Birgülce

Çok kullandığımız bir deyimimiz var: "Saman Altından Su Yürütmek" Oysa o deyimi bile aratır hale getirdi birileri bu süreçte.Ben de "aratmayı" belirtmek için o deyimi "Birgülce" olarak güncelledim. Su altından saman yürütmek diye. Şimdi gelelim konumuza. İnsanlar suçlanınca, hele bir bilim adamı tarafından kendi acziyeti yüzünden suçlanırsa insanların çok zoruna gidiyor çoook. Ben kendi şahsım adına söylüyorum, pandemi kurallarına uyarak yurttaşlık görevimi en hassas bir şekilde yerine getirdim; vicdanım ve içim rahat. Çünkü aylarca evden dışarı çıkmadım, çocuklarıma torunuma sevdiklerime sarılamadım, gün geldi bir değil iki değil üç maske taktım, kolonya, dezenfektan dökmekten ellerim yıprandı, derileri dejenere oldu. Dediğim gibi ben vatandaş Birgül olarak, gerekli hassasiyeti gösterdiğime inancım tam. Vakaların artmasından KESİNLİKLE BEN SORUMLU DEĞİLİM bunu asla kabul etmiyorum.Kim ya da kimler kabul ederse etsin. İşte benim etiketim. #YÖNETEMEDİNİZ #TÜKETTİNİZ #ÖLÜYORUZ. ....... Ama siz yetkililer, lafa sıra geldimi mangal da kül bırakmayanlar.Bizler sıradan yurttaşlar ama işin bilincinde olan insanlar mümkün mertebe sağlık bakanlığının önerilerine bir fiil uyduk. Peki ya sizler? Neler yaptınız neler... Maske dediniz TAKMADINIZ, Mesafe dediniz o mesfeyi KORUMADINIZ. Temizlik dediniz, yakından görmediğimiz için bilemiyorum. Boş yere günahınızı almıyorum. Yetmedi lebaleb kongreler yaptınız, yurdun dört bir yanında. Özellikle Karadeniz de ve başkentte. Hiç bir kurala riayet etmediniz ve sonuç kimlerin taşıyıcı ya da hasta olduğunu bilmediğinizden virusu yaymalarına sebebiyet verdiniz. Vallahi billahi bravo sizlere Çin'in bile yapamadığını sizler yaptınız. Ve işin en acı yanı kimseleri konuşturmaz hale getirdiniz, konuşan kim varsa sizleri kıskanmakla ve başarılarınızı çekememekle itham ettiniz. Bunu anlayışla karşılamasam da elimizden bir şey gelmiyor fakat ben bireysel olarak Anayasadan ve kanunlardan aldığım vatandaşlık hakkımı kullanarak eşimi dostumu yakın çevremi ve sosyal medya üzerinden ulaşabildiğim arkadaşlarımı yazarak uyarmaya; herkes yazsın çizsin konuşsun susmasın diye hakaret etmeden hak ihlali yapmadan yazıp çizin demeye çalışıyorum. Uyarlar, uymazlar bilemem ama kendini duyarlı hisseden ve yazıp çizen çok arkadaşlarım ve dostlarım var iyi biliyorum ve takip ediyorum. Ama şunu da biliyorum bazılarının kendi canları yanmadan harekete geçmiyorlar. Kötü örnek ama yine de vereceğim her gün bir uçak dolusu yani üç yüz dört yüz insanımızı kaybediyoruz bu hastalık yüzünden. Yani bu; şu demek üç yüz can, üç yüz ana, üç yüz baba, üç yüz evlat, üç yüz eş, üç yüz dede, üç yüz anne anne her an risk ve ölüm tehlikesi altın dadır. Yazınca ve okuyunca nasıl dile kolay geliyor değil mi? Ama kazın ayağı hiç de öyle değil maalesef ve ateş düştüğü yeri yakmıyor artık emin olun. Yetkilileri anlamak mümkün değil. Lafa sıra geldimi 156 ülkeye başta ABD olmak üzere hepsine tıbbi malzeme ve maddi yardımda bulunduk diye övünüyoruz. Elbette ki çok iyi güzel lakin bu kadar ülke olarak durumumuz ekonomik açıdan bu kadar iyiyse, neden aynı imkanları kendi vatandaşlarımıza sunmuyoruz? Sunduk diyorsunuz ama eğer öyle olsa idi neden vakalar 60-70 binlere ve ölüm oranları 300 lere dayandı? Bir vatandaş olarak bunu sorgulama hakkım yok mu? Tabi ki var diyorsanız o zaman ben de işte böyle sorguluyorum. Ve başkalarının da sorgulaması için üzerime düşen Anayasal hakkımı kullanarak sorgulamaları için uyarı da bulunuyorum.. Ve tüm yurttaşlarımın VİCDANLARINA sesleniyorum. Yasal ölçüler içerisinde sesinizi yükseltin ve hata yapanları sorgulayın! Eğer bu gün olmazsa yarının çok geç olduğunu olacağını unutmayın. Kalın sağlıcakla İşte öyle. (Birgülce)