İbrahim BİRELMA

102 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920 Ankara'da TBMM - Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştı. Bütün milletin ve ülkenin tek temsilcisi olan T.B.M.M. ile yeni Türkiye devleti kurulmuştur. Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle, "23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşman dünyasına karşı ayağa kalkan Türk halkının, Büyük Millet Meclisi'ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikaya ifade eder. (SMT 23.4.2022) 16 Mart 1920 sabahı İngilizler işgal halindeki İstanbul'a dehşet salan bir harekat yaptılar. Millicileri tutuklayıp Malta'ya götürdüler, uyuyan askerlerimizi öldürdüler. Padişah Vahdettin Mebusan Meclisini dağıttı, hükümet çekildi, yerine damat Ferit geldi. İngilizlerin 16 Mart darbesi üzerine Atatürk mebusları Ankara'ya çağırdı. Yeniden seçilen mebusların da eklenmesiyle 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldı. Atatürk Meclis Başkanı oldu. Böylece Padişah ve Halifenin karşısına milletin temsilcisi çağcıl, demokratik bir Meclis ve onun Büyük Millet Meclisi Hükümeti çıkmış oluyordu. (Prof. Dr. Sina Akşin, 25 Soruda Atatürk Devrimi, Atatürkçü Düşünce Derneği Yayımı,) Yunus Nadi anılarında 4 ya da 5 Nisan 1920'de Mustafa Kemal'e sorduğu "Her kerameti Meclis'ten beklemek niyetinde miyiz?" sorusuna aldığı cevap şöyleydi: "Ben her kerameti Meclis'ten bekleyenlerdenim. Bir devreye yetiştik ki onda her iş meşru olmalıdır. Millet işlerinde meşruiyet, ancak milli kararlara isnat etmekle, milletin eğilimine tercüman olmakla elde edilir. Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. O esareti ve zilleti kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine, "Ey millet! Sen esaret ve zilleti kabul eder misin?" diye sormak lazımdır. Ben milletin vereceği cevabı biliyorum. Ben milletin büyüklüğünü biliyor ve bu soru karşısında onun o soruyu soran çocuklarını canı gibi seveceğini ve alınlarından öpeceğini biliyorum. Ben biliyorum ki bu millet kendisine bu soruyu soran çocuklarının hep o esasa dayanan tabirlerini ve tertibatını canla başla kabul edecektir. Onun için işte ben şimdi bu yoldayım, onun için çok sağlam bir yol olduğuna kani olarak. Bence Meclis kuram değil, gerçektir ve gerçeklerin en büyüğüdür. Önce Meclis, sonra ordu Nadi Bey. Orduyu yapacak olan millet ve onun yerine Meclistir. Çünkü ordu demek yüz binlerce insan, milyonlarca ve milyonlarca servet ve saman demektir. Buna iki üç şahıs karar veremez. Bunu ancak milletin karar ve kabulü meydana çıkarabilir ve bir kere bu hale geldikten sonra milletin hayat ve mevcudiyetine zıt olan mezalim ve tazyiklerin tümünü bertaraf etmeye muktedir olmak salahiyetini yalnız teorik olarak değil, fiilin de kazanmış oluruz." (Erol Mütercimler, Gençler İçin Fikrimizin Rehberi, Alfa, Şubat 2013) 23 Nisan 1921'de Saruhan Mebusu Refik Şevket Bey ve arkadaşları, 23 Nisan'ın "İyd-i milli addi" yani milli bayram olarak kutlanması için, mecliste görüşülmesini teklif etmişler, tartışmalar sonunda "23 Nisan Milli Bayram Addine Kanun" oylanarak kabul edilmiştir. (Kanun No. 112, 23 Nisan 1337). 23 Nisan gününün bayram kabul edilmesi ile ilgili yasa tasarısı, 2 Mayıs 1921'de kabul edildiği için, 1921 yılında 23 Nisan bayram olarak değil, tezahürat şeklinde kutlanmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Meclisin balkonundan yanında bulunan milletvekilleri ile birlikte halkı, askerleri ve öğrencileri selamlamıştır. 1929 yılına kadar 23 Nisan Milli bayramı resmi olarak her yıl tekrar edilmiştir. İlk defa olarak 1929 yılında 23 Nisan günü "çocuk bayramı" olarak kutlanmıştır. Himaye-i Etfal (Çocuk Esirgeme) Cemiyeti örgütüne gönderdiği bir genelge ile 23-29 Nisan günlerini "Çocuk Haftası" olarak belirlemiş ve 23 Nisanı Hakimiyet-i Milliye Bayramına ek olarak çocuk bayramı olarak ilan etmiştir. Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, "Çocuk Bayramı Başladı. Gaziye selam" başlığı ile çocuk bayramının haberini vermiştir. İstanbul Gazetelerinden Vakit ise, "Bugün iki bayramı bir arada yaşıyoruz: Milli Bayram ve Çocuk Bayramı" şeklinde başlık atmıştır. Çocuk Esirgeme Kurumunun gelenekselleştirdiği çocuk balolarından 1932 ve 1934'te yapılanlarına Mustafa Kemal Paşa'nın da katıldığı saptanmıştır. Daha sonra kutlanan bayramın adı 27 Mayıs 1935 yılında çıkarılan Kanun ve 20 Haziran 1938 yılında çıkarılan ek Kanun ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kabul edilmiştir. 1979 yılında ise TRT (Türkiye Radyo ve Televizyon) Kurumu Ulusal Egemenlik Bayramını "Dünya Çocuklar Günü" olarak kabul etmiştir. Aynı yıl Unesco'nun bu günü "Çocuk günü" olarak kabul etmesi ile çocuk bayramı uluslararası bir nitelik kazanmıştır. (Dr. Bengül Salman Bolat, Milli Bayram Olgusu ve Türkiye'de Yapılan Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları, (1923 - 1960), Atatürk Araştırma Merkezi, 2012)