İbrahim BİRELMA

1884 yılının Eylül ayının yirmi dördüncü günü İzmir'in Karşıyakası'nda, İngiliz yokuşu'ndaki ahşap bir evde doğan erkek çocuğun kaydı nüfus kütüğüne şöyle geçti. Adı: Mustafa İsmet, Babası: Malatyalı Kürümoğulları'ndan Reşit Bey, Annesi: Deliorman Türklerinden Razgıratlı Cevriye Hanım.. Ve bir ömrün yüzyılı doldurmasına 11 yıl kala 25 Aralık 1973'de bütün yayın organları dünyaya şu haberi yaydılar: "İsmet İnönü öldü." (Anıtkabir'deki istirahatine 28 Aralık'ta çekilmiştir.) Babası sorgu yargıcıydı. Altı yaşındayken Sivas'a göç ettiler. İlkokulu Sivas'ta okudu. Askeri Rüştiye (ortaokul)'yi bitirdi. 31.7.1897'de İstanbul'a geldi. Halıcıoğlu'ndaki Topçu Harp Okulu'nun idadisi'nden sonra 26 Eylül 1906'da Kurmay Yüzbaşı Mustafa İsmet Bey, Harp Akademisi'nden birinci olarak çıkıyor ve Edirne'ye atanıyordu. Albay İsmet Bey Harbiye Nezareti Müsteşarıdır, Mustafa Kemal'in çağrısı üzerine 9.4.1920'de Ankara'ya gelir. 23.4.1920'de açılan TBMM'nin kapısından giren İsmet Bey Edirne milletvekili ve Genel Kurmay Başkanıydı. Daha sonra Garp Cephesi Kumandanı. Birinci ve İkinci İnönü zaferi, Sakarya, büyük taarruz, İzmir'e giriş ve Mudanya Mütarekesi. Bunların hepsinin altında İsmet Paşa'nın imzası vardır. Dışişleri Bakanı ve Lozan'a giden Türk heyetinin başkanıdır. Lozan antlaşması 24.7.1923'de imzalanır. Türkiye esirlerin ülkesi değildir artık. 29 Ekim 1923'de TBMM Cumhuriyeti ilan edildikten bir gün sonra yeni Hükümeti İsmet Paşa kuruyordu. Başbakanlığı 30 Eylül 1937'ye kadar 15 yıl devam etti. 11 Kasım 1938'de Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı seçilir. İkinci Cihan Savaşında Türkiye'nin çıkarı savaşa girmemektedir. İsmet Paşa bunu başarır. Muhalefetsiz geçen yıllar, çeşitli haksızlıklar ve yolsuzluklar ve dünyanın demokrasi cephesine geçişi, Türkiye'yi bir ikinci partinin varlığına zorlar. Demokrat Parti kurulur. 1950 seçimleri yapılır ve Demokrat Parti iktidara gelir. 1961 seçimleri sonucu CHP - AP koalisyonu kuruldu. Son İnönü hükümetini Demirel'in AP'si istifa ettirdi. İnönü ve CHP tekrar muhalefete dönüyordu. İnönü, 6 Mayıs 1972'de olağanüstü Kurultayı açarken "Ya ben, ya Bülent" dedi. Oysa, Kurultay İnönü'nün isteğine uymadı. İnönü ertesi gün iki cümleyle 34 yıldır Genel Başkanı ve Kurucusu olduğu CHP liderliğinden ayrıldı. Artık, Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu'nun tabii üyesiydi. (Pembe Köşk'ten Anıtkabir'e, Derleyen: Mete Tunalı, Eko Matbaası İstanbul 1974) Vefatının 48. Yılında İnönü'den bazı görüş ve düşünceleri anımsatmak istiyoruz: Ben her devre yeni bir hayat başında gibi başlarım. İnsan, hayatının güçlüklerine karşı teselliyi eve geldiği zaman karısının her fedakarlığa hazır bir zihniyetle olmasıyla bu tedaviyi bulur. Bir memlekette namus erbabı, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur. Eğer mutlaka yaştan bir tecrübe aramak lazımsa, insan yetmiş beşten sonra her yıl, üç - dört yıl geçirir gibi oluyor. Bir yıl geçirmek, şimdi eski bir yılı geçirmek değil. Yaşlandıkça yaşamı daha büyük bir hız kazanıyor, çünkü her yıl onun alışkanlıklarına yeni bir zenginlik katmaktadır ve böylece yaşam, insana verilen değil, insanın yarattığı, kendi çabası ile yarattığı bir kişilik birikimi oluyor. Hepimiz, neyimiz varsa bu millet için vereceğiz. Benim en büyük yenilgim, en büyük zaferimdir. Başkaları için İstikbal olan her şey benim mazimdir. İnönü'nün siyasetin finansmanına ait görüşü: Şubat 1971'de Anayasa Mahkemesi partilere hazine yardımını iptal etti. CHP çok maddi sıkıntıya düştü. İnönü şöyle dedi. "Arkadaşlar tamam sıkıntıya düştük, bir yerlerden para bulacaksın, ama sakın bir iş adamından toplu bir para almayın. Gerekiyorsa üyelerinizden birer lira toplayın, ama kimseden toplu yardım almayın. Çünkü benim başımdan bu konuda çok önemli bir olay geçti, bunu bir daha yaşamak istemem dedi ve şu olayı anlattı: "Bir zaman muhalefetteyken yine böyle paraya sıkışmıştık. Birisi geldi bir işadamı, bize toplu bir para yardımı yaptı. Karşılığında makbuz verdik. Gel zaman git zaman derken ben başbakan oldum. Bu adamın devlete bir işi düşmüş, benden randevu istedi, verdim. Geldi, o yardım makbuzunu önüme koydu; ondan sonra işini söyledi, tabii çok mahcup duruma ve çok kötü bir şahıstan toplu para almayın. Ben aynı duruma bir daha düşmek istemem" dedi. (Prof. Dr. Ziya Gökalp Mülayim, İsmet İnönü'den Siyaset Dersleri Niteliğinde Anılar, İnönü Vakfı, Ankara 2014, Yetkin Basımevi)