GÖNÜL İŞÇİLİĞİ

Gönül işçiliği... Işıl ışıl umutla parlayan gözler... minicik umut dolu kalpler... biraz hüzün... biraz heyecan... elinizde poşetlerle sokağa girdiğinizde mutluluktan dans ederek size eşlik eden bir sürü minik kalp. Bu seneki bayram ziyaretlerimizde şimdiye kadar varlığından haberimiz olmayan (ve bunu büyük bir kayıp olarak görüyorum ve kendi adıma utanıyorum) ve ziyaretimizi sonlandırdığımızda içimize huzur ve mutluluk dolduran çok güzel bir eve ve çok misafirperver ev sahiplerine konuk olduk. Burası minik kalplere dokunan resmi bir kurum değil. Yardıma muhtaç insanlara yardım eli uzatmak, öksüz yetim kalmış çocukların birazda olsa yemek ve giyim ihtiyaclarını karşılamak için melek kalpli Rıza bey ve 22 sene önce Türkiye'ye yerleşmiş eşi Maria hanım tarafından açılmış masraflarının bir kısmı hayırseverler tarafından desteklenen 3 katlı küçük bir ev. Evin içi kitaplar, oyuncaklar, fotoğraflar ve en önemlisi sevgi dolu. Bu evi açma amacını bize anlatırken bile gözleri nasıl sevgiyle ve o çocukları mutlu etmenin huzuruyla parlıyor anlatamam. Rıza bey aslında tamamen farklı bir işte çalışıyor ve geliriyle evin kira elektrik gibi giderlerini karşılıyor. Şuanda tam 68 çocuk olduğunu ve her biriyle tek tek ilgilendiğini belirten Rıza bey ile kısa bir sohbet etme fırsatımız oldu. Farklı yaşlardaki çocuklar burada sabah kahvaltısını yapıyor, derslerini çalışıyor ve en önemliside gönüllülerin sayesinde hayallerine kavuşuyor. Çocukların bir çoğu anne babası ayrı, maddi durumu olmayan veya babaları hapiste olan çocuklarmış. Sadece Balat çocuklarına değil tüm çocuklara kapılarımız açık. Ben bir değil tam yetmiş dondurma alıyorum. Çocuklar sağa sola gitmesinler birşey yemek istediklerinde burada bulabileceklerini bilsinler o güveni hissetsinler. ''Buranın sahibi biz değiliz çocuklardır. '' diye de ekliyor. Giriş katı gelen temel gıda, giyim gibi yardımların istiflendiği alan, ikinci kata çıktığınızda sizi küçük bir mutfak ve çocuklara ders çalışma imkanı olması için küçük bir kütüphane karşılıyor. Üçüncü kat biz misafirler için ayrılmış durumda ve ikramlar ücretsiz. Orada bulunduğumuz süre içinde sadece çocukların değil yardıma muhtaç yaşlılarında uğradıklarını ihtiyaçlarını karşıladıklarını gözlemledik. Hele yaşlı bir teyzenin utana sıkıla evdeki torununa götürmek için limonata rica etmesi bizi çok utandırdı. Çevremzide bu kadar yardıma muhtaç insan varken bizler rahat evlerimizde oturmayalım ufacıkta olsa o çocuk gözlerdeki sevinçlerde bir payımız olsun. Sizde minik bir kalbe dokunmak isterseniz onlara sosyal medya hesaplarından ulaşabilir hatta onları İstanbul Balat'ta ziyaret edebilrsiniz. Giymediğiniz kıyafetleriniz, çocuklarınızın küçülen kıyafetleri, artık ilgilerini çekmeyen oyuncakları, doğum günü pastaları ve hayır yemeklerinizi onlara paylaşabilirsiniz. Onların bizlere verebileceği maddi bir şeyleri yok ama sevgi dolu kocaman yürekleri var ve bu sevgiyi çok yoğun bir şekilde hissedebiliyorsunuz.