İnsanlığın başına musallat olan korona salgını sadece sağlığımızı tehdit etmekle kalmadı, aynı zamanda sosyal hayatımızı da alt üst etti. Karamsar olduk evlerimizin içinde, sıkıldık ekranların esaretinden.

Esnaf dertli, öğrenciler bunalmış, işçiler perişan, sanatçılar çaresiz, müzisyenler suskun. Şekilden şekile girip kılık değiştiren virüsler bir karabasan gibi çöktü üzerimize. Derdin bini beş para. Saz, söz, müzik denildiği anda benim aklıma Musıki Dernekleri geliyor hemen." Müzik; hayatın neşesi ruhu sevince ve her şeyidir."der Atatürk. Üniversitelerin yaygınlık kazanmadığı , konservatuarların parmakla sayılabilecek kadar az olduğu yıllarda, özellikle Türk Sanat ve Türk Halk Müziğimizin benimsetilip sevilmesinde Musıki derneklerinin büyük hizmetleri olmuştur. Müzik sadece ruhun gıdası değildir, o aynı zamanda kültürün taşıyıcı ana unsurlarından birisidir. Üstad Yahya Kemal; "Bu yaz kemençeyi bir dinledinse Kanlıca'da Baharda bir gece tanburu dinle Çamlıca'da, Bu sazların duyulur her telinde sade vatan Sihirli rüzgar eser daima bu toprakdan." mısralarıyla kültür ve musıkinin önemini ne güzel anlatır. Ve der ki; "Çok insan anlamaz eski musikimizden Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden." Şüphesiz Divan şiirimizin dili halk şiirine göre daha karmaşıktır. Ozanlar halkın dilini kullanan gelenekçi şairlerken, Divan şairleri Enderun'da yetişen, birkaç yabancı dil bilen, tabiri caizse Saray'ın desteklediği söz ustalarıdır. Padişah nasıl üç kıtaya hakim ise, sarayın himayesindeki o şairler de, yazdıkları şiirler ve yaptıkları söz sanatlarıyla dünyanın en ünlü şairlerine meydan okurlar. Ozanlar da ,divan şairleri de bizim sanatımızın temsilcileridir. Klasik müziğin dili ağırdır ama,güftesi Necdet Atılgan, bestesi Kadri Şençalar'a ait şu hüzzam şarkının sözlerine de kimse bir şey söyleyemez hani. Gezdiğim dikenli aşk yollarında Elimden bir kırık saz geldi geçti Kara talihimden yine bu yılda Baharı görmeden yaz geldi geçti . Nereden nereye geldik yine. "Yalancı dünya gibi/Yalancısın sevgilim,/Sen mevsimler gibisin/Değişirsin sevgilim." Diyen Selami Şahin haksız mı? Bahar demek; aynı zamanda konser demekti salgından önce. Nerede bir Musıki Derneği varsa orada bir bahar konseri olur, duygunun doruklarına çıkar,sanata doyardı insanlar. Edirne'de,Tekirdağ'da, Uzunköprü'de, Keşan'da ve daha bir çok yerde özellikle bahar gelince beklerdik bu konserleri." Bir milleti tutsak etmek isterseniz müziğini çürütün." diyen Confucius 'ün bu özdeyişinden daha güzel nasıl anlatılabilir müziğin önemi. O nedenle yaşamalıdır bu dernekler. Uzunköprü Musıki Derneği'nin yıllardır bin bir zahmetle, büyük gayretler ve fedakarlıklarla yürüttüğü çalışmaların tanığıyım. Dr.Yalçın Doğrugüven'in başkanlığını yaptığı dernek bugüne kadar bir çok genci sahne ve mikrofonla tanıştırıp, seyirciyle buluşturdu. İki defa da sunuculuk görevini bana teklif ettiler ki; hayatım boyunca yaptığım sayısız sunuculukların içinde en unutamadıklarımın başında gelir onlar.Derneğin en kıdemli üyelerinden olan kuzenim rahmetli Behzat Algül sesiyle ve repertuarıyla bir karizmaydı. Gençleri tek tek ansam sütun yetmez ama, öğrencim de olan Cüneyt Çöpoğlu'nun adını anarak hepsinin gönlünü almış olayım. Yani Musıki dernekleri yeni seslerin yetiştiği ve eğitildiği bir okuldur bir anlamda. Kamu yararına çalışan derneklere kamu kurumlarının destek olması bir zarurettir. Haftada hiç olmazsa bir gün provanın bile bir maliyeti vardır. Çalışma için büyükçe bir oda veya salon son derecede önemlidir. Saz heyetindeki bazı müzisyen arkadaşların tek geçim kaynağı müzik olduğuna göre onlar harçlıksız bu işe ne kadar dayanabilirler? Yakın geçmişte Belediye bünyesinde de Yusuf Çetin kardeşimin sorumluluğunda bir müzik topluluğu oluşturuldu. Onlar da güzel çalışmalar yapıyorlar. Bu iş rekabete dönüştürülmemeli, bilakis Resmi kurumlar ve Belediyeler Musıki derneklerine her türlü desteği vermelidir diye düşünüyorum. Yazımı müzik üzerine söylenmiş güzel sözlerle bitirmek istiyorum. "Ağır ağır ölüyor yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar,müzik dinlemeyenler, gönlünde incelik barındırmayanlar." Pablo Neruda "İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli iyi bir şiir okumalı güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir". Goethe "Müzik doğruca ruha seslenir, ruh da kendisini ancak müzik yardımıyla en iyi şekilde anlatabilir." Wolfgang Van Goethe