Değirmenaltı

Bir deniz kenarı düşünün! Yürüyüşe çıkmışsınız; bir tarafınız uçsuz bucaksız deniz, bir tarafınız altın rengi kumlar. Temiz havayı içinize çekerken ayaklarınıza denizin beyaz köpüklü dalgaları vuruyor. Uzaklarda bir iki gemi demir atmış. Havanın sıcak olduğu günler ayakkabılarınızı fırlatıp o kumlara gömmek istersiniz ayaklarınızı. Nasıl huzurlu. Ama Değirmenaltı kumsalında bunu yapamazsınız. O güzelim doğayı ne üzücü ki içki şişelerinle, yemek paketleriyle yani aklınıza ne gelirse mahvetmişler ve mahvediyorlar. Bir arkadaşım kuma gömülmüş kirli çocuk bezine bile rastlamış. Kendi pisliğini temizlemek bu kadar mı zor.? er yerde çöp bidonları var. Her şeyi belediyeden beklememek lazım. Hele ki geleceğimizin umudu olan gençler.... Buraya daha da kültürlü, bilgili olmak için gelmiş üniversite gençliği. Ben kesinlikle özel hayatlarını eleştirmek için söylemiyorum ama 10 gençten 8' inin elinde içki şişesi. İçki içmeyeni ayıplıyorlar mı noluyor. Ve ne yazık ki torbalar içinde şişeler, cipslerle geldikleri kumsalı o torbaların çöpleriyle bırakıp gidiyorlar. Son zamanlarda hangi gençle konuşsam ''bir fırsat bulsam hemen Avrupa'ya giderim'' diyor. İyi de Avrupa'da böyle yaşayamazsınız. Orada bir çöpü bile yere atamazsınız. Önce kendinizi eğitin sonra Avrupa'yı isteyin. İkinci bir rahatsızlığımsa, NKÜ'ye diğer şehirlerden gelen, ne hikmetse ünili olunca özgürlük kavramını yanlış anlayanlar. Aileleri onları belki de kendi ihtiyaçlarından kısarak binbir zorlukla, fedakarlıkla, gururla okuyup meslek sahibi olacakları okula uğurluyorlar. Sonuç sabahlara kadar süren kalabalık partiler, son ses müziklerin gürültülerine kendi böğürtüleri de - çıkan seslerin başka Türkçe açıklaması yok maalesef - karışıyor. Yandaki evlerde uyuyan mı var, hasta mı var, uyarılara rağmen umurlarında olmuyor. Avrupa'da bunu da yapamazsınız. Avusturya'da yaşarken yavru kedim fazla zıpladı diye alt komşum polis çağırmıştı hemde akşamın 9' unda. Bu konuda ki rahatsızlığımızı üni gençliğinin paylaşım yaptığı bir sosyal medya sayfaları var. Oraya yazdım. Aldığım cevaplar gençlerin durumlarını ortaya koydu. Ev sahipleri de o kadar yüksek kira almasınmış öğrencilerden. Bana ne bize ne! Ne ev sahibiyim ne de herhangi bir yeri kiraya veriyorum. Ben buraya kira ödüyorum istediğimi yaparım düşüncesinde çoğu. Nerde kaldı sizin eğitiminiz. İnsanları rahatsız etme hakkınız yok. Ben bu gençlerin kendi memleketlerinde bu tarz davranışlarda bulunduklarını da sanmıyorum. Nedense başka şehre okumaya gidince bozuluyorlar. Bir de sadece hafta sonu tatillerinde dışardan gelip ev kiralayanlar var. Bunlar nasılsa burada iki gün varım, her rezilliği yaparım giderim düşüncesindeler. Ev sahiplerine bu konuda çok iş düşüyor. Ben kiramı alırım, gerisi umurumda olmaz demesin kimse! Özellikle hafta sonlarında Değirmenaltı geceleri denetlenmeli bence. Elifce Dipnot: yukarıda yazdıklarım her öğrenci için yada genç için geçerli değil. Hepsini aynı kefeye koymuyorum. Sözlerim "Özgür Hayatı" yaşayan ve bizlere yaşatan edepsizlere. Sevgili gençler, lütfen ailelerinizin sizi üniye ''artık üniliyim özgürüm istediğim gibi davranırım'' düşünceniz için değil, okuyup adam olmanız için gönderdiğini unutmayın. Siz özgür olma kelimesini yanlış anlamışsınız...