Rüstempaşa Külliyesi içinde anlı şanlı gazilerimize ancak sığınacak kadar bir yer münasip görülmüş. Odalarını önce gözlerimle bir tarassuttan geçirdim. Manzara ürperti verici. Tavan başlarına çöktü çökecek hale gelmiş. Çiftçiler yağmur ver Allahım diye yalvarırken onlar inşallah yağmaz derdindeler. Altta resimlere bir bakınız. Burayı bu kentin en üst sıradan büyükleri birer ikişer her daim gelip görüyor, sohbetlerini yapıyorlar. Her gelen devletlü bunu hallederiz diyor ve gidiyor. Heyhat! Bugüne kadar ne bir el uzatan, ne sözünü tutan olmuş.
Raşit Danalar' la Namık Kemal Lisesinde beraber okumuştuk. Biz yüksekokula gideceğiz diye askerliği tehir ettiriyorduk ki tam da o sırada 1974 Kıbrıs Harekatı başladı. Danalar askerde iken birliği harekata katılır ve haliyle o da Kıbrıs'a gitmiş olur. Savaşır ve Gazilerden biri olur.
1948'li Danalar bugün 75 yaşında bir vatandaş olarak hala dernek vazifesinde göreve devam ediyor. Bu insanlar eli öpülesi muhterem insanlardır. Ömürlerinin son demlerinde son bir gayretle derneklerinde vatan görevidir diye görev yapıyorlar. Kutlamalarda elbiseleriyle en çok onlar dikkati çeker. Ara sıra uğrar çaylarını içerim, bugün dertlerini bir kez daha dinledim. Sahipsizlikten çok hüzünlü olduklarını tekrara lüzum yok. Hava almayan bir köşe onlara reva görülmüş. Ne diyelim? Bir şeyler desek kalp kıracağız. Raşit Danalar dertli dolap: "Çok gelip gidiyorlar ama yapılan hiçbir şey yok" diyor. Eee, Gaziler yalan mı konuşacak? İşte kareler.