İsimlendirmeler, önemlidir. Peygamberimiz “Çocuklarınıza güzel isimler veriniz” 

tavsiyesinde bulunurken insanların birbirlerini kaba değil zarif ifadelerle çağırmaları gerektiğini öğütlerken, İslam öncesi Türk tarihinin eski devirlerinde de isimlendirmenin başarılı olmakla ilgisi olduğunu hatırlamak lazımdır.. Her ne kadar “adsız kahraman olmak”, kendi adını öne çıkarmamak makbul ve asil bir davranış olsa da “adıyla anılmak” babasına, dedesine, mensup olduğu aileye istinaden “kimlerdensin?” sorusuna muhatap bulunduğunda  en azından mütevazı bir cevap verebilmek de önemli sayılmaktaydı. Elbette hiç kimse “ne idügü belirsiz”,”nesebi gayri sahih”  küçümsemesine muhatap olamaz. Çünkü Hakk’ın yarattığı her varlık “tek hücreliden balinaya kadar” bir nesil başlangıcına kadar aslı malum bir varlıktır.

Kimse aidiyeti sebebiyle kınanamaz, küçümsenemez. Fakat insanlık tarihi boyunca insanların meydana getirdiği topluluklar, zaman içinde kendilerine mahsus özelliklerle bir ırk üstü irfanî terbiyeden geçe geçe milliyet özellikleri kazanırlar, millet dediğimiz saygı değer  bir camiaya mensup olurlar. Yahya Kemal’in o çok sevdiğim “Ezansız Semtler” yazısında belirtildiği üzere  “her torun dedesinin elinde tutarak asırlar içinde zamanla Türk olur..”, Fransız olur, Rus olur, Arap olur, Çinli olur, -Allah korusun- yamyam olur. Kimse kaderinin yahut daha münasip ifadesiyle cüz’î iradesinin istikametinde gide gide alınyazısıyla hayatının muhtelif safhalarını  yaşar.. Dede Korkut’taki Boğaç Han, adını alabilmek için gücünü göstermek zorundaydı. Boğayı yendikten sonradır ki “Dedem Korkut geldi boy boyladı, soy soyladı, adı güzel Muhammed’e salavat getirdi, bundan sonra senin adın BOĞAÇ olsun. Adını ben verdim,y aşını Allah versin diyerek dua etti, kolca kopuzuyla bu mübarek hadiseyi şenliğe çevirdi. Türklerin destanlarla gündelik hayatı kaynaştıran bu gibi sayısız ibretlik hikâyeleri vardır ki eğer münasip zamanlarla uygun üslupla çocuklarımıza anlatılıp hafızalarına bu güzel resimler nakşedilmez ise ortalığı “tiktok”ların mikropları sarar, uyandığımızda da atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur. O sebeple isim deyip de geçmemeli her evladımıza sevecekleri ve sevinecekler, hatıraları olan isimler verilmeli, bu isimlerin ille de Arapça asıllı olması gerekmez. Aksine Türk-İslam tarihinin Alpaslan, Kılıçarslan, Çağrı, Tuğrul, Bilge , Kültigin, Ertuğrul, Gökçe, Selcen, Banıçiçek, Yağmur, Hilal, Beyza,…gibi nice binlerce ismimiz var ki rahmetli AYDİL EROL “Türk İsimleri” kitabında bu sayıyı on binlere kadar çıkarmıştı. Millî ve İslamî isimlendirme geleneğimizi,  yabancılaştırmadan, üst perdeden din dersi verir gibi kaş çatmadan, -güya din hocası havalarına girmeden- insaf ölçüleri içinde tutmak, müdahale etmeden, zarafetle uygulamak lazımdır. Bu millet bin yıldır Müslüman’dır, Kalubela’dan beri mensubiyetini müdriktir, has Türktür. Türklük, milletimiz için sadece bir ırk meselesi değil ondan da ötede bir ruh ve karakter, seciye ve şahsiyet meselesidir, diye düşünmekteyim. Farklı düşünenlerle her zeminde ve zamanda çay sohbetine âmâdeyim efendim. Ben  çok iyi hocalardan yetişmiş ,hamdolsun 50 yıldır. iyi bir hoca olma yolundayım. Vesselam…

1 Temmuz 2015 *İSİMLENDİRMELER…

Biz de birkaç yıl önce Sakarya Üniversitesinde okumuş 200 bin civarında öğrencinin isimleri üzerinde böyle bir sıklık analizi ve tasnifi yaptırmıştık bitirme tezi olarak...Kız isimlerinde "MERVE", erkek isimlerinde de "MEHMET ilk sırada çıkmıştı. Aşağıdaki tablodaki Türkiye çapındaki birlik hayranlık uyandırıcı.Milletimizi anlamakta zorlananlara ithaf olunur...

1 Temmuz 2015

ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKAMAYAN MİLLETLER, devletler ve onların vakıfları, dernekleri, STK'ları, var olduklarını iddia edebilirler mi ? Bu ve benzeri on binlerce çocuğun taş ve toprağa karışan nefesleri hepimizin uykusunu bölmeye yeter de artar bile.

1 Temmuz 2020

ONUNCU VE SONUNCU DOKTORA ÖĞRENCİM, DR. ÖZLEM YAHŞİ HANIM'a

yeni unvanı HAYIRLI UĞURLU OLSUN...Online olarak iki saat boyunca gayet çetin geçen savunmanın jüri üyeleri değerli arkadaşlarım: Doç.Dr.Kenan ACAR Bey'e , Prof. Dr. Muharrem TOSUN Bey'e, Prof.Dr. EnginYILMAZ Bey'e, Doç.Dr.Mustafa ALTUN Bey'e, Dr.Öğretim Üyesi Şenel GERÇEK Bey'e zahmetleri ve ince dikkatleri dolayısıyle teşekkürler ediyorum. Resmi manada son doktora öğrencim olan DR.ÖZLEM YAHŞİ Hanıma da sağlık ve afiyet içinde nice başarılar diliyorum.Bu arada üç ay sonra tezi bitecek son yüksek lisans öğrencilerimden altısı da Eylül sonunda tezlerini tamamladıklarında; 10 doktora ve 48 yüksek lisansa danışmanlık yapmış olmanın huzurunu da duyacağız inşallah...

29 Haziran 2011  · MEVLİD MISRALARINA SARINARAK RAHATLAYALIM

Daha sade ve kolay anlaşılır Mevlid beyitleriyle gecelerimizin ve gündüzlerimizin  şevkine şevk katalım : Süleyman Çelebi der ki:

Allah adın zikr edelim evvelâ  / Vâcib oldur cümle işte her kula.

Allah adın her kim ol evvel ana / Her işi âsân eder Allah ona...

29 Haziran 2019  NE DE GÜZELMİŞ MANZARASI AMA BEN FARK ETMEMİŞİM…        5 yıl boyunca hiç bu açıdan görmemiştim.. Kuş gibi tepeden bakamazdık ki.. Derslere koşturmaktan , idari işlerden, tezlerden, sınavlardan, ders çalışmalardan, program, bildiri hazırlayıp planlamaktan, yazmaktan, İstanbul-Adapazarı yollarında 25 yılda, ortalama 1000 / bin haftada yaklaşık 5000 gidiş-dönüş toplam 650 000 km.tutan tren otobüs seferlerinde bile 50 000 sayfa tutarında kitap, makale okumaktan başımızı kaldırmaya fırsat mı bulduk ki kuş gibi bakabilelim? Bu günümüze hamdolsun. Allah ömür verirse bundan sonra bakarız, gezeriz, görürüz inşallah..

29 Haziran 2017*·  OLUP BİTENLER VE BİZ… Bir tarafta; yıllardır Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Çeçenistan, Bosna, Somali, D.Türkistan, denizlerde Arakanlar....'da, Yemen ah Yemen'de üstelik açlıktan ölenler ölenler...Bir tarafta da , Suudiler, Mısırdakiler, Dubailer.. bilmem kimler, bunlar da ..Müslüman öyle mi ? Allah affetmez...Ben de !

28 Haziran 2017

Hocalarımıza, büyüklerimize, arkadaşlarımıza ve öğrencilerimize sağlık içinde nice hayırlı hizmet yılları temenni ederiz.Türklüğe ve Türkçeye, ilimle hizmet ibadet mesabesindedir...

Âlimin uykusu cahilin uyanıklığından makbul değil miydi ?

28 Haziran 2019

Dün İkindi Vaktinde

BÜYÜK ÇAMLICA CAMİİNİ GÖRDÜK GEZDİK..Hayırlı uğurlu olsun..İçi çok güzeldi.. Osmanlı mimarisi eda ve havası yakışmış. Ancak dışı sert, yorucu, keskin hatlı geldi bize. Düz ayak olmaması, kule mimarisini andırması,kat kat çıkana kadar nefes nefese bırakması, dışarda gölgelenecek yer olmaması, şakırdayan su seslerinin ihmal edilmesi, çevre düzenlemesinin neredeyse bulunmaması, ibadetgâh kadar ziyaretgâha dönüşür gibi durması...ve sayabileceğim birçok zaafının zamanla giderilmesi temennisiyle..."Bir Süleymaniye yapmak için bir Sinan bir de Süleyman lazım.." sözünü biraz da hüzünle hatırlamamıza vesile olan bu ziyaretimizde Yahya Kemal'in "Süleymaniye'de Bayram Sabahı "şiirini mırıldandık ..Şairin ;"Taşımış harcını gazileri,serdarıyle / Taşı yenmiş nice bin işçisi mimariyle.." mısralarını,"Seçmiş İstanbul ufkunda bu kutsi tepeyi.." sözünün karşılığını burada da aradık..İnşallah sakin bir "Eylül Sonu" akşam namazı sonrası bir daha gitmek nasip olursa daha farklı düşüncelerimizi paylaşırız ,.Tekrar hayırlı, uğurlu, kademli olsun...Darısı Ayasofya'ya..

28 Haziran 2022

10-14 yaşlarım arasında (1962-1966) aralıksız bulunduğum, ilk ve orta okulu bitirdiğim,14-33 yaşlarım arasında (1966-1985) da yaz tatillerinde yaşadığım, yuva kurduğum, adamlık öğrendiğim, mütevazı, mert insanlar diyarı Amasya'nın Taşova'sı, Tokat-Erbaa'sının arkadaşı, 55 köyüyle,  şirin Yeşilırmak kıyısında bir Anadolu kasabası, macirli-yerlili, fakirli-zenginli, o zamanların 3-5 bin nüfuslu, şimdilerin 15 binlik ilçesidir..Görülmeye değer bir yerdir.

27 Haziran 2021  · AHMET BALTA ARKADAŞIMIZ…Mülayim, sakin, saygılı, nazik, efendi, seviyeli, mesafe bilir, bildiğinin ve bilmediğinin farkında, derviş-meşrep bir adamdı Ahmet Bey... Hayat gailesi bahanesiyle yıllar var ki birbirimizi göremedik de iyi mi ettik ? İşte fani dünya onu da almış götürmüş, neden sonra öğrendik. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Her gidenle biraz daha fakirleşiyoruz...

26 Haziran 2023 / YAKIN TARİH ÜZERİNDE İLERİ GERİ YAZIP KONUŞANLARA !... Saçmalamayınız. Belgeleriniz var mı ? Türkiye'deki "özbeöz Türk belki  sizden daha Türk" olan Karamanoğlu kaynaklı Lozan sonrası Mübadele ile gelenlere laf dokundurmak kimsenin haddi değildir. Kafatasını ölçtürmek ihtiyacını duyanlar yurt dışında klinik arayabilr. Bu yaklaşımlar için kimi akıl sahipleri "klinik vaka" diyebiliyor. Şu mübarek Bayram günlerinde aklını başına toplaması gerekenler buzlu suda duş almalıdırlar. Can sıkmayalım... Hani ırkçılık dine aykırıydı ? Her türlü milliyet hesabına bu asil milletin sayısız cevabı vardır. Bu yorum sahiplerine SELAM VERİLİR Mİ, TEKRAR DÜŞÜNMELİ...

26 Haziran 2015  · HACIEMİNOĞLU HOCAMA RAHMETLERLE, DUALARLA…

Akademik hayata yönelmemde esas saik, Rahmetli Hocam Hacıeminoğlu'dur.1974'te mecburi göreve gönderildiğim kasabadan yazdığım mektuba, nezaketle hemen verdiği cevapta, şart koşmadan "Gel, istediğin dilci Hocamızla çalış, senden devam da istemeyiz. Yeter ki çalış..Yanındayım..." diyen, cesaret ve asalet timsali Hocam, dilci olduğu halde ileri bir edebiyat zevkine de sahipti. İstanbul Edebiyat Fakültesinin yanı sıra Çapa Yüksek Öğretmen Okulu mezunu da olan Hoca'nın genç mezun öğretmenlere hitaben kaleme aldığı "Işık Ordusuna Selam" yazısı okunmalıdır..Safahat'ı âdeta ezbere bilir, Fuzuli'den Yahya Kemal'e kadar hafızasındaki çok sayıda beyitleri, konuşmasının aralarında isabetle değerlendirirdi. "Türkiye'nin Çıkmazları", kitaplarından birine verdiği isimdi, "Türkçenin Karanlık Günleri" nden sıyrılıp aydınlığa kavuşması için bir ömür boyu mücadele etti. "Yeni Bir Dünya" özledi. Türkoloji tahsil edenler onun "Türk Dilinde Edatlar" ve "Türkçede Fiiller" ile "Karahanlı Türkçesi Grameri"ni mutlaka okumalıdırlar. "Milliyetçi Eğitim Sistemi" ve "Milliyetçilik-Ülkücülük-Aydınlar" ise fikir darlığının had safhaya vardığı zamanımızda 40-45 yıl öncesinden Rahmetlinin günümüz gençlerine mütebessim çatık kaşlarıyla selamıdır...Ruhu şad, mekânı cennet olsun...

Haziran 2011 / 11 yıl önceki görüşümüz ve temennimiz hâlâ geçerlidir...

Bütün SAÜ-TDE'liler ve onları beğenen fikir ve gönül akrabaları, birbirinizi tanıyın, haberleşin, edebiyat,musiki ve güzel sözleri,hikmetleri paylaşın,hoşgörülü millîliği evrensele taşıyın..Selam ve muhabbetle

25 Haziran 2023- HER BİRİMİZ ACABA NERELİYİZ ? Bana zaman zaman nereli olduğumu soruyorlar. Diyorum ki: “Ben  rahmetli hocam Ahmet Kabaklı dolayısıyla yarı Harputlu sayılırım ama rahmetli anam Amasyalı, rahmetli babam Tokatlı, dedelerim Selanik-Manastır-Debreli, anneannemin babası Kafkaslı ve nihayet köklerimiz Karamanlı.. Onlar da Oğuz Han'ın büyük oğlu Dağhan'ın Salur Türkmenlerinden imiş...Ömrümün yarısı İstanbul ve Sakarya’da geçse de, Kütahya, Yozgat, Amasya, Tokat, Isparta ve Bilecik’te ayak izlerimiz var.. İşte böyle, kendimizi araya bula ömrümüz geçti....

25 Haziran 2019  · Yıllar önce tanıdığım, Karadeniz'in has evlatlarından,Türk Edebiyatı Dergisinin Eski Yazı İşleri Müdürlerinden Olcay YAZICI kardeşimizi rahmetle anıyor, millî hikâyecilerimizden Necdet EKİCİ kardeşimin paylaşımına ortak oluyor, Rahmetli YAZICI'nın 'nın bu güzel şiirini zevk-i seliminize takdim ediyorum:

Ve Sen Uzaklardasın... OLCAY YAZICI                                                                                   Kalbim bir yanardağdır, göğe savrulur külüm.

Bu özlem ateşinde sen hiç yandın mı gülüm.

Sevdamı tılsım gibi ıssız dağlara asın.

Şehre yağmur yağıyor ve sen uzaklardasın.

Sen türküler tutturursun ölümleri anan benim.

Sen güllere dokunursun ateşlerde yanan benim.

Efkar bir daha yıkar, kent bir daha kurulur.

Çığ düşer uçuruma düş aynası kırılır.

Sevdamı tılsım gibi ıssız dağlara asın.

Şehre yağmur yağıyor ve sen uzaklardasın.

Sen türküler tutturursun, ölümleri anan benim.

Sen güllere dokunursun ateşlerde yanan benim.

Haziran 2022- ARİFİYE ÖĞRETMEN OKULU CAMİASINA ŞÜKRANLARIMIZLA... Arifiye Öğretmen Okulu ve Arifiye Öğretmen Lisesi mezunlari 24 Haziran Cuma günü akşamı İhlas Kuzuluk Termal otelde buluştular. Bu buluşmada mezunlarımızdan Prof.Dr. Zekeriya Turkmen ve Prof. Dr. Ahmet Eskicumalı arkadaşlarımıza, kültürümüze ve eğitime katkılarından dolayı öğretmenlerimizden Şerife Şahin Tosyalıoğlu , Bahattin Subaşı , Naci Köksal hocalarimiza plaketlerini takdim ettiler, Törene rahatsızlığı sebebi ile katılamayan Hocaların hocası Prof. Dr Mehmet Mehdi Ergüzel hocamızın plaketi yine mezunlarımızın duayenlerinden Samet Karakuş abimize vekaleten takdim edildi. Kenan Certel hocamiz da misafirlere mini bir konser verdi. Davetlileri neselendirip, coşturdu. Gecenin organizatörlüğünü yapan İsmail Yaman , Cengiz Albayrak abilerimize ve yardımcı arkadaşımıza yine mezunlarımızdan ev sahipliği yapan Kuzuluk kaplıcaları işletme müdürü Mehmet Taştan arkadaşımıza teşekkürlerimizi arz ediyoruz.