Her basın birimine tavsiyemdir: Hiç bir kurum ve kuruluşa kendini yaslamasın. Herkes kendi göbeğini kendi kesmek zorunda olduğunu bilsin.

Kurumlar ve Kuruluşların basının sıkıntıları, basına nasıl yardımcı oluruz, tıkanan yerler varsa o problemi nasıl çözeriz diye bir derdi yok. Ya ne var? Günü geldiğinde lüzum hasıl olduğunda basını nasıl kullanırız diye bir özel planları var; o kadar? 3 farklı noktadan örnek vereceğim... AK Parti il başkanlığı ve AK Partili milletvekilleri en son basın toplantısı ne zaman yaptı hatırlayanınız var mı? Sanmam! Eğer yapsalardı, Tasarruf tedbirleri karşısında basının nasıl ezildiğini, nasıl zorda kaldığını duyacaklardı, öğreneceklerdi. AK Parti il başkanlığının, İlçe başkanlığının, kademelerde görev alan işadamlarının veya milletvekillerinin çok gurur duydukları 18 Mart Çanakkale Köprüsü için gazetelere tebrik ilanı verdiklerine rastladınız mı? Bence: Hayır! Tekirdağ NKÜ, Kariyer Fuarı diye bir program icra etti. 3 Üniversite Tekirdağ' da bir araya gelerek ilk kez büyük bir olayı Üniversite içinde öğretim üyelerine, öğrencilere, firma temsilcilerine tanıttılar. Büyük büyük holding tipli firmaların katıldığı, standlar açtığı çok büyük ve önemli bir organizasyon Tekirdağ halkı tarafından hiç duyulmadı çünkü tertipçilerin basınla çalışmak gibi bir düşüncesi olmamıştı. Organizasyondan birkaç gün evvel basın toplantısı yapsalardı, konu işlenecekti. Fuarın hitamında da "Sonuç bildirisi" yayınlamayı akıl edemediler.Tabi, NKÜ idarecileri mükemmel bir fuarın varlığından kamuoyu mahrumiyeti doğduğunu hiç bir zaman farkk edemeyecekler. Bir ay kadar evvel CHP Süleymanpaşa İlçe Başkanı basını dinlemek için bir basın toplantısı tertip etti. Basın bu davete full katıldı ve sızlanmaları tek tek dinleyip not aldı. Ardından CHP İl Başkanı basını çaylı sohbete davet ederek birebir sıkıntıları sabırla dinledi ve sonra bu konuda adım atacağı sözünü verdi. En son olarak; Faik Öztrak, Candan Yüceer ve İlhami Özcan Aygun Gazeteciler Derneğini ziyaret ettiler ve Kadir Albayrak' ın gazetelere olan menfii yaklaşımını net biçimde dinlediler. Dinlediler de ne oldu demeyeceğim? İyi niyetliydiler, ilgili zata ileteceklerini ve gazetecileri ikiye ayıran sorunu çözmek için uğraşacaklarını belirttiler. Ancak Bendeniz hiç birinden umutlu değilim. Ne üniversitesinden, ne milletvekillerinden, ne anlı şanlı odalardan, birliklerden, sendikalardan, barolardan zerre umudum yok. Çünkü bidayette onların ajandalarına basın diye bir kavram henüz girmedi. 40 yıllık basınla iştigal tecrübem bana bunları böyle yazdırıyor. Onlar en can alıcı olayları bile sosyal medya sayfalarından paylaşarak görev yaptıklarına inanmaktalar çünkü facebook sayfaları parasız ilana giriyor! Ama olsun, basın çok önemli olsaydı Cumhurbaşkanlığı bizi Tasarruf Tedbirleri kapsamına sokmaz; abone olmayacaksınız, ilan vermeyeceksiniz demezdi. demek ki değerimiz daha tepe noktalarda negatife dönüştürülmüş. Yerel basının Tekirdağ için çok büyük hizmetleri var. Bilen bilir. Ama esas bilinmesi gerek nokta şu: Hiç kimse aşılmaz değil. Rızık veren Allah' dır. 15 seneden beri yayındayız. NOT: İlhami Özcan Aygun ismini haksızlık olmasın diye özellikle vareste tutuyorum. Allah razı olsun! Daha milletvekili olmadığı yıllardan başlayarak bugüne kadar basını hiç yalnız bırakmadı. Sadece benimle hiç de gerekli olmadığı halde sayarak severek en az 50 kez telefonla konuşmuşluğu vardır.