"Bunu yapabilen tüm dünyanın desteğini alır; yapamayan hayatını yalnız geçirmek zorundadır"

Söze Dale Carnegie' den bir iki alıntı ile giriyorum: "Her yaz Maine' e balık avlamaya giderdim. Ben çilek ve krem şantiye bayılırım; ama her nedense balıklar solucan yemeyi seviyorlardı. Bu nedenle balık avına çıkarken kendi seçimimi değil, onların isteğine kulak veriyordum. Oltamın ucuna krem şantili çilek yerine bir solucan veya çekirge takıyor ve balığa soruyordum: "Yemek istemez misiniz?" İnsanları etkilemeye çalışırken neden aynı mantığı kullanmayalım?" Bu hayata herkes, "Ben" diye söze başlarsa karşı tarafa hiçbir şey bırakmamış olur. Çok fazla değil, bahçenizde 5-10 metrekarelik çapalama yapın 5-10 dakika içinde çok sayıda karganın ziyaretinize geldiğini göreceksiniz çünkü karga biliyor ki kazılan toprakta solucanlar ve diğer haşereler var. Bir ineği ite kaka ahıra sokamazsınız ama bir tutam ot işinizi kolaylaştıracaktır. Aslında yalnız değilsiniz. Evet. Karşı tarafın desteğini almak için onun isteklerini dikkate almak zorunda olduğumuzu unutmayalım. Cehalet ile ilim ikisi yan yana olmaz. Bu iki kavram tam da birbirinin zıtdıdır. Tıpkı gece karanlığı, gündüz aydınlığı gibi. Cehalet ile ilim bir manada mikrop ile ilaca benzer. Mikrobu ilaçla yenersiniz. Pakistanlı Şair Muhammed İkbal, başarılı olmanın formülünü cehalet ile ilim noktasında oluşan şu 5 şeyde gördüğünü gayet güzel özetlemiş: Cehalet + Fakirlik = Şikayet Cehalet + Zenginlik = İsraf Cehalet + Hürriyet = Anarşi Cehalet + Güç = İstibdat Cehalet + Din = İfrat ve Tefrit ***** İlim + Fakirlik = Kanaat İlim + Zenginlik = İnfak (Yardım etmek) İlim + Hürriyet = Huzur ve selamet İlim + Güç = Adalet İlim + Din = İstikamet **** Yükünüz cehalet ise hep negatifsiniz. İlim ile donanmış iseniz sonuç hep pozitiftir. Bu yazıya aldığım 2 örnek nasıl bir insan olmamız gerektiğine yardımcı olacaktır.