Yarın Kurban Bayramı. İslâm âlemi için önemli bir gün. Kurban; yakınlaşma, teslim olma anlamlarını barındırır içinde. Mesele; İbrahim’in elinde İsmail olmak da değil. Mesele; İbrahim olabilmekte

Yani asıl mesele; canıgönülden istemekte, elde edince de tereddütsüz, canı verene can sunabilmekte. Yani kulluk bilinciyle "terk-i dünya, terk-i ukba, terki terk" edebilmekte Ne güzel söyler Yunus Emre; "Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver sen anı Bana seni gerek seni." Hz. İbrahim yıllarca beklemiştir bir oğlu olsun diye. O mutluluğu bir kere olsun tatmak istemiştir yaşarken. Dileği gerçekeşirse onu kurban etme sözünü vermiştir yüce Yaradana. Yeter ki dileği gerçek olsun. Aşkla gözyaşıyla süslenmiş dualar gayretullaha ulaşın derler. İsmail böylesine eşsiz bir hediyedir ibrahim'e. Ama söz de yemindir mümin için. Mümini münafıktan ayıran en önemli davranıştır bu. Sözünde durmak sözün doğrusunu söylemek bir Peygamber vasfıdır. Sırlarla dolu bir evrende yaşıyoruz. Bazen bir rüya bile ne perdeler açar, ne ilhamlar sunar daracık dünyamıza, sisli ufuklarımıza. Gelimli gidimli dünya. Hayat dediğimiz şey bir ışık gölge oyunu. Bugün varsın yarın yok. Masallar bile "bir varmış, bir yokmuş." diye başlar genelde. Aslında var olan bir tek O, baki olan Allah. Zaten Yunus da o nedenle; "Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan." demiyor muydu? İbrahim, İsmail, sunak ve bıçak.. Aslında hepsi bir teslimiyetin muhteşem kanıtları. İsmail'in boynuna savrulan bıçak sahnesini ürpererek dinlerdim çocukluk yıllarımda. İsmail de korkmuştur muhtemelen. Ama babasını o ikna etmiştir sözünü tutması için. Yani İsmail en az babası kadar mümin. İnanmak; anlatılmaz bir güç. Tanrı dilemezse, taşı kesen bıçağa İsmail'in boynu haram olur. Tarihler boyunca kimler kimlere kurban edilmemiş ki? Sunak taşlarının dili olsa da konuşsa bir. Bıçak hep görevini yapmış, kusursuzca. Ama Tanrım istemezse ne bıçak İsmail'i keser, ne ateş İbrahim'i yakar. Bunu bir tek Nemrut'lar anlamaz. Dini kitaplarda Kurban ile ilgili birçok açıklama ve yorum bulabilirsiniz. Ayet ve hadislerle ibadet hazzınızı zirveye taşıyabilirsiniz. Ben ilahiyatçı değilim. O nedenle kendi idrak biçimime, algılama tarzıma uygun estetik düşüncelerimi dillendirmeye çalışıyorum. Herkesin farklı kurban yorumlarını da tahlil süzgecimden geçirerek anlamaya çalışıyorum. Yani mesele kurbanın şeklinden çok ruhunu, amacını, sosyal dokuya yansımasını, kardeşlik bilincinin ve dayanışma ahlakının gelişmesine katkısını, maneviyatımızın gelişmesine etkisini, fedakarlığın ve karşılıksız sevginin mutluluğunu kavrayabilmekte. Bizim toplumumuzda sevginin, fedakarlığın en güzel ifadesi "kurban olmak"tır. Sevgilinin saçının bir teline kurban olunur. "Annen sana kurban olsun yavrum" diye sever anneler çocuklarını. Bizim oralarda "seni seviyorum." denmez, "kurban olurum sana" denir, diyor Neşet Ertaş. Velhasılı kurban, yüce bir varlık olarak adanmışlıktır. Allah'a verdiği nimetlerden dolayı şükretmenin adıdır. İbrahim için sadakat, İsmail için teslimiyettir. Siz de bilirsiniz ki, kurban bayramında yaşanan duygular çok başkadır. Salgın günlerinde bunalmış olan gönüllerimizin bayram sevinci ve coşkusuyla mutluluklara kanat açmasını temenni eder, iyi bayramlar dilerim.