Fatih ERGE

Son bir aydır Tekirdağ'da gerçek gündem olması gereken konuları ele almaya çalışıyor sizleri bu yönde düşüncelere sevk etmeye gayret ediyorum. Tekirdağ'ın marka değeri elbette bu şehirde yaşayanlar için çok önemli. Her ne kadar Tekirdağ ismi ilimizi temsil ediyor olsa da benim Tekirdağ'dan kastım yaşadığım ilçe Süleymanpaşa olduğunu belirtmek isterim. Son 10 yılda bu şehrin marka değerini arttıracak 3 yatırım sayabilirim. Bunlardan ilki Tekira AVM diğeri Ramada Hotel ve son olarak Tekirdağ Şehir Hastanesi... Bu üçü de şehrimizin ilkleridir ve marka değerini yükselten çok kıymetli yatırımlardır. İkisi özel teşebbüs, son yatırım olan Şehir Hastanesi de devlet destekli yatırım projesidir. Aradan 10 yıl geçmesine rağmen ne ikinci bir 5 yıldızlı otel ne de başka bir avm hayata geçirilmiş değil. Demek ki bu yatırımlar büyük mücadele ile büyük riskler alınarak şehrimize kazandırıldı. Girişimcilerin kıymetini bilmek lazım, şahsım adına kutluyorum. Aksi halde şehirleşme namına bu kentte maalesef hiç bir şey olmayacaktı. Süleymanpaşa neden böyle? Yatırım yapmaya engel nedir? Gelişmek, büyümek, zenginleşmek, modernleşmek... Kim istemez? Sizden ricam bu yazının altına "bu şehir neden gelişemiyor", fikrinizi yazın. Sonra düşüncelerinizi derlediğim bir yazı ile yine bu köşeden paylaşacağım. Bana göre bu şehrin gelişiminde en büyük engel; rüşvet, rant ve kendisini bu kentin ya da bir siyasi partinin sahibi sanan kişiler... Bu yazdıklarımı ispat edemem ama gerçekler böyle değildir anlamına gelmiyor. Tekirdağ çok kıymetli, stratejik bir coğrafi konumda yer alıyor. Bu kente yatırım gelmemesi akıl ile mantık ile, bilim ile izah edilemez... O zaman akla üç şey geliyor: RÜŞVET, ENGELLEME, RANT... Emniyet birimlerini bu konularda hassas olmaya davet ediyorum en ufak bir ihbar büyük bir sarmalı ortaya çıkarabilir. Pazartesi günü eşimi Trabzon'a 2 günlük ziyaret için İstanbul Havalimanına bıraktım ve hemen geri dönüşe geçtim. Sabah 7.30 gibi Çorlu kavşağı mıntıkasına ulaştım Tekirdağ'a doğru ilerliyorum, henüz hava aydınlanmadığı için araç farlarının yoğunluğu gözlerimi almaya başladı. Tekirdağ'dan çıkan ve Çorlu - İstanbul istikametine doğru akın eden binlerce araç 15 km'lik yolda yoğun bir trafik meydana getirmişler. Sabahın erken saatlerinde yola koyulanlar eşimiz, dostumuz, akrabamız... İşte bu şehre çeşitli nedenlerle yatırım yapmaya engel olanlar bizlerin ve çocuklarımızın istikballeri, hayalleri ile oynamış oluyorlar. Tekirdağ'dan hiçbir şey olmaz psikolojisi müdüründen, patronuna, çiftçisinden öğretmenine sirayet etmiş vaziyette. Bu psikoloji toplumun genelinin mücadele azmini kırıyor olsa da bizlerin savaşçı ruhunu ortaya çıkarıyor. Yılmadan, eğilmeden, bükülmeden bu şehir için çabalamaya gayret etmemiz lazım. Ortak gelecek bu görevi bize yüklüyor. Bu kente dair sizler neler düşünüyorsunuz? Neden gelişemiyoruz? Yorumlarda bekliyorum.