Dışarıda;
Ortadoğuda savaş devam ediyor.
Komşularımız birbirlerinin boğazına sarılmak için fırsat kolluyor.
ABD Dışişleri Bakanı Ortadoğuya, savaş gemilerini de Akdeniz’e gönderiyor.
Rusya uzun menzilli füzelerini ABD donanmasını vuracak şekilde Karadeniz’e yerleştiriyor.
Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyor.
İçeride;
Ekonomi rayından çıkmış, ücretler dibe vurmuş,
Görevdeki hukuk adamları hukuktaki çürümüşlük hakkında dilekçeler yazıyor.
Eğitim-öğretimin daha da kötüleştirilmesi için yıl ortasında müfredat değiştirme çalışmaları yapılıyor.
Hükumet sürünen emeklilere, dalga geçer gibi bir defaya mahsus 5 bin TL vereceğini açıklıyor.
İçişleri bakanlığı durmadan mafya çökertiyor (!).
Cumhuriyetin 100 ncü yılı törenlerinde, bilinenleri ilan eden bir öğretmen konuşmacı “Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” suçlamasıyla gözaltına alınıyor.
MİT raporunu haberleştiren gazeteci tutuklanıyor.
Yani derdimizin bini bir para.
Biz de bu dertlerimize dermen var mı diye merak ediyoruz. Çözüm için yapılanları öğrenmek için televizyonu açtığımızda ne görelim dersiniz?
Sabah haberlerinde sosyal medya mafyası Polat ailesinin maceraları.
Gazze dramı (ama Yemen dramı yok).
Ve yapılacak CHP kongresi .
Oldukça detaylı;
CHP’li milletvekilleri konuk ediliyor, yandaş gazeteciler uzman (‘) değerlendirmeleri yapıyor.
Her şeyi bilenler (!) analizler yapıyor.
Adayların hangisinin başkan olacağı, CHP’de değişim olup olmayacağı saatlerce tartışılıyor.
Yavru muhalefetler de CHP’ye muhalefet etmek için birbiri ile yarışıyor.
Peşinden kimin eli kimin cebinde programları.
Sonra tekrar haberler.
Polatlar, Gazze ve CHP
Gazze de olmasaydı tüm ülke CHP yi tartışacaktı herhalde.
Çünkü:
Ekonomiyi o batırdı,
Hukuku o katletti,
Zamları o yaptı,
Küçükler masanın köşesine bir yerlerini vurduğu zaman anneleri masayı şamarlayarak suçu masaya atarlardı.
CHP de iktidarın masası oldu.
Hiç kimse elini ovuşturmasın, CHP her badireyi atlattığı gibi bunu da atlatacak.
Yel kayadan ne alır?