Fatih ERGE

Yeni yetişen gazetecilerin örnek aldığı bir isim şüphesiz. Youtube'de milyonu geçen takipçi sayısı ile gençler onu yeni fark etseler de aslında kariyeri 1990 lı yıllarda Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 32. Gün programıyla başladı. Birand'ın anlatımıyla sıfır kilometre delikanlı olarak katıldığı ekipte kameramanlık, asistanlık gibi bir çok alanda çalıştı. İletişim mezunu Özdemir'in bıyıkları henüz terlemeye başlamıştı. Tarak girmez sıklıktaki saçları, bir beden büyük kıyafetlerinin içinde kayboluşu olayları sunuş biçimi belki de bize en sıcak gelen özellikleri olmuştu. Birand Cüneyt Özdemir'i anlatırken kariyerinde Eşref Bitlis Paşa'nın şüpheli ölümüyle alakalı hazırladığı "Cinayet mi yoksa kaza mı?" Araştırma dosyasına vurgu yaparak Cüneyt Özdemir'in dönüm noktası olduğunu ifade ediyordu. Bu başarı, basamakları koşarcasına çıkmasını sağladı. Cüneyt Özdemir, CNN Türk'te 2001 yılında başlattığı ve günümüzde de devam eden 5N1K Haber programı iletişim fakültelerinde öğretilen gazetecilik terimini ilgili ilgisiz tüm Türkiye'ye öğreten adam olarak tarihe geçti. Özdemir bir şekilde internetin de yaygınlaşmasıyla manavı, tüpçüyü, mobilyacıyı... Kısacası sokakta yürüyen her insanı ayaklı gazeteciye dönüştürmüş oldu. Türk halkı artık yaralıya yardım eden değil cep telefonuyla yayın yapan kısma evrildi. "Acı var mı acı" her ne kadar Reha Muhtar'ın patentli cümlesi olsa da Cüneyt Özdemir, Reha Muhtar geleneğinin devamını istemeyerek de olsa sağlamış oldu. Savaş Muhabiri yıllarında bir çok cephede heyecanlı anlatımı, olaylara bakışı ve devrik liderlerle yaptığı röportajlar ününü tüm dünyaya taşıdı. Artık o sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın tanıdığı, meslektaşlarının kıskandığı bir gazeteciydi. Üstelik Im, is, are seviyesindeki İngilizcesini uzmanlık seviyesine çoktan ulaştırmıştı bile. Tv'lerin demode olmaya başladığı, internet televizyonculuğunun parladığı dönemlerde parlak zekasını yine konuşturdu. Elinde cep telefonuyla San Francisco, New York sokaklarında avare avare dolaşıp avuç içi kadar takipçilerine yaşadığı yer ve dünyadaki gelişmeleri aktarmaya çalıştığı günlere şahidim. Gravdan youtuberler onun hep hedefinde oldu. O dönem devre meslektaşları ne yapıyor bu Cüneyt diye dalga geçiyorlardı. Aşağılamaları, hor görmeleri, tiye almaları zaman zaman youtube takipçilerine aktarıyordu. Dalga geçenlerin şuan nerelerde olduklarını bilemesekte Cüneyt Özdemir bugün bile meslektaşlarına gazetecilik dersi vermeye devam ediyor. Bu özelliklerinden dolayı Cüneyt Özdemir benim için 2021'in en başarılı gazetecisidir. Başarısının sırrı gülüşünde saklı olduğunu söyleyebilirim. Sonrası çalışmak, çalışmak ve tekrar çalışmak... Bedavaya ekmek yok)) Yolun açık olsun üstad.