Geçmişle bugünü mukayese etmeden, yakın geçmişte olup bitenlerle bugünkü benzeşmeleri ele almadan bir milli politikayı bir milli siyaseti doğru olarak ortaya koyamayız.

Atatürk, Lozan' da devletini kurduktan sonra 3 temel esası bir emanet gibi bu milletin önüne koymuştur; TBMM başta olmak üzere onun himayelerinde; Cumhuriyet rejimi ile Karma Ekonomi' yi kucağımızda bulduk. İyileşmeleri veya bozulmaları bu noktalarda aramakta yarar var. Cumhuriyet rejimi deyince akla gelen formülasyon, "Kuvvetler Ayrılığı Prensibi" şeklindedir. Devlet yapımızda, "Tam İstiklal Ruhu" vardı. Ekonomik sistemimiz de Özel ve Kamu Sektöründen mürekkep, "Karma Ekonomi Sistemi" esasına dayandırılmıştı. Milli bir heyecanla, milli bir şevkle kalkınma ve gelişme hamleleri yapılmış, çok sayıda milli ve yerli fabrika hayata geçirilmişti. Ancak. Güzel hamleler şuurlu adımlarla hayat bulur. Demokrat Parti' nin (1950) iktidara gelmesiyle, ABD ile yapılan çok sayıda İkili Antlaşmalar istiklal ruhumuzu zedeledi. 1952' de NATO' ya girilmesi, 1954' de Max Bell tarafından hazırlanan ve devlet tekelini sonlandıran "Petrol Antlaşması" nı uygulamaya koymamız, 1954' de ABD ile imzalanan "Vergi Muafiyetleri", 1956' da "Tarım Ürünleri" Anlaşmaları ile yavaş yavaş ahtopotun kolları tarafından sıkı sıkıya sarılmaya başlandık. ABD' ye açılan kapılar sonucunda biz, "Küçük Amerika" olmak bi tarafa büyük zarara uğrayan konuma sokmuştur. Maalesef dış devletlerle yapılan hiç bir ikili antlaşma bizim lehimize sonuç vermemiştir. Bir Atatürk emaneti olan Karma Ekonomi, 24 Ocak 1980 kararları ile sona erdirilmiştir. Akabinde Serbest Piyasa Ekonomisine geçilmiş, özelleştirmeler yapılmıştır. Yabancı paraların ve malların yurt içinde dolaşımına yine bu dönemde serbestlik getirilmiştir. 24 Ocak kararlarının mimarı kimdi? Turgut Özal olduğunu hatırlak istiyorum. Bugüne gelirsek; AKP' nin o dönemlere olan ilgisi siyasi oy avcılığıyla mı alakalıdır yoksa Atatürk dönemlerine karşı oluşun bir ifadesi mi diye bakmak lazımdır. AKP, Menderes ve Özal çizgisinde olduklarını niye söylüyor? Arada DP' nin devamı olan koskoca bir Adalet Parti, Demirel dönemi var, onun da devamı niteliğinde olan DYP dönemi var. Hatta zaman zaman iktidara gelen bir Erbakan Hoca var. Bu isimler atlanarak illaki Menderes ve Özal niye? Bence bir zihniyetle alakalı olsa gerek! Atatürk, parti içinde revaç bulmamakta, dolayısıyla onun temel değerleri de hüsnü kabul görmemektedir. Bugün dahi ortaya çıkan çeşit çeşit Atatürk karşıtlı söz ve eylemleri büyük bir hızla devam etmektedir. 100 yıllık cumhuriyetin temel niteliklerinde dönüşüme yol açan iki köşe başı isim, Menderes ve Özal' dır. AK Parti buna, TBMM' nin yapısını değiştirmek suretiyle değişim çizgisine aynen devam ettiğini göstermiştir. Bir şehri; 100 metre yüksekten baktığınızda farklı, 1000 m. ve daha yükseklerden baktığınızda çok daha farklı görürsünüz. Tarih de böyledir. Dün olmuş bir olaya bugün bakmak ile 50 yıl, 100 yıl, 1000 yıl sonra bakmak arasında uçurumlar var. O sebeple AKP' nin yol çizgisini 70 yıl geriye götürmesini görmezde gelemeyiz. 70 yıl öncesi Menderes dönemi ile 40 yıl öncesi Özal dönemi siyaseti bize çok çok farklı ip uçları sunabilir. Ben bu yazımla AK Parti ile geçmişin siyaseti arasındaki kesişme noktalarını görmeye çalıştım.