Mor Cepken

“Biz Mor Cepken’in kıymetini bilemedik” diyordu bir yörük kadını üzüntüyle.

Abone Ol

Adeta zırhlarını kaybetmişlerdi.

Gerici taassubun baskısına maruz kalarak çeyizine “Mor Cepken” koymayı bıraktı.

Her şeye rağmen çeyizine Mor Cepken koyan az sayıdaki kadın da çıkarıp giymeye cesaret edemedi.

Neydi bu Mor Cepkenin kıymeti?

Kadının dünyada yok sayıldığı 1800 lü yıllarda Yörük kadınları erkekleriyle eşit ve bir birey  olarak yaşıyor, “evlilik malda, davarda değil sevdadadır” diyerek sevdikleriyle evlenebiliyordu.

Yörük kızları evlenirken çeyizlerine ilk olarak bir “Mor Cepken” koyarlardı.

Eşleri tarafından ihanete, şiddete ya da kötü muameleye maruz kaldıklarında eşlerini boşayabiliyorlardı.

Bu özgürlüğün ifade sembolü de MOR CEPKEN idi.

Cepken, efelerin giydiği, omuzlardan açık kolları yanda sallanan, etekleri belden yukarıda kalan bir tür yelektir.

Yani bir “efe” yeleğidir.

Efenin kadını da olur erkeği de….

Çünkü Yörüklerde efelik, bir cinsiyet değil, yürek meselesidir.

Kadınların cepkeninin rengi neden MOR ?

-       Genel kabul gören erkek ve kadın renklerinin (mavi- pembe) karışımı olduğu için mi?

-       Adem’in ilk karısı Lilith’in derisinin rengi kabul edildiği için mi?

-       Mitolojide eşitliği simgelediği için mi?

Kesin bilgi yok.

Kesin olan şu ki, bu cepken, Yörük kadınının, eşinin şiddetine ya da ihanetine maruz kaldığında onu boşayabileceğini gösteren bir simgedir.

Yörük kadını bu şartlar oluştuğunda “Mor Cepkenini” giyer ve obanın her sakininin göreceği bir yerde oturur.

Bunu yapması tüm obaya ” Ben kocamın ihanetine, şiddetine ya da kötü muamelesine maruz kaldığım için onu boşadım” dediği anlamını taşır.

Bu olay, o gün obadaki yaşamı durdurur.

Tüm oba mor cepkeni giyen kadının etrafını sararak oturur.

Onun mor cepkeni giymesine sebep olan eşi ise çadırından dışarı çıkamaz.

Kimse onun selamını almaz, ona yardım etmez, aç bile kalsa yemek vermez artık.

Tek çaresi vardır boşanan kocanın ;

“Ne yapıp edip eşini, mor cepkeni çıkarmaya razı etmek.”

Aksi halde ömür boyu dul, dışlanmış ve yalnız kalacak.

Hiç kimse ona şaşı kızını bile vermeyecektir.

 “Bozkırın tezenesi” usta Neşet ERTAŞ diyor ya:

İki büyük nimetim var

Biri anam, diğeri yârim.

Biri var etti beni,

Birisi yar etti beni.

Kybele, Artemis, Yörüklerden beri kadınlarımız ;

Anadır,

Bacıdır,

Yardır. 

Baş tacıdır

Kısaca Tanrıçadır bu topraklarda.

Ve her şeye rağmen öyle kalacaklar.

Erkeklere tavsiyem:

Kadınların “Mor Cepken” lerini çeyiz sandığından çıkarmasına sebep olmayın …

22.2.2025 Çorlu