Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın son kitabı “Kendini İnşa Etmenin Yolları”ndan seçtiğimiz bazı görüşleri okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz:

Çoğu insanın yol açmaya cesareti yoktur. Ya sağa döner ya sola; üçüncü bir yoldan yürümek istemez. Hep hazır yola sapmaya çalışır. Kendi taş yolunu döşeme gayretini cesaret meselesidir. Ama şunu bilin ki azizim, hayatta ancak kendi fiillerini Alp Dağı'ndan aşıran, aşırmayı düşleyen insanlar başarılı olur. Bir defa geçtiğiniz yoldan bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş bir başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır. Hayattaki gayemiz şudur: bir hedef bulacaksınız, o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız, yol yoksa da o yolu yapacaksınız. İnsan kendini nasıl inşa eder? Birinci şart şu: Meraklı olacaksın. İnsan meraklı olduğu işi daha iyi yapar. Kendine bir bakacaksın; merakını anlayacaksın, yeteneklerini bir tartacaksın ve eksikliklerini göreceksin. Sonra da kendine şunu diyeceksin; "Bana lazım olan konular var ve ben onları öğrenmeliyim." Bu kişinin gayreti kendini adım adım tamamlama, sürekli üstüne koyma yönündedir. Kişinin kendin inşa etmesi ne zaman biter? Hiçbir zaman bitmez. Başarının ölçüsü "Oldum" dememektir. "Ben oldum," demek çok tehlikelidir. Kendinizi her zaman natamam hissetmelisiniz. Çünkü başarının temelinde o natamamlık, o tam olmamışlık duygusu yatar. Ancak natamam hissedersen daha çok konsantre olur püf noktası ararsın. Arayışın her zaman devam etmesi gerekir. Hayat dediğin bir süredir. Yaşam ise o süreyi nasıl kullandığınızdadır. İster köyde yaşa ister şehirde, çevreni sonsuz bir biçimde öğrenmekle mükellefsin. Başka türlüsü olmaz. Demek ki merak birinci adım. İkinci adım keşiftir. İnsan ancak merakını bilediği takdirde doğru keşifler yapar. Bugünün dünyası için en önemli hadiselerden biri kendi özel yeteneğini tanıyıp geliştirmektir. Esas iş keşfetmekte. Sonra da çalışacaksın. Nihayet bu yetenek üzere yaşamayı bir hedefe, plana, programa bağlamalıdır. Münevver insanın bir numaralı özelliği intibak etmektir. Düşüncenin serpilip gelişmesi için farklılıklar gerekir. Kişi kendisini farklı ortamlarda test ettikçe, sınandıkça farklı ortamlara intibak ettikçe, farklı ortamlarda muvaffak oldukça entelektüel açıdan güçlenir. Farklı yerlere uyum sağlamak her açıdan faydalıdır. Zira her türlü yaşam becerisi bu kaynaktan beslenir. Bugünün dünyasıyla baş etmen için en başta kendinle ilişkini doğru kuracaksın. Tüketimini kontrol edecek ve elbette ki tabiatla bağını koruyacaksın. Coğrafyayı seveceksiniz, ülkenizi tanıyacaksınız. Yaşadığınız doğayı, kültürü, insanları tanıyacak ve seveceksiniz. Bu eylem ve gayret hem hayatınızı kolaylaştırır, hem de sizi daha bir zevkle yaşatır. Hayata iyi bakacaksınız, her zaman bir çıkar yol araştıracaksınız, olayları iyi yönünden görmeye çalışacaksınız. Sağlıklı düşünmek için iyimserlik de gerekir. İnsan ancak dostlarıyla ayakta kalır ama hakiki ve ebedi dostlarıyla. Hayatın anlamı da budur. Dostunuz yoksa bedbahtsınız demektir. İnsanın insana sahip çıkması, yardım etmesi kadar değerli şey azdır. Bunun mümkün olmadığı yerlerde, insanlar bir bakıma esaret altındadır. Hayattaki en hoş şeylerden biri insanların özgür ve samimi bir dostluk kurmalarıdır. Bunun için güven ön plandadır. Birine güvenmek için birlikte gülebilmeniz gerekir. Demek ki evvela birlikte gülebileceğiniz insanları bulmanız gerekmektedir. Devamı sabır, emek ve özenle kendiliğinden gelir. Eşek eşeği yalar. Eşek gidip atı yalamaz, geyikle bir ahbaplığı olamaz. Herkes kendi benzerini bulur. Benzerler de birbirlerini övdükçe över. Hiç şüphe yok ki bu da insana iyi gelmez. Talebelerin bu lafı akıllarından tutmasını ve kendilerine benzemeyen insanlarla da bir araya gelmesini salık veririm. (İlber Ortaylı, İnsan Geleceğinin Nasıl Kurar? Kendini İnşa Etmenin Yolları, Söyleşi: Yenal Bilgici, Kronik Kitap, 2022/Şubat)