- "Ben HDP ile kol kola olana oy vermem" Sözü yanlış bir ifadedir.
-"ABD' si, İngilizi, PKK' sı Tayyibi devirmek istiyor" Sözü yanlış bir ifadedir.
Buna benzer bir sürü bahane üretilerek trollere posta ediliyor, onlar da hazır paket paylaşıyor.
Oysa 14 Mayıs seçimi bir genel seçim ve de cumhurbaşkanı seçimidir.
600 milletvekili ile birlikte bir de cumhurbaşkanımızı seçeceğiz.
Buna dair...
YSK, seçime girecek partileri ve adayları belirlemiş, ilan ederek de resmileştirmiş.
Çerçeve budur.
Seçimlerin resmi takvimini bizler merkeze almak zorundayız.
Başka bir ifadeyle: Harbe girmiyoruz!
Sistem dedim.
Seçmen olarak, halk olarak, cacalanın doğru ucunu bir türlü bulamadık, bulamıyoruz.
Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine devam diyor.
Millet İttifakı, Güçlendirilmiş Parlamöenter Sisteme dönüşü vaat ediyor.
Şahsi kanatime gelince...
CB. Hükümet sistemini, "Geniş cadde" olarak önümüze koyanlar aslında bizi çıkmaz bir sokağa sokmuşlar.
Yol bitmiş durumda!
O kadar bitiğiz ki; hiç bir sektörde işimiz rast gitmiyor.
Böyle devam ederse:
Kurtuluş umudumuzu kaybedeceğiz.
Aydıklık bir gelecek hayal olacak.
Her şeye rağmen...
Çıkmaz sokağı çıkar hale getirmek için,
Üzerimizde dolaşan kara bulutları dağıtmak için,
Geleceğe bir umut köprüsü kurmak için,
Yeni bir sisteme ihtiyaç var.
Bu anlamda;
TBMM' yi yeniden tek güç haline getirmek,
Güçler Ayrılığı düzenini yeniden tesis etmek; hedefimiz olmalı.
Milletin vekili hükümetin bakanına ulaşamıyorsa o vekilliğin temsil gücü yok demektir.
Başa dönelim:
Atatürk, 29 Ekim 1923' de Cumhuriyeti kurmadan evvel TBMM' yi 23 Nisan 1920' de kurmuştu. İkisi arasında 3,5 yıl var.
Devletten önce Meclisi kurmuş bir milletiz.
Bugün, iktidara karşı gensoru vermek, referandum için karar almak, Anayasa değişikliği için yeter sayıya ulaşmak neredeyse imkansız!
Yapı böyle olunca dedikodular, şaibeler, belirsizlikler zirve yapmaya devam ediyor.
Biz bu seçimde tek bir soru üzerinde durmak zorundayız:
-Parlamenter sistem mi?
-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi mi?
Bunun bir üçüncü suali yok.