İnançlarını gözden geçir, yeni kanıtlara açık tut. 

Cumhuriyet Halk Partisi ilçe örgütleri, Ankara'dan gelen bir emirle, sağlık, eğitim, hukuk, strateji gibi konularda çalışmalar yapmak için çeşitli komisyonlar oluşturdu. 7-10 kişi arasında değişen komisyonlar, görev almak isteyen, bir katkısı olacağına inanan bütün üyelere açık. Komisyonların amacının, yönetim kurulları dışında kalmış üyelere de parti çalışmalarına katılma fırsatı yaratmak olduğu söyleniyor. Çok güzel bir düşünce. Komisyonlarda geliştirilen fikirler, bulunan çözümler ve öneriler ilçe yönetimlerine sunuluyor. Ben Süleymanpaşa'da eğitim ve strateji komisyonlarında görevliyim. Eğitim komisyonu olarak, eskiden beri gerekli olduğunu düşündüğümüz bir "Yeni Üyeler İçin Tanışma ve Bilgilendirme Toplantısı" yapmayı önerdik ve yaptık. Halen, gelen geri bildirimleri inceleyip, önerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bu arada "fastcompany.com" sitesinde A.J.Jacobs tarafından yazılmış, "Anlaşmazlıklardan projelere kadar, her türlü sorunu çözmek için bu son derece basit 5 stratejiyi deneyin" başlıklı bir yazı (*) dikkatimi çekti. Komisyonlarda çalışan arkadaşlarıma yararlı olacağını düşündüğüm yazının özetini veriyorum: 1. ÖFKELENMEYİN—MERAK EDİN. Bir problemle karşılaştığınızda, sinirlenmek ve yılgınlığa uğramak kolaydır. Ancak öfke yaratıcı çözümlere ters etki yapar, geniş düşünemezsiniz. Bunun yerine sanki bir bulmaca çözüyormuş gibi yaklaşın. Bu, hayatın problemlerini ve sıkıntılarını bulmaca çözer gibi merakla ele almanıza yol açar. Hayata ve işe, problemler yerine bir bulmacalar dizisi olarak baktığınızda hem daha üretken hem daha mutlu olabilirsiniz, çünkü problemler korku uyandırıyor ve çetin geçiyor. Bulmacalar çözülebilir, motive edicidir, yaratıcı ve eğlenceli yönünüzü tetikler. Örneğin, benimle aynı fikirde olmayan biriyle iş stratejisi, politika veya herhangi bir konuda konuşuyorsam, fikrini değiştirmesi için sesimi yükseltebilirim. Bu nadiren işe yarar. Aslında, çoğu zaman ters etki yapar. Bunun yerine, ona bir bulmaca gibi davranın. Gerçekten hangi konuda anlaşamıyoruz? Neden inandığım şeye inanıyorum? Fikrimizi değiştirebilecek herhangi bir kanıt var mı? Ortak nokta var mı? Bunların hepsi birer bilmecedir ve cevaplarının peşinden gitmek, sizi çözüme götürebilir. 2. PROBLEMİNİZİ PARÇALARA BÖLÜN. Herhangi bir bulmacayı çözmek için en iyi stratejilerden biri, büyük bulmacayı bir dizi küçük bulmacaya bölmektir. Google ve Microsoft'un bazı iş görüşmelerinde sorduğu bir tür mantık problemi olan ve Fermi problemleri olarak adlandırılan bulmaca türlerini düşünün. Tipik bir Fermi problemi şu şekildedir: "New York'ta kaç tane piyano akortçusu var?" Hakkında tamamen bilgisiz olduğunuz bir şeyin boyutunu tahmin etmelisiniz. David Epstein, Range adlı kitabında Fermi problemlerinin nasıl çözüleceğinden bahsediyor. Çılgınca, olağandışı bir tahminde bulunursanız, büyük olasılıkla yanılmış olursunuz. Bunun yerine, onu parçalayın. Epstein'ın yazdığı gibi: "New York'ta kaç hane var? Bunların yüzde kaçında piyano olabilir? Piyanolar ne sıklıkla akort edilir? Bir akortçu bir günde kaç eve ulaşabilir? Bir akortçu yılda kaç gün çalışır?" Böylece cevaba yakın bir tahminde bulunabilirsiniz. Bir sorunu parçalara ayırmak her türlü alanda işe yarayabilir. Bunu kitap yazma bilmecesiyle karşılaştığımda da kullanıyorum. Görevimi yekpare bir kitap olarak görselleştirirsem, bunalmış hissederim. Bunun yerine, onu bir dizi bölüme ayırıyorum ve onu bir dizi daha küçük bulmaca olarak görüyorum. Bütün yerine parçaları ele alın. Günde birkaç dakika koşu bandında yürümek problemine bakalım. Kendi kendime "Bugün bir saat koşu bandında yürümek zorundasın" dersem, bu görevi sonsuza kadar ertelerim. Onun yerine işi küçük parçalara bölüyorum. İlk olarak, spor ayakkabılarımı giyme alt hedefini ele alıyorum. Bunu yapabilirim. Sonra koşu bandını açma alt hedefi. Bunu da yapabilirim. Ve sadece beş dakika boyunca lastik kayışın üzerine çıkıp yürüme. Bunu da yapabilirim. Bunun o kadar da zor olmadığını fark ediyorum. Sonunda tam bir saati tamamlıyorum. 3. BULMACAYI BAŞ AŞAĞI ÇEVİRİN, TERSTEN DÜŞÜNÜN VEYA BAŞKA BİR YOL DENEYİN Aşağıdaki bulmacayı düşünün: Bir odada bir adam var. Duvarlar çimento, zemin toprak. Tek açıklıklar kilitli bir kapı ve bir çatı penceresi. Adamın elinde kürek var ve kazmaya başlıyor. Tünel açmanın imkansız olduğunu biliyor ama yine de kazmaya devam ediyor. Neden? Niye? Çoğumuz zemini kazan adama odaklanıyoruz, ama adam tam tersini yapıyor: Topraktan bir tepe inşa ediyor. Tepeye tırmanacak ve çatı penceresinden çıkacak. Düşüncelerinizi tersine çevirmek, sadece bulmacalarda değil, aynı zamanda hayatta ve işte de inanılmaz derecede güçlü bir araçtır. Örneğin, baş aşağı duran ketçap şişesi parlak bir buluştur. 4. SON DERECE ESNEK OLUN. Belki de bir bilmecenin sahip olduğu en güçlü silahı bilişsel esnekliktir. İyi bilmece çözenler, hipotezlerine aşık olmazlar. İnançlarını gözden geçirir, yeni kanıtlara açık tutarlar. Örneğin, bir bulmacada verilmiş bir ipucu hatırlıyorum: "Gegs." Bütün ipucu buydu. "Geg" kelimesinin çoğulu olduğunu düşündüm ama bu ne anlama geliyor? Google'a başvurdum ve bunun Portland'ın havaalanı sembolü olduğunu öğrendim. Hiçbir yere varamadım. Cevap asıl kelimenin "geg" in çoğulu olduğunu düşünmekten vazgeçince geldi. Cevap "çırpılmış yumurta" imiş. Sinir bozucu! Sonunda doğru yapmak için yanılmış olabileceğim fikrini benimsemek gerekiyor. Bu benim en sevdiğim düşünürlerin ayırt edici özelliğidir. Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman'ın dediği gibi, "Bir şeyi öğrendiğimden emin olmamın tek yolu yanılmaktır." 5. İLK ADIM İÇİN TUTUNACAK BİR NOKTA BULUN. Bir sorunla karşılaştığınızda, ona en zayıf noktasından saldırın. Bill Clinton, bir röportajında bu stratejiden bahsediyor. Gerçekten zor bir bulmacayı çözmeye çalışırken, genellikle tek bir cevap bile bulamadan birkaç dakika ona baktığını söylüyor. Sonunda işe yarayacak bir ipucu görebiliyor. Buradan başlayarak bulmacayı çözebiliyor. Clinton bunun her türlü sorunu çözmek için yararlı bir strateji olduğunu söylüyor. Ben de aynı fikirdeyim. Yazmada olduğu gibi, genellikle bir bölüme veya bir makaleye nasıl başlayacağımı bilemediğim zamanlar, kullanmak istediğim bir alıntı veya bir anekdot varsa, oradan başlayıp yazıya girişirim. Eninde sonunda yazının yapısı kendini belli eder ve tamamlanır. (*)https://www.fastcompany.com/90771875/try-these-5-supremely-simple-strategies-to-solve-any-problem-from-disagreements-to-projects