Süleymanpaşa Yükseliyor

SÜLEYMANPAŞA BELEDİYESİ Trakya'nın gözbebeği, leb-i derya şehir Tekirdağ, üç Kemaller diyarı. Mayası öyle sağlam bir memleket ki Tekirdağ'ımız, 13 Kasım 1922'de düşman işgalinden kurtulduğu gün kutlama yapmak için bir araya gelen yerli halk, kutlamaları unutmuş ''Edirne ne olacak?'' diye nidalar yükseltmeye başlamıştı. Kardeş şehri kurtulmadan, kendi kurtuluşuna sevinemiyordu. Nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış, tarihi yapı, mekan ve hatıralarla dolu bir şehir. Tekirdağ'ı hiç görmemiş ve duymamış bir kişiye, Tekirdağ'ın değerinden ve içeriğinden bu denli bahsedin ve o kişiden tasavvur ettiği şehri anlatmasını isteyin. Sonra, bir anlatan kişinin Tekirdağ'ına bakın bir de gerçek Tekirdağ'a. Mukayase ettiğinizde, ne yazık ki mevcut Tekirdağ, hayal edilen Tekirdağ'ın bir hayli gerisinde kalacak. On yıllardır süren yüzeysel, göstermelik çalışmalar, her ay sil-baştan yapılan yol çalışmaları ve yetkililerin masa sohbetlerinden öteye gitmeyen plan-projeler. Reklamları çalışmalarından ziyade olan belediye başkanları. Şehre tayin ve üniversite münasebetiyle gelen vatandaşlar bin pişman. Nasıl pişman olmasın, yıllarca yerinde sayan, kayda değer bir ilerleme sağlayamayan bir Tekirdağ. ** Ve 31 Mart 2019 yerel seçimleri: Cüneyt Yüksel ve ekibi, yıllarca süren plansız, başarısız çalışmalarla şehri tarumar eden CHP'den çekip alıyor Süleymanpaşa'yı. Her kesimin oyunu, güvenini almayı başaran Tekirdağ'ın sevilen çocuğu Yüksel, artık Süleymanpaşa'nın belediye başkanı oluyor. Günler geçti, mazbatasını aldı ve hiçbir şekilde siyasi şovlara kapılmadan, makam odasına kapanmadan çalışmalara başladı. Yıllarca süren mahvoluştan kalan perişan vaziyetteki yolları onarmakla başladı. Çizmelerini giydi, olayları yerinde inceledi. Girilmedik mahalle, onarılmadık sokak kalmadı. Köhneleşen mahallelere parklar, halı sahalar yaparak hayat verdi. Şehre yeni bir çehre kazandırdı. Görev sahasına girmeyen bölgelerden gelen istek ve talepleri dahi geri çevirmedi. Vatandaş günleri düzenledi, vatandaşlarının sıkıntılarını kendi ağızlarından, aracısız dinledi. Siyasi üslubu ve davranışlarıyla siyaset terbiyesi ve nezaket dersi verdi. Kendisine sertçe çıkışan vatandaşlarına o çıkışmadı, prim peşine düşmedi, hamaset yapmadı karşısına aldı, dinledi, dertlerine derman oldu. Oy veren-vermeyen ayrımı yapmadı, herkesi kucakladı. Esnafla arasına mesafe sokmadı, bilakis, daima onların yanında oldu. Ve özel bir paragrafta teşekkür etmeyi icap ettiren iki çalışma: Rumeli İskelesi ve Atatürk Tuna Boyu Seyir Parkı. Bu iki mekanın ortak özelliği, şehrin en güzide mevkilerinden olmasıdır; iki bedbahtlığı ise ikisinin de yıllardır çürümeye terkedilmiş olmasıdır. Sayın Cüneyt Yüksel bu iki mekanı ele aldı ve bu mekanları şaheserlere dönüştürerek Tekirdağlılara armağan etti. Canım şehrim Tekirdağ'a, huzur verici yeni alanlar kazandırdığı için bir Tekirdağlı olarak kendisine ve ekibine tebrik ve teşekkürü gönül borcu bilirim. Yakın çevremdeki dostlarımla ettiğim sohbetlerde, daima sitemkarca dillendirdiğim bir mesele vardı: Tekirdağ'a 1,5 saat uzaklıktaki Edirne'ye her yıl milyonlarca turist akın ediyor; caddeleri, sokakları dolduruyor. Nasıl olur da dibimize kadar gelen turistler merak edip de gitmezler bir adım öteye, neden Tekirdağ'a gelmezler? Zannediyorum ki bir zaman sonra artık böyle bir sitemde bulunmayacağım. Çünkü Süleymanpaşa Bld. Bşk. Cüneyt Yüksel ve ekibi, ziyaret etmeye değer, görülmesi gereken bir şehir tasarlıyor. Cüneyt Yüksel, ''Bir şehir nasıl ihya edilir?'' sorusuna, ''İşte böyle ihya edilir!'' diyerek cevap veriyor. ** Bu yazım, yerel siyasete dair ilk yazım oldu çünkü yerel siyaseti pek yakından ve ilgiyle takip etmiyorum. Fakat marifet iltifata tabidir. Girdiğim her sokakta her mahallede çalışmalar ve değişimler görüyorum. Yükselen bir Süleymanpaşaya tanıklık ediyorum. Evim olan şehir Tekirdağ'a yeni bir çehre getiren kişi, hususi teşekkürü hakketmiş kişidir. Başta Cüneyt Yüksel olmak üzere, emeği geçen her emektara teşekkürlerimi ve minnetimi gönderiyorum.