaman bir bahçe süsü ağacın dibine gitti, eğildi. İşaret parmağını boğazına götürdü, kısık bir böğürtüyle midesini oracığa boca etti. Sevgi hanım, üzerindeki lekelerin sebebini anladı. Metin´e görünmeden usulca oradan uzaklaştı.Gidip hastasına baktı,yatağının üzerinde oturuyordu. Hastasına:             ? Hadi ilaç saatine kadar gidip salona oturalım. ? dedi. Salona geçtikler. Metin gözleri yaşlı, boş  boş anlamsızca onlara baktı. Yanında diğer hastalardan bazıları ve hasta yakınları vardı. Metin iki bacağının arasından başını adeta yer çekimine bırakmış, sessizce duruyordu. Sonra kısık bir sesle başını kaldırmadan iki büklüm haliyle.             ?Abla benim belim ağrıyor neden ağrıyor?? diye sordu.      ? Başını kaldır önce, doğrul öyle eğilme.? Dedi Sevgi hanım, gülesi geldi tuttu kendini. Metin´le sohbet etmenin ortamını yakalayınca birden bire.             ? Neyin var? Neden buradasın? ? diye sordu.             Metin: ? Buradayım ama gideceğim. Evleneceğim  ben evleneceğim. Annemin areti söyledi, ?Evlendirin bir şeyciği kalmaz, iyileşiverir dedi? Kız arkadaşım var feyste tanıştım adı, Nevin Kök Çalıca kız Lisesi. O da beni sevdi evleniriz dedi. Kahvede internet var oradan benimle görüntülü sohbet etti.? Dedi.döndü Sevgi hanımın yanında duran genç hastaya ?Sen evli misin?? diye sordu evet yanıtını alınca da, morali bozuldu.  ? Eee sen evliysen neden düştün buraya? Ahh! Baba ne yapayım ben sana?? diye kendi kendine söylendi.             ? Babam yüzünden.?dedi. Sevgi hanıma anlatmayı sürdürdü: ? O, beni kandırdı. ?Oğlum, jandarma seni arıyor, git karakola teslim ol. Asker kaçağı görünüyorsun, raporlarını gösterir döner gelirsin.? dedi. Gözlerini açtı Sevgi hanımın yüzüne baktı, göz pınarları dolu dolu ağladı ağlayacaktı.             ?Sonra ben gittim, teslim oldum. Mahkemeye çıkacağımı söylediler. Kara giysili, yakaları dikili adamlar, hastaneye götürdüler.?  Zavallı genç, değişik yüz mimikleri, ileri geri sallana sallana,  garip hareketlerle, bazen de anlamsız cümlelerle, bir ağladı bir güldü. Ne dediğini unutuyor,cümleleri toparlamakta güçlük çekiyordu. ?Hasta falan değilim, yalan söylüyorlar, kızıyorlar bana kızıyorlar... Babam evliya, ben de olacağım, izin vermiyorlar. Bir akşam, tam namaza durdum evliyalık alacaktım. Uzaylı adamlar geldiler. Halbuki, her gün camiye gittim, cami köyün ortasında kahvenin yanında. Köyün çocukları  peşime takıldı, ? deli deli ? diyerek kovaladı, kahveye sığındım oradaki adamlar tepeme bastılar. Zeki var ya! Zeki, haylaz Zeki, ayıp şey yaptı, bana pandik attı.? dedikten sonra, Sevgi hanımın omuzuna dokunarak gözlerinin içine baktı. ?Koca adam oldum ben, hem erkek adama öyle şey yapılır mı? Sen söyle abla! Yapılır mı? Sonra ben vurdum onlara, kızdı babam bana. Anneme söylerken duydum, ?Çaremiz yok bunu tıkmalı artık´ derken. Kızdı bana kızdı, dövdüm onu sonra da çok sövdüm. Abla sen yarın söyle doktoruma, Çağatay onun adı, biliyor iyi çocuk olduğumu dövmem artık babamı. Beni evime göndersin. Söz babam gibi evliya olacağım, çok namaz kılacağım.?dedi. gözlerinden akan yaşı, kolunun yeniyle sildi. Sevgi hanım, empati kutmaya onu anlamaya çalıştı olmadı. Duyduğu sempatiyle onunla birlikte ağladı. ?Üzülme Metin, sen burada yalnız değilsin, adaşın Hasan var hergün onunla yürürsün, güler eğlenir, sohbet edersin.?dedi Sevgi hanım. ? Yok abla yaa! Hasan, kuşları benim kadar sevmiyor. Gel birlikte kuşlara yemek götürelim diyorum gelmiyor. Akşamları ben yuttuğum yemekleri gidip ağacın altına boşaltıyorum. Önceleri ekmek götürüyordum. Sonra, yemekhanedeki ağbi  kızdı. Bir daha buradan ekmek alıp avluya çıkarsan doktoruna söylerim? dedi. Bende ekmek götürmedim yemek götürdüm ama karnım çok ağrıyor midem aç kalıyor.  O yüzden de bazı akşamlar yuttuklarımı ağacın altına çıkarmıyorum. Kuşlar uçarlar değil mi? Uçarlar, gider kendilerine başka yerden yemek bulurlar? Bulurlar değil mi abla ?? dedi. Dudağının kenarından sızan salyasını yeniyle sildi. Sevgi hanım: ?Bulurlar Metin, tabiki bulurlar sen yemeğini onlara verme. Bak çok zayıfladın,yemeğini iyice çiğne .? Halsizdi rengi kreç gibi, dudakları mora yakın, konuşurken iri iri açtığı gözleri iki mavi cam bilye gibi parladı. Kalktı yürürken ayaklarını sürüdü, ayağındaki terliklerin tırıs tıras sesi yankılandı koridorda. Akşam ilacını alan hastaların çoğu odasına çekildiği için ortalık sakindi. Metin avluya ilerledi. Kendisinden üç kat uzun gövdesini gördü, el kol hareketleriyle konuşmaya başladı, parmağını salladı, sinirli haller takındı. ? Gideceksin buradan o anlaşmaya uymayacak anamla, babam alamayacaksınız organlarımı yarın gideceğim buradan.?dedi. Sinirinden ağlamaya başladı. Sevgi hanım onu izlediği yerden çıktı,yanına  yaklaştı. ? Kiminle konuşuyorsun sakin olur musun? ? Görmüyor musun? Şu en uzun boylu olan uzaylı, her gün burada bekliyor beni,indireceğim kafasına şimdi elimi? dedi.  ? Şimdi odana git uyu bak mosmor olmuş gözlerinin çukuru.? Güler hanım dün anlatmıştı;Metin?i böyle hırçın zamanlarında yatağa bağladıklarını ve elektro şok uyguladıklarını. ? Hadi Metin git odana yoksa yine şok uygulayacaklar sana. Uzaylı falan yok gölgen o senin iyi bak görürsün,?  dedi Sevgi hanım. Sabah yine çok heyecanlıydı Metin,o gün  heyet vardı. Gitmesine izin vereceklerini sandı.Koridorda gördüğü doktoruna yalvardı. ? Annem gelecek bugün, çantamı da hazır ettim. Iyileştim kimseyi dövmeyeceğim, sövmeyeceğim.?dedi. ? Tamam Metin bana söz verdin ama; yemeğini de yiyeceksin; heyette kabul ederse buradan gideceksin.? O gün, doktorlardan oluşan  heyet onay verdi. Metin daha fazla iyileşemezdi. Şizofrenmiş hastalığı beyni  yaralı, kabuk bağlı her yanı. Annesi almak istemedi eve. Doktor: ? Zarar veremez artık size, İlacını düzenli verin ilginizi eksik etmeyin. Çok hırçınlaştığında yine bize getirin.? Dedi. ? Metin´in o günkü sevinci görülmeye değerdi.                                                      Nurcan BALIBEY                                                            06.07.2018