PKK ilk kanlı eylemlerini 1984 yılında Eruh ve Şemdilli' de gerçekleştirdi. Arkası bir daha da kesilmedi. Yuvaları Kandil' dir. 40 senedir bize vurmaya, öldürmeye, kaçırmaya, yakmaya devam ediyor.
PKK' nın üst düzey liderleri dediğimiz zaman akla Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık gibi isimler gelir. Bugüne kadar birini birini neden ortadan kaldıramadığımızı düşünmeye devam ediyorum. ABD, Saddam dahil 40 kişilik üst düzey devlet kadrolarını bir bir yakalayıp yok etmişti. Biz aciz miyiz?
Aradan 40 yıl geçmesine rağmen APO hariç diğer liderlerden hiçbiri bugüne kadar ne yakalandı, ne öldürüldü.
İşin başka bir tuhaf yanı da var; Türkiye' de seçim yaklaştığı zaman PKK' nın üst düzey liderlerinden biri ya bir mağarada ya bir ağacın altında PKK bayraklarıyla süslü olarak muhalefete övgüler, iktidara veryansınlar yapar ve o videolar da yayına sokulur. Malumdur, bir terör örgütü, "İktidara karşı muhalefete destek vermeliyiz" dediği zaman otomat olarak halkın öfkesi ters yönde harekete geçer. Bu da bir nevi iktidara destek anlamına gelir. Nitekim, ABD başkanı BİDEN, "Muhalefete destek vermek suretiyle iktidarı düşüreceğiz" dedikten sonra iktidar yanlılarının bugün en çok kullandıkları argüman Biden' in bu sözleri olmuştur, olmaktadır.
Mescid-i Aksa olayları seçim günleri mutlaka devreye giriyor. Bizde de bazı gruplar Beyazıt meydanına çıkarlar ve "Kahrolsun İsrail!" sloganları atarlar.
Sahi 2010 yılında vuku bulan bir Mavi Marmara gemisi olayı vardı. N' oldu ona? İsrail' e yola çıkmıştı, baskına uğramış, çok sayıda vatandaşımız gemide israil askerlerince katledilmişti. Sonuçları hiç konuşulmuyor bile!
Bitmeyen, biteceğe de benzemeyen şablonlarımız var; HDP, PKK, Fetö, İsrail, Mescid-i Aksa... Son 20 yılımız hep bunlarla geçti. İsrail ile bir barışık, bir karışık... Bu bebek katili devletle barıştıktan sonra Mescid-i Aksa baskınlarının sona ermesi gerekmiyor muydu?
Ben şahsen terörle mücadele olayında inancımı fazlasıyla yitirdim.
Ne kadar samimi, ne kadar gerçekçiyiz anlayamıyorum.