Bugün Donlu Dere ve Ördekli Derenin üst yolundan Menterecinin bağına doğru bir uzanalım dedik, fakat yol güzergahını tamamen pırnallık kapladığını farkettik, dönerken aynı yolu gerisin geriye kat etmek durumunda kaldık.
Burası neresi idi, neden önemli idi anlatalım... Tekirdağ'ın eski 'Kadim' tabaka ve kaynak suları üç bölgeden gelir, bunların ortak noktası Kayı Köyü (rakım-250m) Dokuz Yalak Mıntıkası( rakım- 180m), Aydın Pınar Deresi( rakım-170) ve Ada Deresi Mıntıkası(rakım 170m) birde 1924 te pik borularla toplanan Karadeniz mahallesinin alt yamacından, Kömür ocakları tarafından gelen sular. Biz Dokuz Yalak mıntıkasından Menterecinin bağı istikametine bağlanan kolla ilgileniyoruz, tam yeri neresi diyorsanız bugünkü Şehir Hastanesi ile Çevre yolunun kesiştiği bölgenin sol alt yanı. Eski pişmiş toprak künklerle getirilen bu güzel su , denize baktığımızda Ördekli Derenin sağ yamacını izleyerek eskiden mevcut bugün ne ismi ne esamesi kalmayan bir kır çeşmesini besledikten sonra sırasıyla Tavanlı Çeşmeyi ve sonra bir kol ayrılarak Rüstempaşa Cami çevresi çeşme ve hamamlarına dağılır, diğer kol Hammami Mehmet Paşa ( Soğukkuyu Caddesi) Çeşmesi ni beslerdi.
Bu suyun ıslağı ve değerlendirilmesi için rahmetli babam Selim Gülgezen’in 1970 li yıllardan kalma çıkartılmış bir Belediye Encümeni kararı vardı, 1989 döneminde mecliste birlikte bulunduğumuz Belediye Başkanı Sayın Cemal Ünlü Saraç'a Meclis toplantısında bir teklifte bulunmuştum' bu çeşmeyi suyu ile birlikte muhafaza edelim ' diye uygun karşılanmadı, keşke olsaydı bu gün ne su var nede çeşmeden bir hayır. Sözü daha fazla uzatmak mümkün fakat başka şeylere de biraz dikkat çekip bitireceğim. Kır yolları bakımsız çok az gayretle bu hizmet verilebilir, rahmetli Koca Bekir bu hizmetleri bila bedel istisnasız yapardı. Resimlerde görülen ve petrol çıkarıldığına tanık olduğumuz bu çevre okadar münbit ve bereketli ki sadece ziynetlerinden yararlanıyoruz, oradaki doğal gazın ve petrolün hatırına firmalar yollara biraz mıcır atıyorlardı onlarda bırakmış.
Bir vesile oldu Yer adları olarak isimlerini unuttuğumuz bu beldeyi tanımış olduk, bigisinden, emeklerinden yararlandığımız Yazar Sayın Mehmet Saim Serez Beyefendiyi eserinide paylaşarak analım istedim, ebediyete intikal etmiş Tekirdağına gönül vermiş tüm hamiyet sahiplerini hayırlarla anıyorum.