Güven kayboldu

Gençlik yıllarımızdı, ağzı güzel kelam eden Alparslan Kurtarıcı' dan şu ifadeyi duymuştum: "Namusunu Yitiren Çok Şeyini, Ümidini Yitiren Her şeyini kaybeder" Bugünkü halimize biraz da bu pencereden bakıyorum. Evet... İçine girdiğimiz ekonomik türbülans sayesinde ümitlerin kaybolduğu bir noktaya geldik. Böyle giderse; mal kıtlığı başlayacak, halk panikleyecek, borçlar öden-e-meyecek, dargınlıklar, kavgalar başlayacak, aileler dağılmaya yüz tutacak, içtimai patlamalar vuku bulacak... Çünkü; doğru konuşulmuyor, geçmişle kıyaslanarak "Çok şükür" denilmesi isteniyor. Oysa ekonomi somut veriler ister, matematik diliyle konuşur. Sn. Erdoğan konuşmalarında dini referanslar kullanmayı çok seviyor. Halkı teskin için bu da bir metot ama nereye kadar idare eder? Peygamberimizin daha peygamberlik gelmeden evvelki lakabı, "Muhammed-ül emin" idi. Yani "Güvenilir insan" Bugün böyle bir güvenç kaldı mı halkta? Kime, nasıl, neden güven duyacağız? Bir ay evvel bir sağlık kuruluşu yetkilisi; bir kalp stendinin 25 bin TL, bir implatın 3 bin TL olduğunu söylemişti. Durmayan fiyatlara dik yokuşlar bile artık dümdüz geliyor. Mesela; 1 Temmuz' da yürürlüğe giren tasarruf tedbirlerinden bir daha söz eden oldu mu? Olan 5-10 gariban yerel basına oldu. O günden itibaren gerçekleşen tasarruf miktarını sahi merak ediyorum... Valilik ne kadar, belediyeler ne kadar uymuş o genelgelere? Veselam... Güven, ciddiyet dağıldı, yedek akçeler gitti, kriz zamanların freni olan hazine dolarları eridi yok oldu. Kaybettiklerini yerine koyması lazım... Mümkün mü, olabilir mi? İktidar, tünelden çıkış için iğne deliği kadar bir ışık koymadı, koyamadı. Pahalı satan daha pahalı alıyor. Vargel daha da hızlanacak, günlük değişimler gün içinde defalarca tekrar edecek. Tek bir serçenek kalıyor geride: Erken seçim! Çünkü ortam güvensiz kaldı.